"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasında yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, çekişmeli 156 da 9 parsel sayılı taşınmazı davacı yurtdışındayken davalıların murisinin kendi üzerine yazdırdığını, taksim sonucunda çekişmeli taşınmazın güneyinde kalan kısmın davacıya kaldığını öne sürerek taşınmazın güneyinde kalan yaklaşık 200 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın üzerinde müvekkillerinin dedesi ... intikal eden eski bir ev olduğunu, müvekkillerinin çocukluğunu bu evde geçirdiklerini, muris ... ve eşi Adile Aksoy'un hasta ve yaşlı oldukları için muris ... onlara bu evde baktığını, davacının tapunun tamamının hak sahibi olması ve kendi adına çıkarılmasının mesnetsiz olduğunu, davacının iddiasının muris ...' un 18.03.2005 tarihinde vefatından sonra ortaya çıktığını, muris ...'in vefatından sonra mirasçılar arasında tapuda olmasa da fiili olarak taksim yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla, yapılan keşif sırasında dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında taşınmazın evvveliyatında kök murise ait olup, vefatından sonra yapılan taksimde davacı hissesine düştüğü, üzerindeki iki katlı evin davacı tarafından yaptırılarak zilyet edildiğinin ve diğer mirasçılara düşen hisselerin de neler olduğunun ve tüm mirasçıların kendilerine düşen taşınmazları paylaşımdan sonra fiilen kullandıklarının görgüye ve somut olaylara dayalı olarak anlatıldığı, davalılar murisi ...'un kullanımının ise davacının müsaadesine dayalı olduğunun belirtildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 9 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile fen bilirkişileri ... ve ... ... 15.06.2010 tarihli rapor ve krokilerinde (B) harfi ile gösterilen 205.80 metrekarelik kısmın ayrı bir parsel numarası altında davacı ... adına, rapor ve krokide (A) harfi ile gösterilen 190.96 metrekarelik kısmın ise aynı parsel numarası altında ... adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımıyla olması gerektiğini, ... adına tesciline karar verilen yerin yola cephesinin bulunmadığını, infazının mümkün olmadığını,taşınmazın içerisinde bulunan evin projesinin ve elektrik, su bağlantılarının ... tarafından yapıldığını eksik araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesi şöyledir, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi şöyledir " Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. " hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 26.34,54 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.