Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8242 E. 2022/579 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sırasında davacılar adına kayıtlı taşınmazın sınırında yol olarak bırakılan kısmın davacılara tescili istemiyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, taraf teşkili ve delillerin tam olarak toplanıp toplanmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olması sebebiyle ilgili kamu tüzel kişiliği olan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın davaya dahil edilmemesi ve davacıların dayandığı tapu kaydının tüm tedavülleri ile birlikte dosyaya alınmaması, ayrıca teknik bilirkişi raporunun yetersizliği gibi hususlar gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonunda, Yerel Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davacılar vekili, davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

I. DAVA

Davacılar ..., ... ve ... müşterek dava dilekçelerinde; 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın adlarına kayıtlı olduğunu, taşınmazın sınırında yol bulunmamasına rağmen kadastro tespiti sırasında taşınmazın sınırında bir arabanın geçebileceği kadar yol bırakıldığını ileri sürerek, yol olarak haritasında gösterilen taşınmaz bölümünün adlarına kayıtlı 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; eldeki davanın Hazine aleyhine açılamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Davalı Akköse Köyü Tüzel Kişiliği, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacılar adına kayıtlı taşınmazın sınırında kadimden beri köy halkı tarafından kullanılan bir patika yol bulunduğu, yol genişletme çalışmaları sırasında davacılar adına kayıtlı taşınmazın, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (M) harfi ile gösterilen bölümüne tecavüzde bulunulduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişilerin 13/06/2013 tarihli raporda (M) harfi ile gösterilen 24,67 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde, davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri:

2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi, teknik bilirkişi ve tanık beyanları ile Mahkemece yapılan yargılama sonunda varılan sonucun çelişkili olduğunu, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerin, adlarına kayıtlı 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğunu, müvekkillerinin babaları tarafından aynı fen bilirkişi raporunda kırmızı renkle gösterilen bölümün köy halkı tarafından patika yol olarak kullanılmasına ses edilmediğini belirterek, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2.2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek, re’sen göz önünde bulundurulacak sebeplerle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

V. YARGITAY BOZMA İLAMI

Hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.03.2015 tarihli, 2014/13143 Esas, 2015/2058 Karar sayılı ilamıyla; “Davanın fen bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine yönelik olarak açılmış olduğu, (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin dava dışı şahıslara ait 101 ada 7 parsel ve 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazların içinde kaldığı anlaşılmakla öncelikle bu parsel maliklerinin davaya dahilleri gerekli olup, taraf teşkili sağlanmaksızın davaya devam edilmesinin isabetsiz olduğu, fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen ve haritasında yol olarak bırakılan bölüm yönünden ise; bir kısım mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve davacı tanıkları, öncesinde 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kenarında 1-1,5 metre genişliğinde patika yol bulunduğunu, zeminde mevcut olan yolun ise kadastro çalışmalarından bir kaç yıl önce dozerle açıldığını beyan etmiş, bir kısım tespit bilirkişi ise zeminde mevcut bulunan yolun eski patika yol ile aynı yerde ve aynı genişlikte olduğunu beyan etmesine rağmen bilirkişi sözleri arasındaki çelişkilerin giderilmediği, (C) kısmının evvelinde 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde mi yoksa kadim köy yolu mu olduğu hususundaki ihtilafın giderilmediği belirtilerek, Mahkemece dava konusu taşınmazın dava tarihinden ve tespit tarihinden 15-20 ve 25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılması, taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, iddiaya konu edilen bölümlerin kadim köy yolu olup olmadığı hususunun maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın incelenen 3 adet fotoğrafa göre sınırlarının ve niteliğinin belirlenmesinin istenilmesi, taşınmazın tüm yönlerini gösterir fotoğraflarının çektirilmesi, fen bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi, kabule göre de davacılar adına kayıtlı 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının içinde kaldığı dosya kapsamında bulunan kadastro paftasından anlaşılan ve bilirkişi raporunda (M) harfi ile gösterilen dava konusu yerin tutanak dışındaymış gibi davacıların adına yeniden tesciline karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.

VI. BOZMA SONRASI DAVAYA DAHİL EDİLENLERİN CEVAPLARI

Bir kısım dahili davalılar ... ve müşterekleri vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadim yol olduğunu, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında da bu hususun belirtildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

VII. MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacılar adına kayıtlı 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırında kadim patika yol olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilafın bulunmadığı, ihtilafın bu yolun nerede ve ne kadar genişlikte olduğu hususuna ilişkin olduğu, dosya kapsamına göre hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (G) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün yol vasfında olmayıp, 101 ada 1 parselin devamı niteliğinde olduğu, diğer taşınmaz bölümleri yönüyle ise davanın kanıtlanamadığı, kaldı ki davacı tarafın dayandığı 26/02/2003 tarihli tapu kaydının yüzölçümü ile 101 ada 1 parselin yüzölçümü arasındaki 1.132,00 metrekarelik farkın, davacı tarafın taleplerinin tümü yönüyle kabul edilmesi halinde dahi kapanmayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 16/07/2018 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (G) harfi ile gösterilen, kahverengi kalem ile taralı, 31,70 metrekare yüzölçümlü taşınmazın aynı adanın son parsel numarası verilmesi suretiyle davacılar adına eşit hisse ile tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (A), (B), (C), (D), (E), (F) ve (H) harfleri ile gösterilen taşınmazlara yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

VIII. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde, davacılar vekili, davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri:

2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece teknik bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D), (E), (F) ve (H) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden, davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, müvekkilleri adına kayıtı 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan patika yol parsele dahil olmakla birlikte müvekkillerinin ataları tarafından köylülerin kullanımına açıldığını ancak zamanla dahili davalılar tarafından yola tecavüz edildiğini ve tecavüzün 101 ada 1 parsele kadar devam ettiğini, kadastro sırasında da sanki zeminde araç geçebilecek kadar yol varmış gibi tespit yapıldığını, yapılan tecavüzün yol ihtiyacından değil, dahili davalıların evlerinin önüne avlu açmak amacıyla olduğunu, dayanak tapu kaydından da anlaşılacağı üzere 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün kadastro tespiti sırasında eksik tespit edildiğini, Mahkemece davanın tam olarak kabul edilmesi gerekirken kısmen kabul edildiğini, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (I) harfi ile gösterilen bölüm yönünden de Mahkemece hüküm kurulmadığını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2.2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece davanın kabulüne karar verilen taşınmaz bölümünün davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamında kalmadığı, bu nedenle Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2.3. Dahili davalı ... vekili; davacılar adına kayıtlı 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırında kadim bir köy yolu olduğunu, bu hususun dosya kapsamından da sabit olduğunu belirterek, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2.4. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarca, davacılar adına kayıtlı bulunan taşınmazın sınırında kadim bir yol bulunduğunun belirtildiğini ancak davacı adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümünün genişliğinin, yerel bilirkişi ve tanıklarca ifade edilen yol genişliğine göre çok fazla olduğunu ve Mahkemece verilen kararın kadim yola tecavüz niteliğinde olduğunu, yine Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil ve tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi şöyledir.

“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi şöyledir.

“Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi ise şöyledir.

“Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.

Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.”

3.3. Değerlendirme

Mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçesi uyarınca yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup, bu nitelikteki davalarda Hazine’nin yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava, Hazine ve Akköse Köyü Tüzel Kişiliği hasım gösterilerek açılmış ve yargılama sırasında ...’na husumet yaygınlaştırılmış ise de, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın da davada taraf olması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır. Bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmadığı gibi; davanın esası hakkında yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

Şöyle ki, davacılar dava dilekçelerinde tapu kaydına da delil olarak dayanmış ve aşamalarda mahkemeye sundukları beyan dilekçelerinde, dayandıkları tapu kaydının yüzölçümünün 3.200,00 metrekare olduğunu ancak adlarına kayıtlı 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 2.168,38 metrekare yüzölçümüyle tespit edildiğini, aradaki farkın haritasında yol olarak gösterdikleri kısımda ve yoldan sonra gelen taşınmazlarda kaldığını belirtmiş olmalarına rağmen Mahkemece dosya arasında bulunan, davacı tarafın dayandığı 26/02/2003 tarih, 8 sıra numaralı 3.200,00 metrekare yüzölçümündeki tapu kaydı, tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış ve mahallinde yöntemince uygulanmamış, yine teknik bilirkişiden, mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının zeminde gösterdikleri yerlerin neresi olduğunu gösterir, keşfi takibe elverişli rapor alınmaksızın, yalnızca davacı tarafın iddiasına konu sınır yerlerini ve taşınmazın zemin durumunu gösterir, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur.

Hal böyle olunca; Mahkemece, öncelikle davacı tarafa, davasını ilgili kamu tüzel kişisi olarak yasal hasım konumunda bulunan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, sözü edilen Büyükşehir Belediyesinden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanılmalı, davacı tarafın dayandığı 26/02/2003 tarih, 8 sıra numaralı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilmeli, tapu kaydının revizyon durumu araştırılarak, kadastro tespiti sırasında varsa revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, bu taşınmazların tespitleri kesinleşmişse kadastro sonrası oluşan tapu kayıtları ile davacılar adına kayıtlı 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan ve haritasında gösterilen yolun başlangıcını ve devamını gösterir şekilde geniş kapsamlı kadastro paftası dosya içine alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.

Taşınmazların başında yapılacak keşif sırasında, davacının dayandığı tapu kaydı ve yapılacak araştırmaya göre varsa tapu kaydının krokisi uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20/A maddesi uyarınca belirlenmelidir. Ancak tapu kaydının krokisi yoksa, zemine uygun değilse veya uygulama kabiliyeti yok ise bu durumda tapu kaydının sınırlarına itibar edilmeli; bu amaçla dayanak tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtta yazılı hudutların yerel bilirkişilerce zeminde gösterilmesi istenmeli ve yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için davacıya tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, dava konusu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, zemindeki yolun kadim olup olmadığı, zamanla genişleyip genişlemediği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların, kayıtların uygulanması ve taşınmaz bölümlerinin tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir, keşfi takibe imkan verir (özellikle yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarını takibe imkan verir) gerekçeli, koordinatlı, krokili rapor alınmalıdır. Ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmaz bölümlerinin tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi ve bitki desenini açıklayan, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.

IX. SONUÇ:

Mahkemece, taraf teşkili sağlanmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın yatıranlara geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.