Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7971 E. 2022/8539 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve davacının temyiz itirazlarının reddiyle bu kararın Yargıtay tarafından da onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : TÜRKOĞLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesince verilen hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu 526 ada 21 parsel sayılı taşınmazı 50-60 yıl önce babasının satın aldığını, o tarihten itibaren babası, babası vefat ettikten sonra da kendisinin kullanmaya başladığını, taşınmazın etrafını çevirerek kendisinin kullandığını, bu durumu davalılar da dahil tüm belde halkının bildiğini, dava konusu taşınmazın tapusunun davalıların babaları ... adına çıktığını ve davalıların adlarına intikal ettirdiklerini, tapuda devir işlemine yanaşmadıklarını, taşınmaz üzerine ağaçlar diktiğini, taşınmaz bedelinden fazla emek verdiğini ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde temliken tescil ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu taşınmazı en az 100 yıldan bu yana atalarından beri kendilerinin kullandığını, taşınmazın davacıya satılmadığını, ellerinden almak istendiğini belirterek, davanın reddini savumuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli ve 2018/276 E., 2020/544 K. sayılı kararıyla; davacının iddiasının kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayandığı, bu durumda 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinin değerlendirilmesi gerektiği, kadastro tespit tutanağının 10/02/1963 tarihinde kesinleştiği, dava açılış tarihinin ise 02/05/2018 olduğu, tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın halen davacının zilyetliğinde olduğunu, her ne kadar davalıların mirasbırakanı ... adına kesinleşmenin 1963 tarihi olmuş olsa da o tarihten beri bu yerin davacının babası ve sonrasında ise davacı tarafından kullandığını, davalıların bu yerin davacıya ait olduğunu bilmelerine ve önceleri vereceklerini söylemelerine rağmen tapuda devre yanaşmadıklarını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 11/06/2021 tarihli ve 2021/619 E., 2021/782 K. sayılı kararıyla; davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen yasal 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığının sabit olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasa yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, istinaf başvurusunun usul ve yasaya aykırı olarak esastan reddedildiğini, keşif mahallinde dinlenen tanıkların da ifade ettiği gibi dava konusu yerin asıl ve hakkaniyetli sahibinin davacı olduğunu, davalıların da bu durumu bildiklerinden, davacının kullanımına dahi karışmadıkları gibi tapunun devri noktasında vaatlerde dahi bulunduklarını, bu vaatlerle davacıyı oyalayan davalıların iyi niyetlerinden söz edilebilmesinin imkansız olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 28/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.