"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul - Karar Verilmesine Yer Olmadığına
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - bedel - tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları ... ...’in maliki olduğu 455 (yeni 119 ada 14) ve 389 (yeni 59) parsel sayılı taşınmazlarını ikinci eşi davalı ...’ya, 441 (yeni 5) parsel sayılı taşınmazdaki paylarını oğlu davalı ...’a, 388 (yeni 2) parsel sayılı taşınmazını oğlu davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, dava tarihinden önce 14 parsel sayılı taşınmazın ...’a devredilmiş olması nedeniyle 13.04.2012 tarihli dilekçe ile anılan kişinin davaya dahil edilerek, 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil ile olmadığı takdirde miras paylarına isabet eden değerin tahsilini istemişlerdir.
II.CEVAP
1.Davalı ..., babasından kalan miras haklarını satarak 59 ve 2 parsel sayılı taşınmazları ... ...’den satın aldığını fakat taşınmazların eşi ... adına tescilinin yapıldığını, taşınmazların gerçek maliki olduğu için ... tarafından kendisine devredildiğini, bir dönem mirasbırakanın rahatsızlıkları nedeniyle çalışamadığını, tüm bakım ve sağlık giderlerinin kendisi tarafından karşılanması nedeniyle mirasbırakan tarafından 455 parsel sayılı taşınmazın kendisine devredildiğini, 59, 2 ve 455 parsel sayılı taşınmazları 4 yıl önce ... ...’a sattığını, ...’nın satış bedelinin tamamını ödeyemediği için taşınmazları iade ettiğini, maddi sıkıntılar nedeniyle 455 parsel sayılı taşınmazı ...’a sattığını, mirasbırakanın ağır rahatsızlıklarının olması, kendisinin de yaşlanması nedeniyle 2 parsel sayılı taşınmazı mirasbırakan ve kendisine bakması karşılığında oğlu ...’a sattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., mirasbırakanın minnet duygusu ile hareket ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ..., taşınmazı tapu kaydına güvenerek 110.000,00 TL bedelle satın aldığını, satış bedelinin 5.000,00 TL’sini elden nakit olarak, 56.000,00 TL'sini banka havalesi ile ödediğini, 49.000,00 TL için ise 06.04.2011 vade tarihli çek verdiğini ve çek bedelinin ödendiğini, taşınmazı imar ve ihya ettiğini, iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 14 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temliklerin muvazaalı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, 59 ve 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iddiaların ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 09.03.2020 tarihli ve 2016/17176 Esas, 2020/1653 Karar sayılı kararı ile; "Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlardan 441 (yeni 5) parsel sayılı taşınmazdaki payların davalı ...’a ve 389 (yeni 59) parsel sayılı taşınmazın davalı ...’ya temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak, bu parseller yönünden davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün bu yönüyle ONANMASINA, ...Çekişme konusu 455(yeni 14) parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından davalı ikinci eşi ...’ya, ...’dan dava dışı ... ...’a, ... tarafından tekrar ...’ya ve ... ‘dan da 27.10.2010 tarihinde ...’a satış suretiyle devredildiği, eldeki davanın ise 01.11.2010 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bir başka söylemle anılan taşınmaz yönünden ... aleyhine usulüne uygun biçimde açılmış bir dava bulunmamaktadır. Bu nedenle anılan parsele yönelik davanın reddine karar verilmiş olması bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacıların bu taşınmaza yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Çekişme konusu 388 (yeni 2) parsel sayılı taşınmaz mirasbırakan ... ... tarafından önce davalı eşi ...’ya devredilmiş, taşınmaz ... tarafından dava dışı ...’ya, ...’dan da davalı ...’a satış suretiyle temlik edilmiştir. Bu parsel yönünden dinlenilen davacı tanık beyanlarına itibar edilmeksizin, re’sen seçilen mahalli bilirkişi beyanlarına üstünlük tanınarak davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere bu tür davalarda, taraflarca getirilme ilkesi geçerlidir. Taraflar, mahalli bilirkişi deliline dayanmamışlardır. Mahkemece; mahalli bilirkişi sıfatıyla keşif mahallinde re'sen dinlenilen kişilerin beyanlarına itibar edilmesi hatalıdır. Dosyada mevcut tüm deliller yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, 388 (yeni 2) parsel sayılı taşınmazın temlikinin de mirastan mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirildiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Hâl böyle olunca, 388 (yeni 2) parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabul edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir." gerekçesi ile kararın 388 (yeni 2) parsel sayılı taşınmaz yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
B. Karar Düzeltme
Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davalılar ..., ... ve ... tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 02.11.2020 tarihli ve 2020/2608 Esas, 2020/5619 Karar sayılı kararı ile; süresi geçtiği ve usulüne uygun verilmediği gerekçesiyle davalı ...’ın; karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenlerin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemleri Kanunu'nun (HUMK) 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymadığı gerekçesiyle davalılar ... ve ...'un, karar düzeltme isteklerinin reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma kararındaki gerekçe benimsenmek suretiyle 120 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, diğer taşınmazlar yönünden ise, Mahkemenin, daha önce verdiği kararın Dairece onandığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Bir kısım davalılar vekili, taşınmazın davalı ...'nın parasını ödeyip kendi isteği üzerine mirasbırakan ... adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, daha sonra mirasbırakanın taşınmazı asıl sahibi olan davalı ...'ya devrettiğini, ...'nın taşınmazı dava dışı ... ...'a temlik ettiğini, ...'nın da ...'ya karşı edimini yerine getirmemesinden dolayı taşınmazı geri vermek zorunda kaldığını, bu nedenle taşınmazın davalı ...'a verildiğini, mirasbırakanın yatalak olduğu dönemde davalılar ... ve ...'un ona maddi manevi baktıklarını, davacıların mirasbırakanın ziyaretine dahi gelmediklerini, Yargıtay içtihatlarında bakımın semen olarak kabul edildiğini, taraflarca bilirkişi deliline dayanıldığını, mahalli bilirkişilerin HMK'nın 290/2. maddesinde düzenlenen bilirkişi kavramının içinde değerlendirilmesi gerektiğini, aksi görüşle verilen bozma kararına uyularak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis ve bedel isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2.Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usulü kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09/05/1960 tarihli 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı).
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'nun 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 4.198,86 TL bakiye onama harcının temyiz harcının temyiz edenlerden alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.