"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunu kamu düzeni gereği, davalı Hazine vekilinin istanifa başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle Hazineye yönelik davanın husumet yokluğundan reddine, davacının diğer davalılara yönelik davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin Hazine aleyhine açtıkları davadan feragat etmesi, diğer davalıların kabul beyanları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ek karar ile Hazineye yönelik davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararları davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı ... vekili dava dilekçesinde; Bursa ili Kestel ilçesi Osmaniye köyü 113 ada, 41 parsel (yeni 50 parsel) sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalılardan ... adına tespit edildiğini, taşınmazın doğu tarafındaki yaklaşık bir dönüme tekabül eden etrafı taşlarla çevrili baraka bölümünün 2005 yılında davacının babası ... tarafından ...'dan satın alındığını, babasının ölümünden sonra da davacı tarafından kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı ... vekili 12.03.2021 tarihli dilekçesi ile davalı Hazine hakkındaki davasından feragat etmiştir.
2.Birleştirilen davada davacı dava dilekçesinde; 1994 yılında yapılan kadastro çalışmalarında babasından kendisine intikal eden yaklaşık 2.500,00 m2 bahçe vasfında olan taşınmazın, müteveffa ... adına 113 ada 41 parsel olarak yazıldığını ileri sürerek bu kısmen tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine davanın husumet ve süre yönünden reddini savunmuştur.
2.Davalılardan ... 16/04/2019 tarihli oturumda; davaya bir diyeceği olmadığını, 1994 yılında yapılan kadastroda farklı kişilere ait yerlerin bütün olarak kendilerine yazıldığını, bu yerlerin davacıların da iddia ettiği gibi kendilerine ait olmadığını, onlara ait olduğunu, yenilemede de aynı şekilde tespit yapıldığını beyan etmiştir.
3.Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... kimlik tespiti yapılan 12.03.2021 tarihli dilekçeler ile davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların davasının ayrı ayrı kabulü ile Bursa Kestel Osmaniye mah. eski 113 ada 41 parsel, yeni 674 ada 50 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile dosyada bulunan Fen Bilirkişisi ...'ya ait 12/12/2019 tarihli raporda mavi taralı olarak B ile gösterilen 579,24 m²'lik 57924/1209328 hisseye tekabül eden kısmın davacı ... adına, sarı taralı olarak A harfi ile gösterilen 3.160,48 m²'lik 316048/1209328 hisseye tekabül eden kısmın davacı Burhan Baştar adına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan kısmın hisseleri oranında davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili esasa yönelik, katılma yolu ile davacı ... vekili vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
1.Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin 17.02.2021 tarihli 2020/990 E. 2021/270 K. sayılı kararıyla davalı Hazinenin dava konusu taşınmazda mülkiyet veya başkaca herhangi bir ayni veya şahsi hak sahibi olmadığından davalı Hazine aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı, öte yandan, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde kadastro öncesi hukuki sebeplere dayalı olarak hak iddialarının kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra ileri sürülemeyeceği, dava konusu, 113 ada 41 yeni 674 ada 50 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 31/03/1994 tarihinde kesinleştiği, istinafa konu eldeki bu davanın ise tutanağın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra 13/09/2018 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davacı ... vekilinin istinaf isteminin kamu düzeni gereği kabulü ile diğer istinaf istemlerinin reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf isteminin kabulüne, kararın kamu düzeni gereği HMK.nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davacı ...’nın davalı Hazine’ye yönelik davasının husumet yokluğundan reddine, diğer davalılara yönelik davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2. Davacı vekilinin 12/03/2021 tarihli dilekçesiyle davalı Hazine yönünden davadan feragat ettiklerini, diğer davalı tarafların ise davayı kabul beyanları sunduklarını, bu nedenle de davalı Hazine yönünden davanın feragat sebebiyle reddine, diğer tüm davalıların davayı kabule dair yazılı beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin 15.03.2021 tarihli 2020/990 E. 2021/270 K. sayılı ek kararıyla davacı vekilinin davadan feragati nedeniyle davalı Hazine bakımından usulden ret kararının kaldırılarak feragat nedeniyle ret kararı verilmesine, feragat nedeniyle ret kararı davanın esasına ilişkin bir hüküm olmakla davalı Hazine yararına nispi vekalet ücreti takdirine, istinaf aşamasında davanın kabulü halinde istinaf mahkemesinin kabule ilişkin karar vermeye yetkili olduğu kabul edildiği, ancak dava konusu, 113 ada 41 yeni 674 ada 50 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 31/03/1994 tarihinde kesinleştiği, istinafa konu eldeki bu davanın ise tutanağın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra 13/09/2018 tarihinde açıldığı anlaşıldığından 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği ve hak düşürücü sürenin davanın her aşamasında gözetileceğinden ve davacı vekilini dilekçe ekinde sunduğu Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin eski kararlarının kararın temyiz incelemesini yapmaya yetkili 16. Hukuk Dairesince benimsenmediği gözetilerek kabule ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen 17.02.2021 tarihli kararına ve 15.03.2021 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepler
1.Davacı ... vekili 19.03.2021 tarihli temyiz dilekçesinde özetle; 17.02.2021 tarihli kararı temyiz ettiklerini, davalıların kabul beyanlarının 10 yıllık hak düşürücü süreden önce geleceğini, 12.03.2021 tarihinde ayrı ayrı verilen dilekçeler kabul edildiğinden kesin hüküm gibi sonuç doğurması gerektiğini, bu konuda içtihatlar olduğunu, ayrıca hak düşürücü sürenin ancak hakkın kadastro tespit tutanağının tanzim tarihinden önce doğmuş olması halinde uygulanabileceğini, davacının miras bırakanın ölümünün ardından terekenin açılmasıyla hak sahibi olduğunu öğrendiğini ileri sürerek temyiz başvurunda bulunmuştur.
2.Davacı ... vekili 02.06.2021 tarihli temyiz dilekçesinde özetle; 15.03.2021 tarihli ek kararı 19.03.2021 tarihinde temyiz ettiklerini, eski beyanlarının tekrarı ile ek kararda Hazine lehine hükmedilen nispi vekalet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda, toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemek amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
Anılan Kanunun “Tarım Arazilerinin Sınıflandırılması, Asgari Tarımsal Arazi Büyüklüklerinin Belirlenmesi” başlıklı 8'inci maddesinin birinci fıkrası gereğince tarım arazileri; doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırılmıştır. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında; "Asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemez. Bakanlık asgari tarımsal arazi büyüklüklerini günün koşullarına göre artırabilir. Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz..." hükmü düzenlenmiştir.
Kanun'un 3. maddesinde; mutlak tarım arazisi, özel ürün arazisi, dikili tarım arazisi, marjinal tarım arazisi, asgari tarımsal arazi büyüklüğü ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü ayrı ayrı tanımlanmıştır.
5403 sayılı Kanun'un "Yeter Gelirli Tarımsal Arazi Büyüklüğü" başlıklı 8/A maddesinde ise; "İl ve ilçelerin yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak bu Kanuna ekli (1) sayılı listede belirlenmiştir. Tarımsal araziler bu Kanuna ekli (1) sayılı listede belirlenen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin altında ifraz edilemez, bölünemez..." hükmüne yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen ek karar, davacı vekiline 03.04.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 19.03.2021 tarihli temyiz dilekçesinde yalnızca 17.02.2021 tarihli kararın temyiz edildiği, ek kararın temyiz edilmediği, ek temyiz dilekçesinin ise yasal süre geçirildikten sonra 02.06.2021 tarihinde verildiği anlaşılmıştır. Bu sebeplerle davacı ... vekilinin 02.06.2021 tarihli ek temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine,
2. Kadastro sonucunda Bursa ili Kestel ilçesi Osmaniye köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 41 parsel sayılı 12.416,18 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz 30 yılı aşkın zamandır ... zilyetliğinde olduğu belirtilerek ... adına tespit ve 31.03.1994 tarihinde tescil edilmiştir. 26.04.2016 tarihinde ... mirasçılarına intikal etmiş, bilahare taşınmaz 22/A çalışmaları neticesinde 674 ada 50 parsel numarası ile kaydedilmiştir.
3. Davacı ...'in 113 ada 41 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 1.000,00 metrekarelik kısmı yönünden tapu iptal ve tescil davası açtığı sonuç olarak paydaş olma isteğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere 5403 sayılı Yasa tarım arazilerinin bölünmesine izin vermemekte, geri çevirme kararımız üzerine dosya arasına giren 24.02.2023 tarihli yazı cevabından da dava konusu taşınmazın ifrazının ve hissedar sayısının arttırılmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
4. Her ne kadar kamu düzenine aykırı olmamak koşuluyla kabul beyanı hak düşürücü süreden önce gelir ise de; 5403 sayılı Yasa niteliği gereği kamu düzeninin ilgilendirdiğinden yasayı dolanmak amaçlı kabulün önüne geçmektedir. Kabul nedeniyle 5403 sayılı Yasa'ya aykırı hüküm kurulamayacağına göre davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olması hatalı ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı ... vekilinin 02.06.2021 tarihli ek temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine,
2.Temyiz itirazlarının 4.fıkrada açıklanan nedenlerle kabulü ile sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek halinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13/03/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.