Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7744 E. 2023/837 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz satışının muris muvazaası olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, dosyadaki tüm deliller ve özellikle tanık ifadeleri değerlendirildiğinde muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin davayı reddeden kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasında Mahkemesinde birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ...'in adına kayıtlı 2139 parsel sayılı taşınmazı dava dışı oğlu ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, ...'ın da çekişmeli taşınmazı dava dışı ...'e sattığını, onun tarafından da taşınmazın murisin ...'dan olma torunu davalı ... ...'ye satış yoluyla devredildiğini, yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalı, dava konusu taşınmazın babası ...’ın kazancı ile alındığı için tüm mirasçıların onayı ile devredildiğini, mirasçılar arasında rızai taksim anlaşması yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2012 tarihli ve 2011/767 Esas, 2012/326 Karar sayılı kararıyla; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 06.02.2013 tarihli ve 2012/12466 Esas, 2013/1326 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararın onanmasına karar verilmiş, davacılar vekilinin karar düzeltme başvurusu üzerine Dairenin 27.05.2013 tarihli ve 2013/6720 Esas, 2013/8570 Karar sayılı kararı ile “... Somut olayda, kadastro tespitinin 15.08.1970 tarihinde yapıldığı, mirasbırakanın ise 07.11.1971 tarihinde yani tespitten sonra öldüğü sabittir. Bu durumda, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin eldeki dava bakımından uygulanamayacağı açıktır. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi ve oluşacak duruma göre uyuşmazlığın bir çözüme kavuşturulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Dairenin onama kararı ortadan kaldırılarak Mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 26.04.2016 tarihli ve 2013/392 Esas, 2016/203 Kararı sayılı kararı ile temlikin muvazaalı olduğu gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 04.06.2020 tarihli ve 2016/13646 Esas, 2020/2265 Karar sayılı kararı ile “… Dinlenen davacı tanıkları, temlikin muvazaalı olduğu yönünde herhangi bir beyanda bulunmamışlar, aksine mirasbırakanın diğer mirasçıları ile ilişkilerinin iyi olduğunu ve aralarında bir sorun yaşamadıklarını bildirmişlerdir. Bu durumda dosya kapsamındaki tüm olgu ve deliller, özellikle tanık ifadeleri yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; muvazaa iddiası kanıtlanmış değildir. Hal böyle olunca, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

D. Mahkemesince İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 15.06.2021 tarihli ve 2021/7 Esas, 2021/257 Kararı sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Asıl davada davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, yemin deliline rağmen davanın reddinin hatalı olduğunu, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin sağlığında veya sonrasında mirasçılar arasında bir paylaştırma olmadığını, tanık beyanları ile de muvazaanın ortaya konulduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

2. Birleştirilen davada davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyanın detaylı incelenmediğini, başka taşınmazlarını da murisin muvazaalı devrettiğini, ...'ın oğullarından ...'e devredilen taşınmaz için açılan davanın kabul edildiğini ve temyiz edilmeksizin kararın kesinleştiğini, ...'ın ölü oğlu ...'in eşine de temlik yapıldığını, o taşınmaz için de yargılamanın devam ettiğini, rızai taksim olmadığını, davanın kesin delil olan yemin delili ile nihayete erdiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık asıl ve birleştirilen davada, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının asıl davada davacılardan,

120,60 TL bakiye onama harcının birleştirilen dava davacılarından alınmasına

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.