"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22.03.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ... ...'un ölümü üzerine düzenlenen Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 1950/225 Esas, 1950/149 Karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasbırakanları ......'un yer almadığını ve davalıların mirasbırakan ...'ten kalan taşınmazları hatalı veraset ilamına göre paylaştıklarını, taksimin geçersiz olduğunu, hatalı veraset ilamının iptal edildiğini, Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/6 sayılı tereke dosyası ile mirasbırakan ... ...'un terekesinin tespit edildiğini, tespit edilen bir kısım taşınmazların dava dışı kişilere satıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/568 Esas, 2013/205 Karar sayılı veraset ilamının da hatalı olduğunu ve iptali için kendilerine süre verildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/12/2018 tarihli, 2018/701 E. 2018/777 K., sayılı kararıyla; Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde ön görülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinin uygulanamayacağını, miras hakkı ile ilgili zamanaşımı ve hak düşürücü süreden söz edilemeyeceğini, ketmi verese olgusunun kanıtlandığını, tüm mirasçıların taraf olmadığı ve bazı mirasçılar reşit olmadığı halde, geçersiz taksim sözleşmeleri nedeniyle davaya konu taşınmazlarla ilgili oluşan tescillerin yolsuz olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18/05/2021 tarihli, 2019/1934 E. 2021/960 K., sayılı kararıyla; taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının 1971 yılında kesinleştiği, tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açılamayacağı, mirasbırakan ... ...’un 1942 yılında, ......'un da 1946 yılında öldüğü, davanın açılış tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
İstinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ederek verilen hükmün bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedenine dayalı bedel istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesinde "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." düzenlemeleri yer almaktadır.
3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlendiği üzere bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III.) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine ve özellikle, taşınmazların geldisi olan 69, 70, 71, 1167, 1168 ve 1175 sayılı kök parsellerin 1971 yılında yapılan tapulama çalışması ile mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda doğrudan davalılar Asım, Sabit ve bir kısım davalının mirasbırakanı olan Kazım adına tespit ve tescil edildiğine davacıların tespit öncesi nedene dayandıklarına, eldeki davanın açılış tarihi olan 14/07/2015 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 22/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.