"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın tapuda malik olarak gözüken davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, maliki olduğu dava konusu 1149 ve 1150 parsel sayılı taşınmazların satışı için davalı ...’ı vekil tayin ettiğini, ... ile aralarındaki protokol uyarınca dava konusu taşınmazların satışından elde edilen gelir ile yine kendisinin malik olduğu 563 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 3 adet taşınmaz üzerindeki ipotek borçlarının ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ...’ın vekil tayin edildikten bir gün sonra taşınmazı bacanağı olan diğer davalıya temlik ettiğini, ipotek borçlarının ödenmediğini, kendisine de bir ödeme yapılmadığını, davalı ...’nin diğer davalıya da bedel ödemediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde, davacı ile vekil arasında olduğu iddia edilen durumları bilmediğini, taşınmazları yatırım amaçlı olarak belediye rayiçlerinin üzerinde bir bedele satın aldığını, vekilin davacıya para ödeyip ödemediği hususunun kendisini ilgilendirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... süresinde cevap dilekçesi sunmamış, aşamada davacının dava konusu taşınmazların satışı için kendisinden yardım istediğini, alıcı bulunca da kendisini vekil tayin ettiğini, taşınmazın bedelinin kendisine havale ile ödendiğini, kendisinin de bu bedeli şahitler huzurunda davacıya verdiğini, alıcının bacanağı olmasının bu durumu etkilemeyeceğini, davacının yalan yanlış şeyler iddia ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıların akrabalık ilişkileri, davalı ...'ın protokole aykırı olarak satış işlemleri neticesinde aldığı bedeli ipotek borçlarının ödenmesinde kullanmamış olması veya bu bedeli davacıya vermemiş olması, her iki taşınmazın tapuda gösterilen satış bedeli ve davalı ...'a ödenen bedel ile satış tarihindeki gerçek değerleri arasında fahiş fark olması neticesinde davalıların kötü niyetli olarak davacının zararına hareket ettiği, tapu iptali ve tescil davası kayıt malikine karşı açılabileceği gerekçeleriyle; davanın, tapuda malik olarak gözüken davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; davacının kendi muvazaasına dayanamayacağını, kötü niyetli olduğunu, davacı ... ile davalı ...'nın 2011 yılına dayanan ticari iş ve ortaklık ilişkisi olduğunu, 2014 yılından itibaren ilişkinin bozulmaya başladığını, bu konuda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma yürütüldüğünü, davacının ...'un kendisine teminat olarak verdiği arsaları geri istediğini buna karşılık kendisine ait olan tapuları vermediğini, taşınmazın teminat olarak verildiğini itiraf ettiğini, davacının malik olmadığını, dava açamayacağını, protokol, vekalet, azil işlemleri arasındaki sürenin iki gün olmasının davacının muvazaasının gösterdiğini, tapu iptali tescil istenemeyeceğini, tazmin amaçlı dava açılabileceğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, taşınmazların birinci derece sit alanı olduğunu, ağaçların başkasına ait olduğunu, ağaç bedellerinin değerden düşülmesi gerektiğini, emsalsiz rapor düzenlendiğini, vekaletnamede bacanağına satamaz veya şu miktardan aşağı satamaz gibi bir sınırlama olmadığını, vekil edenin vekilin işleminden sorumlu olduğunu, tapuya ... ilkesine göre satışın yapıldığını, zarar varsa vekilden isteneceğini, verilen kararla kendisinin cezalandırıldığını, davacının kendisine ait olmadığını bildirdiği taşınmazların maliki olmasının sağlandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, diğer davalı ... ile bacanak olmasının onunla iştirakli olduğunu göstermediğini, kendisine tuzak kurulduğunu, bacanağı hakkındaki davanın reddine karar verildiğini, ...'a havale ettiği paranın davacıya verilmemesinde kendisinin sorumlu olmadığını, genelde rayiç bedelin düşük gösterildiğini, davacının dava konusu taşınmazları 17 ay önce kendisinden 7 kat daha ucuza aldığını, kötü niyetli olması halinde taşınmazı kendi üzerine almayacağını, davacı ile davalı ...'ın iş ilişkileri olduğunu, 2014 yılından sonra da bu ilişkinin bozulmaya başladığını, davacının hesap için de hareket ettiğini, savcılıkta davacının dava konusu taşınmazları kendisine emaneten verildiğini itiraf ettiğini, davacının dava açma hakkına sahip olmadığını, davacı ve diğer davalı arasındaki protokol, vekaletname ve azilnamenin aralarındaki sürelerin çok kısa olmasının muvazaayı gösterdiğini, bilirkişi raporunun yok hükmünde olduğunu, harç, dava değeri, vekalet ücreti gibi hesaplamaların yanlış olduğunu, emsal sorgulanmadığını, davacının bir zararı varsa bunu diğer davalıdan tazmin etmesi gerektiğini, mahkemenin beyanlarını dikkate almadığını kararın gerekçesiz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370. ve 371. maddeleri.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506 ncı maddesinde maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan ... sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Öte yandan, eldeki dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı olup yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde malik ile el ve işbirliği içerisinde hareket eden vekil ...'ın da yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek yargılama giderinin yalnızca kayıt maliki olan davalıya yükletilmesi doğru değil ise de, taraflarca anılan husus temyiz konusu edilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 13.064,29 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.