"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... davalı köy tüzel kişiliği vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ili ... ilçesi .... köyünde bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakılan doğusu davacıya ait 42 parsel sayılı taşınmaz ve kısmen sap yolu, batısı .... zilyedliği, kuzeyi .... tapulu tarlası, güneyi kısmen yol, kısmen tescil harci taşlık tarım dışı arazi olan yaklaşık 15 dönümlük taşınmaz ile doğusu 13 parsel sayılı kendi tarlası, batısı hali tepe, ötesi .... yolu, kuzeyi ...'a ait 11 parsel sayılı taşınmaz, güneyi ... yolu olan yaklaşık 25 dönümlük taşınmazların davacı ... murisleri tarafından yaklaşık 50 yıldır kullanıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, olağanüstü zamanaşımı ile mülkiyetin kazanılması şartlarının oluşmadığını, dava konusu taşınmazların kadim mera olduğunu belirterek, dava konusu taşınmazların Hazine adına tescilini talep etmiş ve davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı köy tüzel kişiliği vekili, olağanüstü zamanaşımı ile mülkiyetin kazanılması şartlarının oluşmadığını, dava konusu taşınmazların kadim mera olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2017 tarihli ve 2015/283 E., 2017/53 K. sayılı kararıyla taşınmazların mera içinde kalması ve olağanüstü zamanaşımı ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılabilmesi için davacının taşınmaz maliki olmadığını bilmemesi gerektiği ancak mahalli bilirkişilerin beyanından davacının dava konusu taşınmazın tapusuz olduğunu bilerek kullandığının anlaşıldığı gerekçesiyle Hazine'ye yöneltilen davanın reddine, köye yöneltilen davanın köy muhtarlığının tüzel kişiliği olmadığı gerekçesiyle husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesi'nin Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2017 tarihli ve 2017/1076 E., 2017/1213 K. sayılı kararıyla, taşınmazların bulunduğu köyde öncesinde mera tahsis kaydının bulunmadığı, 4342 sayılı Mera Kanunu'na göre taşlık vasfıyla bırakılan taşınmazlar ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında 2005 yılında mera çalışmalarına başlandığı ve 103 ada 44, 117 ada 12 ve 17 sayılı parsellerin davanın açıldığı tarihten sonra 28.01.2016 tarihinde mera vasfıyla orta malı olarak tescilinin yapıldığı, dava konusu edilen ve kadastro tespitinde tescil harici bırakılan bölümlerin de bu mera parsellerinin içinde kaldığının anlaşıldığı, bir yer hakkında mera tahsis kararının kesinleşmesinden yani tahsis tarihinden sonra zilyetlikle mülk edinmek mümkün değilse de mera tahsisinden önce bir yerin kadim mera olmadığının iddia ve ispat edilebilmesi mümkün olduğunu, dava konusu taşınmazlar dava tarihinde tahsisli mera olmadığından, dava tarihinden geriye doğru edinme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi ve köy tüzel kişiliğinin bulunduğu, yasal hasım olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
C. Bölge Adliye Mahkemesinin Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu taşınmazların yer aldığı parsellerin davanın açılmasından mera vasfıyla orta malı olarak tescilinin yapıladığı, mera tahsisinden önce davacı lehine olağanüstü zamanaşımı ile mülkiyetin kazanılması koşullarının oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen alanların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı köy tüzel kişiliği vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
1. Davalı köy tüzel kişiliği vekili istinaf dilekçesinde özetle, kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağını, TMK. m. 713 ve K.K. m. 14'te aranan şartların gerçekleşmediğini, 20 yıllık sürenin dolmadığını, dava konusu taşınmazların imar ihya edilmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili, davacının babasının zilyetliğine de dayanması nedeniyle kanunda aranan 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığının araştırılmadığını, dava konusu taşınmazların imar-ihya edilmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmazların 1951 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı, bu taşınmazların dava açıldıktan sonra mera tahsis kararı ile kamu orta malı olarak tescil edilen parseller içinde kaldığı, hava fotoğraflarından ve mahalli bilirkişi beyanlarından davacının babası tarafından dava konusu taşınmazların imar-ihya edildiğinin sonrasında ise tek mirasçısı davacıya intikal ettiğinin anlaşıldığı, bu taşınmazlar yönünden zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu, bununla birlikte fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen taşınmazın eski 219 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı, bu parselin mera olarak 1952 yılında tespitinin yapıldığı, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi, kadastro sonrası hukuki nedene dayanıldığında da mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydedilen taşınmazın kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçeleriyle, davalı ... davalı köy tüzel kişiliği vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmazlarının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, (C) harfli taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacının keşifte dava konusu taşınmazların babasından intikal ettiğini ifade ettiği, davacının babasının yaşayıp yaşamadığı, taşınmazların ne şekilde davacıya intikal ettiği, vefat etmişse diğer mirasçılarının bulunup bulunmadığının tespit edilmediğini, kanunda aranan 40/100 dönüm araştırmasının hem davacı hem de eklemeli zilyetliğe dayandığı kişi yönünden araştırılması gerektiğini, dava konusu taşınmazların imar ihya edilmediğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”,
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Harç kamu düzeni ile ilgili olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Diğer taraftan, kamu düzeniyle ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği de kuşkusuzdur. Somut olayda; eldeki dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olmayıp, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğuna ve Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre, bakiye harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına karar verilmesi isabetsiz ve bozma nedeni ise de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “Alınması gerekli 1.200,22 TL harçtan peşin alınan 51,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 1148,98 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına, ” cümlesinin çıkartılarak yerine “Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 51,24 TL peşin harcın davacıya iadesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.