Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8183 E. 2023/2798 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemde Hazineye ait olduğu iddia edilen bir taşınmazın davalı adına tescilinin iptali ve Hazine adına tescili talebiyle açılan davada, davalının zilyetliğinin kazanılmasına yol açıp açmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının taşınmaz üzerinde yirmi yıllık davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyetliğini ispatladığı, bu zilyetliğin Hazine tarafından iradi olarak terkedilmediği ve davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluştuğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde tapuda kayıtlı bulunan 135 ada 20 nolu parselin kadastro tespitleri sonucu davalı adına tescil edildiğini, ancak söz konusu taşınmaz özel faaliyete konu olmayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altında olması gereken taşlık ve kayalık civarında eğimi olduğunu ileri sürerek, dava konusu yaptıkları taşınmazın davalı adına olan tapu kayıtlarının iptaliyle ve idareleri adına tesciline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının 1980'lerin sonunda ve özellikle 1990'larda terör sebebiyle ekip biçmeye ara verdiği zamanlar olduğunu, ancak zilyetlik iradesinin hep olduğunu, 1992-1993 tarihinde bütün Hristiyanların köyü terk ettiğini, bu tarihten itibaren taşınmaza bakmalarının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, hava fotoğraflarında dava konusu taşınmazın etrafındaki özel mülkiyete konu özel şahıslara ait taşınmazlarla aynı karakteristik özellikler taşıdığı ve aynı tarımsal faaliyetlerin yapıldığı, en az 20 yıldan beridir tarımsal faaliyetlerin söz konusu olduğu anlaşıldığından, dava konusu 135 ada 20 parsel sayılı taşınmaza yönelik açılan davanın reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup kadastro çalışmaları esnasında sehven vatandaş adına kaydının yapıldığını, ret kararının hukuka aykırı olduğunu, ziraat bilirkişi raporlarında taşınmazın ne kadar süredir tarımsal faaliyette kullanıldığı yönünde net değerlendirme yapılmadığını, taşınmazın kadastro tarihinden önceki 20 yıl boyunca kullanıldığının kabul edilemez olduğunu, taşınmazın kıraç olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince, davacının taşınmazın asli zilyetliğini saklı tutarak köyde kalanların taşınmazı kullanmalarına rıza gösterdiği, bu hali ile taşınmazda iradi bir terkin olmadığı, davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanma koşullarının oluştuğunun Mahkemece yapılan keşif, uygulama, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile teknik bilirkişinin açıklamalı raporu ile belirlendiği, davalı tarafça sürdürülen zilyetliğin asli zilyetlik olduğu, keşfin usulüne uygun olarak yapıldığı, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindekine benzer beyanlar ile usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ettiği kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1 ... maddesi; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.