Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7952 E. 2023/27 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın kadastro öncesi hukuki sebebe dayanması gözetilerek, yerel mahkemelerin davanın reddine ilişkin kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret - Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında 412 parsel sayılı taşınmazın kök miras bırakan ... ... adına, 413 parsel sayılı taşınmazın ise ... ... adına tespit edildiğini, ancak ilgili kayıtlar tapuya tescil edilirken karıştırılıp ters şekilde kaydedildiğini, davacının Kahramanmaraş ili Afşin ilçesi Altunelma mahallesi 413 parselin maliki olduğunu, ancak fiili olarak 412 parseli kullandığını ileri sürerek, 412 parselin davalılar adına, 413 parselin ise davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların kadastro tespit işlemlerinin 26.07.1964 tarihinde yapıldığı ve tutanakların 08.10.1979 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 05.08.2019 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesine göre davanın 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesi kararlarında zamanaşımının katı yorumlanmasını ve davanın reddini insan ... ihlali olarak kabul ettiğini, yine ekledikleri Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi kararında davanın derinlikle incelenmeden salt zamanaşımı nedeni ile reddini kabul etmediğini, davalının yasal süresi içerisinde cevap vermediğini, davanın amacının davacı ile davalı arasındaki ters tescilin düzeltilmesi olduğunu, yapılan keşif ile davacının haklılığının kanıtlandığını ileri sürerek, Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadastro öncesi sebebe dayalı davada hak düşürücü sürenin gözetileceğinde kuşku olmadığı, dava konusu taşınmazların kadastro tutanağının 08.11.1979 tarihinde kesinleştiği, bu tarih ile dava tarihi olan 2019 yılı arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu, Mahkemenin davanın hak düşürücü süreden reddine dair kararının usul ve esas bakımdan hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kadastro öncesi nedene dayanmadığını, davacı ve davalıların taşınmazları fiili olarak ters şekilde kullandıklarını, olayı salt zamanaşımı olarak değerlendirmenin uygun olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;

12/3. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

“Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda Kahramanmaraş ili, Afşin ilçesi, Lorşun Mahallesi çalışma alanında bulunan 412 parsel sayılı 15.000,00 metrekare yüz ölçümlü tarla vasıflı taşınmaz 935 tarihli 9 no.lu tapu kaydı ile 396 tahrir no.lu vergi kaydı kapsamında 411 no.lu parsel tutanağında yazılı sebeplerle tapuda yazılı şahıslar adına 1/2 şer hisselerle Vehbi Zincirkıran ve Hacer Zincirkıran adına tespit edilmiş, ... ... tarafından Komisyona yapılan itirazın kabul edilmesi neticesinde malik hanesinin düzeltilmesine karar verilerek ... ... adına tespitine karar verilmiş, Komisyon kararı 08.11.1979 tarihinde kesinleşmiştir. Bilahare taşınmaz 26.08.2003 tarihinde ... ... mirasçılarına intikal etmiştir. Dava 05.08.2019 tarihinde açılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.