"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Tavas Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.09.2020 gün ve 2019/389 Esas, 2020/216 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 07.04.2021 gün ve 2021/249 Esas, 2021/2092 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan, bakım borcunun yerine getirilmediği iddiası ile açılmış tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki bulunduğu 7 parsel sayılı taşınmazını 28/08/1984 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile mirasbırakan eşi...ya temlik ettiğini, akdin yükümlüsü mirasbırakanın 28/03/1989 tarihinde vefat etmesi nedeniyle sorumluluğun mirasçıları olan davalılara geçtiğini, ancak davalıların sorumluluklarını yerine getirmediklerini, ölünceye kadar bakma akdinin davalılar tarafından ihlal edildiğini ileri sürerek, akdin feshi ile davalılar adına olan tapu kaydının iptal edilerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının yeniden evlendiğini ve yurtdışında yaşadığını, iddialarının doğru olmadığını, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan bakım borcunu yerine getirdiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin ilk karar Dairece “...bakım alacaklısı davacının Türk Borçlar Kanununun 618. maddesi gereğince bakım borçlusu Yüksel’in ölümünden sonra, 1 yıl içinde fesih hakkını kullanmadığı, sözleşmenin mirasçılarla devamını benimsediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, dinlenen tanık beyanları ve toplanan delillere göre sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği, ancak bu imkansızlığın davalıların kusurundan kaynaklanmadığı anlaşılmakla; TBK 617/2. maddesi uyarınca bakım alacaklısına muayyen bir irat bağlanmasına gerek olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş,mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairece '' ... mahkemece tarafların sosyal ekonomik durumları ve SGK’dan gelen cevaplar değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya içeriği ve toplanan delillerden TBK 614/2 maddesi gereğince bakım borçlusunun bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorunlulukları da dikkate alınmak suretiyle davacı yararına TBK 617/2 maddesi gereğince belirlenecek uygun bir miktarda irat bağlanması gerektiği.." gerekçesiyle bozulmuş, bu karara karşı davalılar vekilince karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nın 55. maddesinde ''Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.'' hükmü düzenlenmiştir. Dava sırasında taraflardan birinin ölümü halinde taraf teşkilinin sağlanması kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında hakim tarafından re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gereklidir.
Somut olayda, davacı ...'nın 01.01.2021 tarihinde öldüğü, dosyaya ibraz edilen nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahkemece HMK'nın 55. maddesi gözetilmemiş ve mirasçılar davaya dahil edilmeden sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca; yargılama sırasında ölen davacı ...'nın mirasçıları tesbit edilip taraf teşkilinin sağlanması ve bundan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Anılan bu husus, davalılar vekilinin karar düzeltme isteği sonucunda ve resen yapılan inceleme neticesinde anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince Kabulü ile, Dairenin 07.04.2021 gün ve 2021/249 Esas ve 2021/2092 Karar sayılı bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 09.09.2020 gün ve 2019/389 Esas ve 2020/216 Karar sayılı kararının açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.