"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil-tazminat davasında bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, davalı ... tarafından sahte senetle aleyhine başlatılan icra takibinin başkasına ait adrese tebligat yapılmak suretiyle kesinleştirilerek maliki olduğu 3237 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 2 no.lu bağımsız bölümün cebri icra yoluyla alacağına mahsuben davalı ...’ye satıldığını, henüz kullanılabilir durumda bulunmayan, tamamlanmamış taşınmazın kısa aralıklarla Sevgi tarafından diğer davalı ...’ye, İlhami tarafından da öteki davalı ...’a devredildiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, devirlerin gerçek olmadığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa şimdilik 8.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., taşınmazı alacağına mahsuben kaba inşaat halinde iken cebri satışla temlik aldığını, taşınmazı her şeyini yaptırdıktan sonra diğer davalı ...'ye sattığını, taşınmazla artık bir ilgisinin kalmadığını, diğer davalılar, taşınmazı tapu siciline güvenip, bedelini ödeyerek, iyi niyetle satın aldıklarını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13/07/2016 tarihli ve 2011/159 E., 2016/257 K. sayılı kararıyla; yolsuz tescil iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tapunun iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairemizin 10/06/2020 tarihli ve 2017/335 E., 2020/2469K. sayılı ilamıyla, “Somut olaya gelince, sahteliği saptanan 10.10.2008 düzenleme tarihli, 200.000,00 TL miktarlı senet nedeniyle yapılan icra takibi sonucu gerçekleştirilen satışın ve oluşan kaydın yolsuz olduğu hususunda bir tereddüt yoktur. Dolayısıyla davalı ... adına oluşan tescil yolsuzdur. Ancak diğer ellerin iyiniyetli olmaları halinde edinimlerinin korunacağu kuşkusuzdur. Eldeki davada Sevgi'den sonraki malikler İlhami ve Kenan'ın kötüniyetli oldukları hususu davacı tarafından usulünce kanıtlanabilmiş değildir.
Hal böyle olunca, iptal tescil isteğinin reddedilmesi, bedelin ilk el Sevgi'den tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 12/02/2021 tarihli ve 2020/209 E., 2021/71 K. sayılı kararıyla; icra takibine konu senetteki imzaların davacının eli ürünü olmadığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararının bulunduğu, takibe dayanak senedin sahte olması nedeniyle davalı ... adına yapılan tescilin yolsuz olduğu, ancak diğer davalıların davalı ... ile birlikte hareket ettikleri ve kötü niyetli olduklarının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın tapu iptal ve tescil talebi yönünden reddine, alacak talebi yönünden kabulü ile 86.325,00 TL’nin davalı ...’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağı nedeniyle takip başlattığını, bunun karşılığında inşaatken aldığı taşınmazı anayasal hakkını kullanarak diğer davalılara sattığını, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, davacının icra takibine itiraz etmediğini, müvekkilinin takibe konu senette imza incelemesi yapmak yükümlülüğünün bulunmadığını, davanın yazılı delille kanıtlanmadığını, satış işlemi gerçekleştirilirken üzerinde şerh veya haciz bulunmadığını, müvekkilinin muvazaalı hareket etmediğini, icra takibinin usulüne uygun olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”
6.2.2. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
6.2.3. TMK’nın 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (IV/6.2.) numaralı paragrafında açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hükmüne uyulan (IV/2) numaralı paragraftaki bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre (IV/3.) numaralı paragrafta gösterilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.422,66 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.