"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
KARAR : Başvurunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Emet Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava konusu 583 ada 18 parsel sayılı taşınmazın ... ... adına kayıtlı olduğunu, davalıların 14/03/2000 tarihinde vefat eden ...'nin mirasçıları olduğunu, dava konusu taşınmazın babaanneleri ... ...'dan miras kaldığını, ... ...'nın ..., ... ve ... isminde üç çocuğu bulunduğunu, ...'in mirasbırakan babaları olduğunu, ...'in ise dava konusu taşınmazın maliki olarak gözüken ...'nin eşi olduğunu, babaanneleri ...'nin 02/03/1966 tarihinde vefat ettiğini, pay sahibi olan ...'nın payını ...'nin eşi ... ile kendileri ve anneleri ...'nin 1972 yılında 400 liraya ortak şekilde satın aldıklarını, bu hususun tapuya şerh düşüldüğünü, bu bilgilerin eski tapu kayıtlarında mevcut olduğunu, buna rağmen dava konusu taşınmazın tamamının davalıların mirasbırakanı ... ... adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, taşınmazın 1/2 payının kendilerine ait olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın ... ... adına olan 1/2 payının tapu kaydının iptali ile iptal edilen 1/2 payın adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
2. Davalı ..., davacıların iddialarında haklı olduğunu, davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 16/12/1999 tarihinde tesis kadastrosunun gerçekleştiği, tapulama işleminin de bu tarihte yapıldığı, istemin kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı olduğu, davanın 19/09/2018 tarihinde açıldığı, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hak düşürücü sürenin geçmediğini, Mahkemece tüm delillerinin toplanarak, keşif yapılması, davacıların tüm tanıklarının dinlenilerek karar verilmesi gerektiğini, deliller toplanmadan, davacıların göstermiş oldukları tanıklar dinlenmeden, keşif yapılmadan ve bilirkişi raporu aldırılmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılardan ...'ın açılan davayı kabul etmiş olup, bu durumun davacıların haklı olduğunu ortaya koyduğunu, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretlerinin davalılara yükletilmesi gerektiğini, dava açılan kısmın gerçekte davacı ...’nın babaannesi ... ’ya ait olup, davalıların hiçbir ilgisi olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadastro tespitinin 16/12/1999 tarihinde kesinleştiği, davacıların kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak 19/09/2018 tarihinde açtıkları davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra olduğu, davanın reddine dair mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı husus bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın esasının incelenmesi gerektiğini, bakiye harcın davacılardan alınmasının, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasının doğru olmadığını, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesi, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın davacı ... lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 702. maddesi şöyledir; ''Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir.
Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir.
Sözleşmeden ... topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz.
Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.
"
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Özellikle; elbirliği ortaklarından davalı ...'un davayı kabulünün TMK'nın 702. maddesi gereği sonuç doğurmayacağı kuşkusuzdur.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 34,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.