Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8157 E. 2022/2165 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tapuya tescili istemine ilişkin davada, davacının zilyetliğinin kazandırıcı zamanaşımı hükümleri uyarınca mülkiyet hakkı kazandırıp kazandırmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının miras yoluyla intikal iddiasında bulunduğu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin niteliği, başlangıç tarihi, imar ve ihya faaliyetlerinin kapsamı ve taşınmazın imar planı durumu gibi hususların yeterince araştırılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasında yapılan yargılama sonunda, verilen davanın kabulüne ilişkin kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin karar süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili, Türkoğlu İlçesi, Kuyumcular Köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacının malik olduğu 210 no.lu parselin bitişindeki taşınmazın tespit harici bırakıldığını, bu bölümün 20 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davacı tarafın dava konusu edilen taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisaba elverişli zilyetliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, dava konusu yerin Türkoğlu Belediyesi sınırları içerisinde yer aldığını belirterek aleyhlerine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.10.2015 tarihli ve 2013/165 E., 2015/1661 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Bozma İlamı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli ve 2016/15625 E., 2020/2171 K. sayılı kararı ile “ Davanın TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil davası olduğunu, TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi ve karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince davalı Hazinenin yanında Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp soncuna göre karar verilmesi gerektiği " belirtilerek bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/05/2021 tarihli ve 2020/455 E., 2021/281 K. sayılı kararıyla, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazın davacı tarafından dava tarihinden geriye doğru 20 yıldan uzun süre önce imar ihyasının gerçekleştirildiği ve aralıksız olarak zilyetliğin sürdürüldüğü, davacının aynı kadastro çalışma sahasında senetsizden kazanımının bulunmadığı, olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisap şartlarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne 25/11/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.925.97 metrekare yüzölçümlü kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabının mümkün olmadığını, dosyada yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğunu ve re'sen belirlenecek nedenlerle kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

6.Gerekçe

6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Mahkemece, dava konusu bölüm üzerinde, davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; Mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişiler, taşınmaz bölümünün davacının babası tarafından 1950'li yıllarda ... ... adlı şahıstan satın alındığını, babasının vefatından sonra davacının kullanmaya başladığını, duruşmada dinlenen davacı tanıkları ise taşınmaz bölümünün öncesinde bataklık olduğu, bataklık kuruyunca davacının babasının kullanmaya başladığını, babasının ölümü ile davacıya kaldığını beyan etmişlerdir. Dosya içeriğinden murisin davacı dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, çekişmeli taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuksal nedenine dayanarak müstakilen adına tescili istemiyle dava açmış ise de beyanlardan öncesinde babasının zilyetliğinde olduğu anlaşılan taşınmaz bölümünün kendisine ne şekilde geçtiği (taksim, satış, bağış vs.) hususunda açıklama yapmamış, mahkemece de bu hususta davacıdan açıklama istenmemiştir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazda mirasçılardan birisi tek başına taşınmazın adına tescili için dava açamayacağı gibi bu şekilde açılan davaya diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması suretiyle devam edilmesi de mümkün değildir. Somut olayda; mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunda bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca taşınmaz imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, öte yandan bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde mahkemece uzman bilirkişilere hava fotoğrafı incelemesi yaptırılmamış,taşınmazın imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve üzerinde ekonomik amacına uygun olarak sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı hususlarında somut verilere dayalı açıklama içermeyen yetersiz tek kişilik ziraatçı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacıdan çekişmeli taşınmaz bölümünün muris babasından kendisine ne şekilde intikal ettiği hususunda açıklama istenmeli; taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için kendisine süre ve imkan tanınmalı, davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu sonucuna varılması halinde, dava konusu edilen kısmın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılıp saptanmalı, taşınmaz imar planı kapsamında kalıyor ise imar planının onaylanma ve kesinleşme tarihleri araştırılarak buna ilişkin belgeler ile imar planı örneği getirtilip dosyaya konulmalı, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/ mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaz imar planı kapsamında kalıyorsa, imar planı onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tamamının kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı;

Yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, öncesinin bataklık olup olmadığı, toprak ile doldurulup doldurulmadığı, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı ve mevcut ise zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli ve yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli;

Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, önceki ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler mahiyette, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın her yönünden çekilmiş ve sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden; hava ve uydu fotoğrafları tevdi edilerek, hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeğinin harita çizim programları aracılığıyla eşitlenmesi suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle jeodezi ve fotogrametri mühendisine inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, sınırlarını Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte bitirildiğini ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldığını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;

Bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihe kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

V. SONUÇ:

Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16/03/2022 tarihinde taşınmazın değeri itibariyle kesin olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.