Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8041 E. 2022/6639 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz satışlarının muris muvazaası olup olmadığı, tapu iptal ve tescil taleplerinin akıbeti ve bedel istemine ilişkin yargılama.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davalıya devredilen bir taşınmaz yönünden mirasbırakanın amacının mal kaçırmak olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi, diğer bir taşınmaz yönünden ise mirasbırakandan davalıya devrin gerçekleşmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, ayrıca bedel istemleri yönünden hatalı değerlendirmelerle hüküm kurulması ve talep aşan miktara hükmedilmesi doğru olmadığından hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, bedel davasında bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı, mirasbırakanı...'nin 2084 parsel sayılı taşınmazdaki payı ile 643 ada 19 sayılı parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu...'ya, 1947 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını ise davalı kızı Asuman'a satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, 2084 sayılı parselin imar uygulaması ile 2403 ada 1 parsele gittiğini ileri sürerek, tapu iptali isteğinde bulunmuş, bilahare 2403 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yargılama sırasında el değiştirmesi üzerine, HUMK'un 186. maddesi gereğince 1 parsel sayılı taşınmazı temellük eden ...'in davaya dahil edilmesini istemiş, 04.12.2006 tarihli dilekçesiyle ise 2403 ada 1 parselin miras payına isabet eden değerinin yasal faizi ile ödenmesini ve diğer taşınmazlar yönünden tapu iptali ile mirasbırakan adına tescile karar verilmesini istemiş, aşamada dahili davalı ... yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

2. Birleştirilen Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/82 Esas sayılı dosyasında davacı, asıl davadaki iddialarını tekrarla 2403 ada 1 ve 1947 parsel sayılı taşınmazların tamamının mirasbırakan... adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada sunduğu ıslah dilekçesi ile 2403 ada 1 parselde miras payına isabet eden 1.501.000,00 TL bedelin 05.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

3. Birleştirilen Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/563 Esas sayılı dosyasında davacı, mirasbırakanın paydaşı olduğu eski 2084 parselin davalı ... ’ya muvazaalı olarak temlikinden sonra taşınmazın imar ve ifraz uygulaması sonucu asıl davaya konu 2403 ada 1 parsel haricinde toplam 21 parça taşınmaza gittiğini, bu taşınmazların davalı tarafından 3. kişilere satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada sunduğu ıslah dilekçesi ile 1/4 miras payına isabet eden 959.227,50 TL'nin davalıdan tahsilini, 10.000,00TL'lik kısmına dava tarihi olan 24.12.2010, kalan kısmına 05.07.2011 tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar, çekişmeli taşınmazları bedelini ödemek suretiyle satın aldıklarını, muvazaa iddialarının doğru olmadığını, mirasbırakanın davalı ... ’nın yanında yaşadığını, bütün bakımının... tarafından karşılandığını, mirasbırakanın bakıma muhtaç olduğu için taşınmazlarını sattığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

2. Dahili davalı ..., davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18/07/2008 tarihli ve 2007/10 E., 2008/384 K. sayılı kararıyla; iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle (asıl) davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Birinci Bozma Kararı

Dairenin 15/09/2009 tarihli ve 2009/4969 E., 2009/9179 K. sayılı kararıyla; ''...davacı eldeki davayı tapu iptali isteğiyle açmış, yargılama sürerken verdiği ıslah dilekçesi ile tapu iptali yanında mirasbırakan adına tescil isteğinde de bulunmuştur. Oysa, tescil isteğinin ancak ayrı bir dilekçeyle ve harcı yatırılmak suretiyle dava olarak ileri sürülebileceği kuşkusuzdur. O halde, tescil talebi yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gibi, HUMK'un 88-89. maddelerine göre kamilen yapılmış bir ıslahtan söz etme olanağı da yoktur. Hal böyle olunca, davacıya tescil davası açması konusunda olanak tanınması, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.'' gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemece İlk Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 21/04/2016 tarihli ve 2010/719 E., 2016/203 K. sayılı kararıyla; bozma kararından sonra Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/82 E. ve Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/563 E. sayılı davaları eldeki dava ile birleştirildikten sonra dahili/davalı yönünden asıl ve birleşen davanın feragat nedeniyle reddine, 1947 parsel sayılı taşınmaz bakımından açılan tapu iptal ve tescil ile 2403 ada 1 ve birleşen davaya konu toplam 21 parça taşınmaz yönünden bedel isteminin kabulüne karar verilmiştir.

4. İlk Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekili ve asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 05/12/2019 tarihli ve 2016/13411 E., 2019/6324 K. sayılı kararıyla; ''...Somut olaya gelince, asıl dava 2403 ada 1, 1947 ve 643 ada 19 parseller yönünden tapu iptali istekli açılmış, birleşen 2010/82 esas sayılı dosyada 2403 ada 1 ve 1947 parseller bakımından mirasbırakan adına tescil isteminde bulunulmuş, aşamada 2403 ada 1 parsel için talep daraltılarak miras payına isabet eden bedele hasredilmiş olup mahkemece 1947 parselin davalı ... adına kayıtlı tapusunun iptali ile mirasbırakan... adına tescili ile 2403 ada 1 parselde davacının ıslah dilekçesi ile artırdığı bedel isteminin kabulüne karar verilmiş ancak asıl davaya konu eski 643 ada 19 parsel (yeni 2963 ada 19 parsel) yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır...

Somut olayda, asıl ve birleşen 2010/82 Esas sayılı dosyada 1947 parsel bakımından talep mirasbırakan... adına tescil olup mirasbırakan...’nin terekesi elbirliği (iştirak) halinde mülkiyete tabi olduğundan davaya katılmayan mirasçı ...’nın olurunun alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gereceği açıktır.

Hâl böyle olunca; 2963 ada 1 parsel bakımından HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca olumlu ya da olmusuz bir karar verilmesi, 1947 parsel yönünden ise yukarıda açıklandığı şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.

Kabule göre de, şahsiyetin ölümle son bulacağına ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddesi hükmü uyarınca, 1947 parsel bakımından mirasbırakanın tüm mirasçıları adına miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken, ölü kişi(mirasbırakan) adına tescile karar verilmesi doğru olmadığı gibi; 1947 parselin kütük sayfası kapatılarak 3440 ada 1 parsel numarasını aldığı gözetilmeden kapatılan parsel numarası üzerinden infazda tereddüt oluşturacak şekilde tapu iptal ve tescile hükmedilmesi de doğru değildir.'' gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

6. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 15/04/2021 tarihli ve 2020/175 E., 2021/193 K. sayılı kararıyla; bozma kararı doğrultusunda mirasçı Cahide Dere'nin davaya muvafakat ettiğine dair beyan dilekçesi sunulduğu, hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmadığından bahisle bozma konusu yapılan asıl davada dava konusu 2963 ada 19 parsel sayılı taşınmaz için asıl davada yalnızca "tapu iptal" talep edildiği, yargılama sırasında davacı tarafça bu taşınmaza ilişkin olarak usulüne uygun şekilde tescil davası açılmadığı, taşınmazın mirasbırakandan davalıya devredilmediği gerekçesiyle asıl davada dava konusu 2963 ada 19 parsel sayılı taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına; asıl ve birleştirilen 2010/82 E. sayılı davada dahili/davalı ... yönünden davaların feragat nedeniyle reddine, asıl ve birleştirilen davalarda mirasbırakan... tarafından davacının miras hakkını bertaraf edecek şekilde mal varlığının neredeyse tamamına denk gelecek sayıda taşınmazının oğlu olan davalı Mehumet ..., kızı davalı ... 'ye yapılan devirlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen 2010/82 E. davada dava konusu 1947 parsel sayılı taşınmazın güncel ada parsel numarası olan 3440 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına miras payları oranında tesciline; asıl ve birleştirilen 2010/82 E. sayılı davada tazminat davasına dönüştürülen dava konusu 2403 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının miras payına karşılık gelen 1.501.000,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, birleştirilen 2010/563 E. sayılı tazminat istekli açılan davada 2084 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu oluşan dava konusu 21 taşınmaz yönünden ise 10.000,00 TL'nin dava tarihi olan 24/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, bakiye 959.227,50 TL'nin ıslah tarihi olan 05/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekili ve asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

8.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, asıl davada dava konusu eski 643 ada 19 parsel - yeni 2963 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ise, maddi hata sonucu yazılmış olup, mirasbırakan...nin mirası ile ilgisi bulunmadığı anlaşıldığından, bu taşınmaza ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yasaya ve usule uygun olduğunu, ancak bu hususta usulüne uygun şekilde bir dava açılmadığından, maddi hata nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücretine taktir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin karardan çıkartılarak, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

8.2. Davalılar (.... ve...) vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usule, yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı vekilinin 04/12/2006 tarihinde asıl davada davasının ıslah ettiğini, eski Usul Yasası'nın 186, HMK'un 125. maddesi gereğince dava açıldıktan sonra davalı taraf taşınmazı elden çıkarmış ise davacı tarafın 2 seçimlik hakkı bulunduğunu, ancak davada, mahkemenin kanunda belirtilenin aksine bir uygulama yaptığını ve davacı tarafın hem tapu iptali ve tescil davasını hem de aynı zamanda alacak davasını yürüttüğünü, davacı vekili tarafından sayın mahkemeye sunulmuş bulunan 05.07.2011 tarihli ıslah dilekçesinde tapu iptali ve tescil davasından ve ayrıca taşınmazın satıldığı ... hakkındaki davadan feragat ettikleri yönünde beyanda bulunulduğunu, seçimlik hakkını kullanarak davayı devam ettirmeleri gerekirken ıslah yoluna başvurulduğunu, bunun da geçerli bir yol olmadığını ve ıslah yolu ile netice-i talebin değiştirilemeyeceğini, Yargıtay'ın ilk bozma kararından sonra mahkemenin bozma ilamına uymasına rağmen yanlış yaptığını, 2003 yılında açılmış olan bir dava ile ilgili olarak 05/07/2011 tarihinde değerlendirme yapılarak buna göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın 04/12/2006 tarihinde ıslah hakkını kullandığını ve talebini bedele çevirdiğini, bir davada ancak 1 defa ıslah yapılabileceğine göre 2. kez yapılmış olan ıslahın geçerliliğinin söz konusu olamayacağını, diğer taraftan bir an için ıslah yapıldığı varsayılsa dahi değerlendirmenin dava tarihine göre yapılması gerektiğini, şartları oluşmuş ise dava konusu taşınmazın ¼’ünün tapusunun iptaline ve davacı adına kayıt ve tesciline karar vermesi gerekir iken tapu kaydının tümünün iptaline karar verilmesinin doğru olmadığını, muris muvazaası iddiasının kanıtlanamadığını, dosyada mevcut bilirkişi raporlarının hiçbirinde güncelleme işlemi gerçekleştirilmediğini, dava tarihindeki gerçek alım satımın değerlendirildiğini ve bu hususun davalı tarafın aleyhine bir durum meydana getirdiğini, satış tarihindeki gerçek değerin güncellenmesi gerektiğini, tazminat davasının zamanaşımına uğradığını, taşınmazın aynına değil, bedele ilişkin olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı asıl davada tapu iptali, birleştirilen 2010/82 E. sayılı davada tescil, birleştirilen 2010/563 E. sayılı davada bedel isteklerine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan...’nin 20.04.2002 tarihinde öldüğü, geride davacı kızı Kamuran, davalı çocukları Asuman ve... ile dava dışı kızı Cahidan’ın mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın eski 2084 parseldeki 15928/27900 payını 06.08.1986 tarihinde davalı ... Ziya'ya, eski 1947 (yeni 3440 ada 1) parsel sayılı taşınmazın tamamını 17.05.1990 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, 2084 parsel sayılı taşınmazın 02.01.1989 tarihinde yapılan imar ve ifraz uygulaması ile bir kısmının asıl ve birleştirilen 2010/82 E. sayılı davada dava konusu 2403 ada 1 parsele gittiği, davalı ... 'nın 23.05.2003 tarihinde bu taşınmazdaki payını dahili/davalı ...’e devrettiği, dosyada mübrez bilirkişi raporlarında birleştirilen 2010/563 E. Sayılı davada dava konsusu konu 21 parça taşınmazın 2084 parselin gittisi olduğu ve davalı ... tarafından değişik tarihlerde dava dışı 3. kişilere devredildiğinin açıklandığı anlaşılmaktadır.

9.3.2. Somut olaya gelince; davalı ...'a devredilen dava konusu eski 1947 parsel sayılı taşınmaz açısından; mirasbırakanın amacının diğer mirasçılardan ve terekeden mal kaçırmak olmadığı, davalı ...'ın çocuğunun davalı ... 'ya evlatlık verilmesi nedeniyle, minnet duygusu ile taşınmazın temlik edildiği gözetilmek suretiyle 1947 parsel (yeni 3440 ada 1 parsel) sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.

9.3.3. Diğer yandan, dava konusu (eski 643 ada) yeni 2963 ada 19 parsel sayılı taşınmaz bakımından; söz konusu parsel mirasbırakan tarafından davalıya devredilmediğine göre, 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nın dava konusu olayda uygulanamayacağı dikkate alınarak 2963 ada 19 parsel sayılı taşınmaz yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru olmamıştır.

9.3.4. Bir diğer husus ise, davacının bedel isteği bakımından yapılan değerlendirmede, mirasbırakan tarafından davalı ... 'ya yapılan temlikin muvazaalı olduğu kabul edilerek asıl ve birleştirilen davalarda bedele hükmedilmesi doğru ise de; asıl ve birleştirilen 2010/82 E. sayılı davada dava konusu 2403 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin esas alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile ıslah tarihindeki değer üzerinden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi muris muvazaası niteliği itibariyle haksız fiil olup bu nedenle dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken davacının isteği nedeniyle ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru değildir.

9.3.5. Öte yandan, birleştirilen 2010/563 E. sayılı davada; ''İstanbul ili ..... ilçesi ..... Mahallesi 2084 parsel sayılı taşınmazın imar ve ifraz uygulaması sonucu oluşan 21 taşınmazın yönünden davacının miras payına karşılık gelen tazminat talebinin KABULÜ ile; 10.000,00 TL'nin dava tarihi olan 24/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bakiye 959.227,50 TL'nin ıslah tarihi olan 05/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya VERİLMESİNE,'' şeklinde karar verilmiş olup; 10.000,00 TL'lik kısma dava tarihinden, kalan miktara ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde davacının talebinin bu doğrultuda olduğu gözetilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak dava konusu taşınmazların bedelleri toplamından davacının miras payına isabet eden kısım 959.227,50 TL olduğu halde bahsedildiği şekilde hüküm kurulmak suretiyle toplamda 969.227,50 TL bedele hükmedilerek, talebi aşacak şekilde, davacının miras payı oranında taşınmazların toplam 959.227,50 TL değerinin de üzerinde karar verilmesi de isabetsizdir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harçların temyiz eden taraflara geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.