"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan 111 ada 418 ve 419 parsel sayılı taşınmazların Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil gördüğünü, gerçekte bu yerlerin Hazine ile hiçbir alakası olmadığını, bu yerleri nizasız ve fasılasız bu güne kadar kullanıldığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu, davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığını belirtilerek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.05.2018 tarihli ve 2016/125 Esas, 2018/287 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 111 ada 419 nolu parselin (C) harfi ile belirtilen 11.551,59 m2’lik alanın imar-ihya çalışmalarının tamamlandığı, kadastro tespit tarihi itibari ile geriye doğru en az 20 yıl öncesinden alanın imar-ihya edildiği ve 20 yıllık ekonomik amaca uygun zilyetliğin tamamladığı, ancak anılan parselin (E) harfi ile belirtilen kısmı ile 111 ada 418 nolu parselin (F) harfi ile belirtilen kısmının imar ihya çalışmalarının tam olarak bitmediği, bu bölümler yönünden davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile,111 ada 418 nolu parselin fen bilirkişi ... ... ... ve ... ... tarafından tanzim edilen 17/04/2018 havale tarihli rapor ve ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 6432,20 m²'lik kısmın ve aynı yer 111 ada 419 parselde aynı rapor ve ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 11551,59m²lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 16.11.2018 tarihli ve 2018/790 E. 2018/847 K. sayılı kararıyla; yapılan yargılama, araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli olmadığı, keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar ile davacının beyanından, dava konusu taşınmazın davacının babasından kendisine intikal ettiği anlaşıldığı, ancak tespite aykırı sonuca varıldığı halde tespit bilirkişileri dinlenilmediği gibi dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklardan da taşınmazın fiili kullanım durumunun net olarak sorulmadığı,mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının tespit tutanağındaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişilerinin dinlenmesi gerektiği, sağlıklı sonuca varılabilmesi için önceki tarihli keşifte beyanlarına başvurulan bilirkişi ve tanıkların katılımı ile keşif yapılması, taşınmazların başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl ve hangi tarihte intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve neye istinaden kullanıldığının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, davacının zilyetliği ilk devraldığı tarihin net olarak hazır olan mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından sorulması, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde gerekirse yüzleştirme yapılarak giderilmesi, davacının zilyetliği ilk devraldığı tarih ile kadastro tespit tarihi arasında tek başına 20 yıllık zilyetlik koşulunun sağlanıp sağlanmadığının araştırılması, davacının tek başına zilyetlik süresinin 20 yıldan az olduğunun tespiti halinde, eklemeli zilyetlik kuralları gereğince davacının babası adına senetsizden taşınmaz tescili yapılıp yapılmadığının tapu müdürlüğünden sorulması ve neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı, davalı Hazine’nin vekalet ücretine dair istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, ancak davalı Hazine’nin diğer itirazlarında haklı olduğu gerekçesiyle, bu aşamada davacının istinaf başvurusu ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı hazinenin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının diğer istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.06.2019 tarihli ve 2018/816 Esas, 2019/672 Karar sayılı kararı ile; 111 ada 418 nolu parselin (A) harfi ile ve 111 ada 419 nolu parselin (C) harfi ile gösterilen kısımlarının bağ vasfında olduğu, bakımlı oldukları, bu alan üzerinde toprak amenajman işlemlerinin düzenli uygulandığı, imar ihya çalışmalarının tamamlandığı, kadastro tespit tarihi itibari ile geriye doğru en az 20 yıl öncesinden alanın imar ihya edildiği ve 20 yıllık ekonomik amaca uygun zilliyetliği tamamladığı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi raporunda bu alanların tarım arazisi olarak kullandığının belirtildiği, 111 ada 418 nolu parselin (F) harfi ile gösterilen kısmı ile 111 ada 419 nolu parselin (E) harfi ile gösterilen kısımlarının imar- ihya çalışmalarının tam olarak bitmediği,kadastro tespit tarihi itibari ile geriye doğru en az 20 yıllık ekonomik amaca uygun zilliyetliği tamamlamadığının ziraat raporunda belirtildiği, jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından tanzim edilen rapora göre de bu kısımlarda 1984 ve 2002 yılına ait hava fotoğraflarında herhangi bir tarım faaliyetinin yapılmadığının belirtildiği, davacı lehine imar ihya şartlarınının oluşmadığı gerekçesiyle 07.05.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda 411 ada 418 nolu parselin (A) harfi gösterilen 6.432,20 m²'lik kısım ile 111 ada 419 nolu parselin (C) harfi ile gösterilen 11.551,59 m²'lik kısmı yönünden davanın kabulüne, 111 ada 418 nolu parselin (F) harfi ve 111 ada 419 nolu parselin (E) harfi ile belirtilen kısımları yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın kabul edilen kısım yönünden doğru olduğunu ancak eksik inceleme ve değerlendirme ile kısmen redde ilişkin hüküm verildiğini, mahkemece yapılan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazların tamamının kadastro tespit tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın süredir malik sıfatı ile nizasız ve fasılasız olarak davacının zilyetliğinde bulunduğunu, ayrıca yapılan keşifte dava konusu taşınmazın çok eski duvarlarla çevrili olduğunun, kamu malı olmadığının ve özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğunun anlaşıldığını, bu nedenlerle kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtirek, kabul edilen kısma ilişkin kararın onanmasını, reddedilen kısımlar yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını, dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında olması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacağını, kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacı lehine gerçekleşmediğini, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğunu, nispi vekalet ücretinin hesaplanmasında da hata yapıldığını, kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 28.02.2021 tarihli ve 2019/2328 E. 2021/699 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların 27/03/2006 tarihinde kesinleşen kadastro tespitlerinde, kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek Kadastro Kanunu'nun 18. maddesi gereğince, "ham toprak" vasfıyla davalı Maliye Hazinesi adına tespit gördüğü, tüm dosya kapsamına göre, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı, dava konusu 111 ada 418 ve 419 parsel numaralı taşınmazlara uygulanan 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarında, 111 ada 418 parsel numaralı taşınmazın (A) harfiyle gösterilen 6.432,20 m2 yüzölçümündeki kısmı ile 111 ada 419 parsel numaralı taşınmazın (C) harfiyle gösterilen 11.551,59 m2 yüzölçümündeki kısmında tarımsal faaliyet bulunduğunun, sınırlarının belirgin olduğunun, 111 ada 418 parsel numaralı taşınmazın (F) harfiyle, 111 ada 419 parsel numaralı taşınmazın (E) harfiyle gösterilen kısımlarında tarımsal faaliyet bulunmadığının tespit edildiği, zirai bilirkişilerin raporuna göre de (A) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımların, kadastro tespitlerinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süre önce imar ihya edildiğinin, (E) ve (F) harfleriyle gösterilen kısımlarda imar ihyanın tamamlanmadığının belirlendiği, dolayısıyla kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların, taşınmazların (A) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımları yönünden oluştuğu, (E) ve (F) harfleriyle gösterilen kısımları yönünden oluşmadığı, keşfin usulüne göre yapıldığı, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK.nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Maliye Hazinesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”hükümlerini düzenlemiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazineden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.