Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7924 E. 2023/3904 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak Hazine adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde yirmi yıldan fazla süreyle, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyetliğini ispatladığı gözetilerek, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde 120 ada 27 sayılı taşınmazın kadastro çalışmalarında Hazine adına yazıldığını,dava konusu yeri dedesinden ve babasından kadimden beri zilyet olarak kullandıklarını,bu yerin taksimle kendisine düştüğünü ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptal edilerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine; Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerin zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.02.2020 tarihli ve 2018/251 Esas, 2020/8 Karar sayılı kararıyla; davacının talebinin 120 ada 27 parsel sayılı taşınmazın 4670,00 m2'lik kısmının tapusunun iptali ile adına tesciline ilişkin olduğu taleple bağlılık ilkesi uyarınca 120 ada 27 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişi raporu ve krokisinde A harfiyle gösterilen 2650,22 m2'lik kısmını çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıldan fazla süredir malik sıfatıyla eklemeli zilyetliğinde bulundurduğunu ispatladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 120 ada 27 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının fen bilirkişisinin krokisinde A harfiyle gösterilen 2650,22 m2'lik kısmının iptali ile aynı adaya son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapu siciline kayıt ve tesciline, geriye kalan kısmın davalı ... üzerinde bırakılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili; Mahkemece eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verildiğini,yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve sağ olmaları halinde belirtmelik tutanak bilirkişilerinin dava konusu taşınmaz başında dinlenmesi gerektiğini, Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46. maddeleri uyarınca mülk edinme koşullarının yeterince araştırılmadığını, bilirkişi raporuna taşınmazı tüm yönleriyle gösterecek net, denetlenebilir fotoğraflar eklenmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, çekişmeli taşınmazın hava ve uydu fotoğraflarında hangi nitelikte olduğunun yöntemince tespit edilmesi gerektiğini, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ve en az üç ayrı evreye ait stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik, fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğünden alınarak dosya arasına alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazın çevresinde tescil harici başka taşınmazların mevcut olup olmadığı gibi konularda inceleme yapılmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2021 tarihli ve 2020/989 Esas, 2021/1101 Karar sayılı kararıyla; davacı yararına tesbit gününe kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14, 17 ve 18. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşulları belirlenerek hüküm kurulduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu,yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan gerçeği yansıtmayan bilirkişi raporlarına ve tanık ifadelerine itibar edilerek hüküm kurulduğunu,dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir..

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit ....”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit .... İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davaı Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.