"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL - ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen tapu iptal-tescil ve bedel ile ecrimisil istekli dava sonunda, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacı ... vekilinin istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun harç yatırılmadığından yapılmamış sayılmasına dair verilen karar süresi içinde davacı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ..... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...'in maliki olduğu 13, 82, 101, 122, 128, 130, 139, 149, 187, 188, 192 ve 193 parsel sayılı taşınmazları mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile oğulları olan davalılara temlik ettiğini ileri sürerek, taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, ecrimisil ile tarım destekleme primleri ve kamulaştırma bedellerinin yasal faizi ile birlikte payları oranında tahsiline karar verilmesini istemişler, 17.08.2016 tarihli dilekçeleri ile davalı ... yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmişler, 14.02.2018 tarihli dilekçe ile davacı ... davadan feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., kendisine husumet yöneltilemeyeceğini; davalılar .........., temliklerin gerçek satış olduğunu, dava konusu taşınmazların bir kısmının tespite itiraz davası sonucu mirasbırakan adına tescil edildiğini, bu davalar nedeniyle mirasbırakanın paraya ihtiyaç duyduğunu, ekonomik durumlarının iyi olduğunu, iddianın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Varto Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/03/2018 tarihli, 2016/189 E. 2018/144 K. sayılı kararıyla; davanın, davaya konu taşınmazların bulunduğu bölgede gerçekleşen baraj yapımından sonra açıldığı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları edindiği tarihte davalı ... tarafından Hazineye belli miktarda ödeme yapıldığı, diğer davalıların mirasbırakana maddi yardımda bulundukları, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı, mirasbırakanın 1991 yılında öldüğü, davanın ise 2016 yılında açıldığı, 25 yıl geçtikten sonra dava açılmasının Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi hükmü ile bağdaşmadığı gibi muvazaa iddiasının da kanıtlanamadığı, davacılardan Halime’nin ise davadan feragat ettiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili ile davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın taşınmazlarını satmaya ihtiyacının olmadığını, mirasbırakanın tüm malvarlığını oluşturan dava konusu taşınmazları sadece dört erkek çocuğu arasında paylaştırdığını, davacı ...’in taşınmazların sadece erkek çocuklara ait olduğunu kamulaştırma işlemleri ile öğrendiğini, Hazineye ödeme yapıldığı yönünde bir araştırma yapılmadığını, davalı ... yönünden hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07/06/2021 tarihli 2019/691 E., 2021/851 K. sayılı kararıyla; muris muvazaası iddiasının kanıtlanamadığı, diğer taraftan yemin delili ile çekişmenin çözüme kavuşturulma olanağı bulunmadığı gerekçesi ile davacı ... vekilinin istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun harç yatırılmadığından yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
İstinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ederek verilen hükmün bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal-tescil ve bedel ile ecrimisil isteklerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. Öte yandan, muvazaalı işlem hiçbir hüküm ve sonuç doğurmayacağından ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hâle gelmeyeceğinden, muris muvazaası iddiasına dayalı davaların kural olarak herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı kalmaksızın her zaman açılabileceği kararlılık gösteren yargısal içtihatlar ve aynı yöndeki öğreti görüşü ile benimsenmiş; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.05.2015 tarihli 2013/1-2302 E. 2015/1313 K. sayılı kararında da, aynı ilkeler nedeniyle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davaların açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı vurgulanmıştır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Somut olayda, davacı ...’ın 1/7 olan miras payına isabet eden ecrimisil bedeli 16.896 TL olup, anılan değerin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
3.3.2.Somut olayda, 1906 doğumlu olan mirasbırakanın 10/06/1991 tarihinde öldüğü, geride davacı kızları ... ile davalı oğulları ...’nin mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın 9 parça taşınmazını davalılar ...’e paylı olarak 13/09/1985 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, 177 parselin ifraz görerek 187, 188, 192 ve 193 parsel sayılı taşınmazlara gittiği, ifrazen oluşan 184, 190 ve 191 parsellerin ise kamulaştırma işlemi sonucu tapu kayıtlarının terkin edildiği anlaşılmakta olup, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere muris muvazaası iddiasına dayalı davaların kural olarak herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı kalmaksızın her zaman açılabileceği gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince aradan uzun süre geçtikten sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilmesi doğru değildir.
Diğer taraftan, taşınmazların bedelinin ödendiği savunmasının kanıtlanamadığı, dinlenen tanıkların beyanlarından mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı, mirasbırakanın tüm malvarlığını aynı resmi akit ile dört erkek çocuğu arasında paylaştırdığı hususları birlikte değerlendirildiğinde temliklerdeki asıl amacın mirasçılardan mal kaçırmak olduğu sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, tapu iptal ve tescil ile bedel istekli davanın davacı ... yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. SONUÇ
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin ecrimisil istemine ilişkin temyiz dilekçesinin değerden reddine,
2- Davacı ... vekilinin yerinde görülen diğer temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 HMK'nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bozma nedenine göre değerlendirilmesine yer olmadığına, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı ... vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, dosyanın kararı veren Varto Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.