Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8071 E. 2023/2986 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali, tescil ve terkin istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacıya daha az yüzölçümlü taşınmaz verildiği iddiasının gerekçesiz reddedilmesinin HMK'nın 27. ve 297. maddelerine aykırı olması, davadan feragatin şarta bağlı olması nedeniyle kesin hüküm oluşmaması ve yol olarak terkin istenen kısım konusunda eksik araştırma yapılması sebebiyle, istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince tapu iptali ve tescil istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... köyü hudutları içerisinde bulunan kadastro çalışmaları başlamadan önce kendisi ve davalı kardeşlerinin zilyetliğinde ve tasarrufunda bulunan 11.198,00 m2 miktarındaki taşınmazda eşit miktarda malik olduklarını, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın 1/3 oranında bölünmesi gerekirken; söz konusu yerin 104 ada 25 parsel sayılı 3.193,00 m2 taşınmaz olarak kendi adına, 104 ada 26 parsel sayılı taşınmaz olarak 8.004,00 m2 olarak davalılar adına tescil edildiğini, dava konusu yeri kardeşleri ile birlikte kullandığını ve eşit oranda malik olduğunu bu nedenle kişi başı hisse miktarının 3.732,00 m2 olması gerekirken kendi adına 600 m2 eksik yazıldığını ileri sürerek, davalılar adına 104 ada 26 parselde oluşturulan ve tapu kayıtları içinde kalan 600 m2 miktarındaki kısmının iptali ile kendisine ait olan 104 ada 25 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tescil edilmesine, davalı kardeşleri ile 40-45 yıldır yol olarak kullandıkları kısmının da ortak yol olarak belirlenmesine ve yargılama giderlerinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2018/247 E., 2019/129 K. sayılı kararı ile; "... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/221 Esas sayılı dosyasının incelemesinde; davacısının ..., davalıların ... ... ve ... olduğu, dava konusunun davalılara ait 104 ada 26 parselden davacının geçit hakkı talebi olduğu, davalıların davacının 104 ada 26 parsel sayılı taşınmazlarını kullanıp yıllardır ana yola çıktığını, buna engel teşkil edecek bir davranışları olmadığını, bundan sonra da taşınmazlarını kullanıp yola çıkmasına herhangi bir engel çıkartmayacaklarını beyan ettikleri, davacının bunun üzerine, ileride arazilerini kullandırmazlarsa dava açma hakkını saklı tutarak, davadan ... ettiği, davanın ... nedeniyle reddedildiği, kararın temyiz edilmeden 08/09/2016 tarihinde kesinleştiği, bu dosyada, davacının mevcut davaya konu geçit hakkı talebi için daha önce açtığı davadaki beyanının hakkın özünden vazgeçme mahiyetinde olmadığı ve feragatin sözkonusu olmadığı, önceki dava kapsamında sunulan beyanın, ancak davanın geri alınması iradesini yansıtan bir beyan olarak kabul edilebileceği, davacının, önceki davada hakkın özünden feragati sözkonusu olmadığı için de aynı geçit hakkı için yeniden dava açma hakkı bulunduğundan ve davalıların da Harita Mühendisi Bilirkişi Yasin Akkuş'un dosyaya sunduğu kroki de (A) harfiyle kırmızı renkle gösterilen kısmın yol olarak bırakılmasına izin verdiklerini ve davacıdan geçit hakkı bedeli talep etmediklerini beyan etmek suretiyle geçit hakkı davasını kabul ettikleri, anlaşıldığından, davacının davalılara karşı açmış olduğu geçit hakkı davasının kabulüne, tarafların babalarından miras kaldığı hususunda ihtilaf bulunmayan 104 ada 25 parsel ve 104 ada 26 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak eşit paylaşım iddiasında bulunan davacının, bu iddiasını ispatlayamadığından, davacının davalılara karşı açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 20/09/2017 tarihli ve 2016/60 Esas, 2017/113 Karar sayılı ispatlanamayan davanın reddine ilişkin verilen karar, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 27/02/2018 tarihli ve 2017/1522 Esas, 2018/354 Karar sayılı kararıyla; "… davacının ve tanıkların beyanlarından davacı ile davalıların başka kardeşlerinin de bulunduğu, davacı ve davalıların, yani üç kardeşin babalarından kalan taşınmazları kendi aralarında paylaştıkları ve davacının hesabına göre davacı payının 600 m² noksan olduğu gerekçesi ile bu davanın açıldığının anlaşıldığını, davacının daha önce de aynı mahiyette dava açtığını, davalıların haklarını vereceğini taahhüt etmesi nedeniyle o davadan davacının ... ettiğini beyan ettiği 2015/221 Esas sayılı dosya celp edilerek kesin hüküm yönünden değerlendirme yapılmasını ve kesin hüküm şartları bulunmadığı takdirde 2015/221 Esas sayılı dosyada davacı ve davalıların (A) harfi ile gösterilen kısmın yol olarak bırakılmasına rızaları bulunması halinde bu kısmın kadastro yolu olarak bırakılması karar verilmesi gerektiğini" belirterek, ilk derece Mahkemesinin topladığı delillerin hüküm kurmak yeterli olmadığı gerekçesiyle 20/09/2017 tarihli ve 2016/60 Esas, 2017/113 Karar sayılı kararın kaldırılmasına, deliller toplanarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesince Verilen Karar

İlk derece mahkemesince, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama sonunda yukarıda yazılı nedenlerden dolayı geçit hakkı yönünden davanın kabulüne, tapu iptal ve tescil davası yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

D. Kaldırma Kararı Sonrası İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2018/247 E., 2019/129 K. sayılı kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir.

E. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kendisine daha az yüz ölçümü olan taşınmazın verildiğini, oysa babasından kalan mirasın eşit şekilde paylaşılması gerektiği belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilk derece mahkemesince dava geçit hakkı tesisi ve kadastrodan önceki nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu nitelendirilmiş ise de, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden dava, kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayalı olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, davacı adına tesbit eden taşınmazın yüzölçümünün eksik olduğu ile kadastro esnasında 3402 sayılı Kanunun 16/B maddesi uyarınca yol olarak tescil harici bırakılarak paftasında gösterilmesi gereken taşınmazın, tapu siciline tescil edilmesi nedeniyle tapu sicilinin iptali ve yol olarak paftasında gösterilmesini talep etttiği, davacının talebinin, kadastro sırasında kamunun yararlanmasına bırakılan yol olduğu halde davacılar adına tapu siciline tescil edilen taşınmazın bir kısmının tapusunun iptali ve tapu sicilinden terkini ile paftasında yol olarak gösterilmesi olduğu, bu talep ile açılan davadaki istemin, geçit hakkına ilişkin hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunmadığı, bu nedenle, ilk derece mahkemesinin geçit hakkı tesisine ilişkin incelemesi ve bu inceleme yönünden kabul kararı vermesinin ...nın 26. maddesine aykırı olarak talepten fazlasına karar vermek niteliğinde olduğu, "Taleple bağlılık ilkesi" olarak düzenlenen anılan yasa maddesi emredici nitelikte olduğundan görevi gereği mahkemeler ile istinaf ve temyiz halinde Bölge Adliye Mahkemeleri'nce ve Yargıtay'ca kendiliğinden göz önünde tutulacağı, bu nedenle her ne kadar davalılar tarafından istinaf edilmemiş ve davacı tarafından istinaf dilekçesinde geçit hakkına ilişkin karara yönelik istinaf nedeni bildirilmemiş ise de, dava konusu olmadığı ve açılan davada ayrıca incelenebilen hukuki sebep niteliğinde bulunmadığından HMK 355/1 maddesi uyarınca Dairemizce incelenmek suretiyle geçit hakkına yönelik hükmün kaldırılması gerektiği, davacı tarafından açılan ... bu kadastro tesbitinden önceki hukuki nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil davası ile yola terke ilişkin istemi yönünden ise, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/05/2016 tarihli ve 2015/221 Esas – 2016/67 Karar sayılı dosyasının taraflarının, konusunun ve hukuki sebeplerinin aynı olduğu, anılan davanın ... nedeniyle reddine karar verildiği ve hükmün 08/09/2016 tarihinde kesinleştiği, feragatin, HMK 311 ... maddesi uyarınca kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, kesin hüküm HMK 114/1-i maddesi uyarınca olumsuz dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava şartlarına aykırılığın yargılamanın her aşamasında istek olmasa bile resen gözetilmesi gerektiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/05/2016 tarihli ve 2015/221 Esas – 2016/67 Karar sayılı dosyasının taraflarının, konusunun ve hukuki sebeplerinin aynı olduğu, anılan davanın ... nedeniyle reddine karar verildiği ve hükmün 08/09/2016 tarihinde kesinleştiği, feragatin, HMK 311 ... maddesi uyarınca kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, kesin hüküm ...nun 114/1-i maddesi uyarınca olumsuz dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava şartlarına aykırılığın yargılamanın her aşamasında istek olmasa bile resen gözetilmesi gerektiği, eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, tapu iptal ve tescil davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle; davacının istinaf başvurusunun Kabulüne, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2018/247 E. - 2019/129 K. sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca Kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2 maddesin uyarınca uyuşmazlığın esasına ilişkin yeniden hüküm kurmak suretiyle; davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak, kesin hüküm oluşturduğu iddia edilen karara ilişkin davanın geçit hakkına ilişkin olduğunu, davalıların kendisine eksik yazılan kısmı vereceklerini beyan etmesi üzerine davasını geri çektiğini ancak haklarını saklı tuttuğunu ve koşulsuz şartsız herhangi bir ... söz konusu olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil ve terkin istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 15. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. maddesinde; "Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden: (...) Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir. (....)"

3. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun "Kaydedilmeyecek Taşınmazlar" başlıklı 999. maddesinin 2. fıkrasında; "Tapuya kayıtlı bir taşınmaz kayda tabi olmayan bir taşınmaza dönüşürse tapu sicilinden çıkartılır." düzenlemeleri mevcuttur.

4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)'nun 27. maddesinin ilgili kısmı şöyledir; "Davanın tarafları (...) Kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; (...) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir."

5. HMK'nın 297. maddesinde bir mahkeme hükmünün hangi hususları kapsaması gerektiği açıklanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (c) alt bendine göre hüküm; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.

6. HMK'nın 309. maddesinin dördüncü fıkrası gereğice; "... ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır."

3. Değerlendirme

1.Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyünde 2009 yapılan kadastro çalışmalarında 104 ada 26 parsel sayılı 8.004,00 m2 yüzölçümlü taşınmaz senetsizden ev, ahır ve tarla vasfı ile ½'şer hisse ile davalılar ... ... ve ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Aynı yer 104 ada 25 parsel sayılı 3.194,99 m² yüzölçümlü, ev ve tarla vasıflı taşınmaz ise senetsizden, mirasen intikal ve taksimen olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davacı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Davacının kendisine daha az yüz ölçümlü taşınmaz verildiği yönündeki iddiası yönünden İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmekle doyurucu bir gerekçe gösterilmediği bu durumun HMK'nın 27 ve 297. maddelerine açıkça aykırı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılması gereken dava konusu 25 ve 26 parsel numaralı taşınmazların ortak muristen gelip gelmediği, muris tarafından sağlığında paylaştırma yapılıp yapılmadığı veya taşınmazlar üzerinde fiilen bir bölünme olup olmadığının tespit edilerek tarafların iddia ve açıklamalarını değerlendirmesi ve kararını bu kapsamda gerekçelendirmesidir.

4. Taşınmazın yol olarak terkini istenen kısmına gelince; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, İlk Derece Mahkemesinin 2015/221 Esas sayılı dosyasında ... nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın kesin hüküm oluşturduğu değerlendirilmiş ise de bu doğru olmamıştır. Şöyle ki, HMK'nın 309. maddesinde açıkça davadan feragatin kayıtsız ve şartsız olması gerektiği düzenlenmiştir. Bahsi geçen dosyada ise davacının ifadesinden feragatin davalılara yönelik şarta bağlandığı ve dava açma hakkını saklı tuttuğu anlaşılmaktadır. İlk derece Mahkemesince verilen 19/06/2019 tarihli ve 2018/247 Esas, 2019/129 numaralı kararında; davacının 2015/221 Esas sayılı dosyadaki beyanının ... olmadığı yönündeki değerlendirmesi doğru olup, davacının talebinin geçit hakkı olarak nitelendirilmesi yanlış olmuştur.

5. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tarafların göstereceği tanıklarından, taşınmazların sınırları, eskiden beri yol olarak kullanılan kısımları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluşması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle söz konusu çelişki giderilmeli; mahalli bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; uzman bilirkişilere usûlünce inceleme yaptırılmak suretiyle, yol olarak terkin edilmesi istenen kısım yönünden kadastro tespiti öncesinde umumi yol olup olmadığının belirlenmesi ve bundan sonra, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu hatalı ve eksik gerekçe ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.