"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I .DAVA
Davacılar; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi’nde kain 275 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların dedelerinden babalarına, babalarından da kendilerine kaldığını ancak taşınmazların davalı adına tescil edildiğini belirterek, dava konusu taşınmazların davalı Maliye Hazinesi adına yapılan tescilinin iptaline ve 1/2’şer oranda davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı temsilcisi; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ziraat bilirkişisi raporunda dava konusu taşınmazların özel mülkiyete elverişli verimli tarım arazisi niteliğinde olduğu, uzun yıllardan beri tarım arazisi olarak kullanıldığı, harita mühendisi raporunda dava konusu taşınmazların 1984 ve 2002 yıllarında zirai faaliyetlerin yapılmış olduğu, mahalli bilirkişilerin beyanlarının taşınmazların 20 yıldan fazla bir süredir davacı tarafından ekonomik amaca yönelik ekilip biçildiği yönünde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüyle 275 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adlarına eşit hisseyle, yine 275 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile bilirkişi raporunda "A" harfi ile işaretlenen kısmın dere yatağı vasfı ile tapudan terkini ile geri kalan kısmının davacılar adlarına eşit hisse ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi; eksik inceleme ile karar verildiğini, taşınmazın özel mülkiyete konu edilemeyecek yerlerden olduğunu, mahalli bilirkişilerin çelişkili beyanları olduğunu, bilirkişi raporlarının bilimsel olmadığını, taşınmaz üzerindeki ardıç ağacının ormanlık alanlarda mevcut olması nedeniyle orman mühendisi bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazların öncesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 2/8’er payla dava dışı ... ve ..., 1/8 payla dava dışı ... ve 3/8 payla dava dışı ... adlarına tespit edildiği komisyona yapılan itiraz üzerine 09.10.2013 tarihinde tespitin iptali ile “kumluk” vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, dava dışı kişiler tarafından, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescil istemiyle ... Kadastro Mahkemesinin 17.09.2014 tarihli ve 2013/189 Esas, 2014/120 Karar sayılı karar ile taşınmazların kumluk özellik gösteren alanlardan olması nedeniyle yapılan tespitin yerinde olduğu belirtilerek davanın reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 30.06.2015 tarihli ve 2014/20660 Esas, 2015/9419 Karar sayılı kararıyla onandığı ve 30.06.2015 tarihi itibariyle kadastro tutanaklarının hükmen kesinleşmesi üzerine Hazine adına tapu kayıtları oluştuğu, söz konusu dosyanın tarafları farklı olsa bile, dava konusu parsellerin niteliği hususunda bu dosya açısından kuvvetli delil oluşturduğu, jeoloji mühendisinin raporunda nizalı alanların bir bütün olarak çok eski dere yatağı niteliğinde olduğu, 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarına göre ... Çayının yatak değiştirdiği ve dere yatağının değişkenlik gösterdiğinin anlaşıldığı, dere yatağında kalan kumluk vasfında olan yerlerin özel mülkiyete konu olmayacağı gerekçesiyle, davalı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar; temyiz dilekçelerinde özetle; dosyadaki deliller ve bilirkişi raporları dikkate alınmadan sadece ... Kadastro Mahkemesinin 2013/189 Esas, 2014/120 Karar sayılı kararının esas alınarak davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece hatalı karar verildiğini, kendilerinin ve evvellerinin taşınmazı ihya ettiklerini ve tarıma uygun hale getirdiklerini, dosyada alınan bilirkişi raporlarından dava konusu taşınmazlarda tarım yapıldığının tespit edildiğini, jeoloji mühendisi bilirkişi raporunda taşınmazların dere yatağından 1,5 metrelik kot farkı ile ayrıldığının anlaşıldığı, tesis edilen kararlar arasında çelişki olduğu ve çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesinde; Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır.
Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde; "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz." düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.