"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 06.10.2015 gün ve 2009/280 Esas - 2015/433 Karar sayılı hükmün Bozulmasına ilişkin olan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.02.2020 tarihli ve 2016/17154 Esas – 2020/465 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davacı ... ve ... tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... ve ... dava konusu 124 ada 52, 126 ada 79, 127 ada 32 ve 135 ada 16 parsel sayılı taşınmazların davalı yanların müşterek kök murisi ... ...’den intikal eden yerlerden olduğu, ...’in ölümüyle terekesinin mirasçıları ... ile ... tarafından taksim edildiği, çekişmeli taşınmazların taksimen ... mirasçısı olan davalı ...’ye isabet ettiği, ...’nin ise bu taşınmazları davacılardan ...’in babası, Huriye’nin ise eşi olan ... ...’a satarak zilyetlik ve alakasını kestiğini, taşınmazların uzun yıllardır zilyetliklerinde olduğunu belirterek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde, kök muris ... ... mirasçıları olan dosya davalılarının yakın mirasbırakanı ... ile davalı ... arasında davacının iddiasının aksine taksim yapılmadığı gibi davalıların yakın mirasbırakanı ...’nin payını kesinlikle devretmediğini, ... ... terekesi taksim edilmediğinden davalı ...’nin taşınmazları tek başına devir yetkisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları neticesinde kök muris ...’in vefatından sonra terekesinin taksim edildiği hususunun ispat edilemediği, taşınmazlar üzerinde davacı ... tarafından sürdürülen zilyetliğin annesi ...’den intikal ettiği, ...’in zilyetliğinin tereke adına devam ettiği şu halde davacı tarafın taksim ve satın alma iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar temyiz dilekçesinde; davalılardan ...’nin açılan davayı kabul ettiği, hal böyle iken en azından ...’nin payı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemenin davanın reddine dair kararının isabetli olmadığı, öte yandan kök muris ...’ten intikal eden taşınmazlar hakkında daha evvel görülüp sonuçlandırılan Karedeniz Ereğli Kadastro Mahkemesi’nin 2013/32 Esas, 2014/278 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde ... ... mirasçılarından eldeki dosya davalılarının miras bırakanı Halil’in taksimen kendisine isabet eden yerleri satarak köyü terk ettiği bu nedenle pek çok taşınmazın tereke dışındaki 3. kişiler adına tapuya tescil edildiği, bu husus dahi araştırılmadan eksik araştırma ve inceleme sonucunda taşınmazların taksim edilmediği gerekçesiyle davanın reddedildiği, ne var ki davacı yanların satın alma sonucunda taşınmazlara en az 50-60 yıldır zilyet olduklarını, yine taşınmazlar üzerinde yer alan muhdesatların davacılar tarafından meydana getirildiğini belirterek inceleme sonucunda görülecek diğer eksiklerde göz önüne alınarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
V. YARGITAY İLAMI
Hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.02.2020 tarihli ve 2016/ 17154 Esas, 2020/465 Karar sayılı ilamıyla: ‘’dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, yargılama sırasında, 25.02.2010 tarihli celsede davalı ... "Dava dilekçesinde bana okumuş olduğunuz Köyiçi, Kurtköyü, Kaşbaşı, Kavaklık Üstü mevkiinde bulunan yerlerde, davacılara ben hakkımı verdim, açılmış olan bu davayı kabul ediyorum. Davalıların bu yerlerde hakları yoktur. Onlar daha önce haklarını sattılar." şeklinde beyanda bulunmuş ve kabule ilişkin bu beyanını parmak izi ile tasdik etmiştir. Bu durum karşısında Mahkemece, davanın mirasçılar arasında görüldüğü, mirasçıların birbirlerine pay devinin mümkün olduğu göz önüne alınarak davalı ...'nin kabul beyanına göre karar verilmesi gerekirken, bu husus değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
VI. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtay onama ilamına kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri
Davacılar vekili karar düzeltme dilekçesinde; temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri itirazları tekrar ederek Yargıtay onama ilamının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." hükmünü içermektedir. (madde metninde taksimden bahsedilse dahi kıyasen taşınmazın zilyedi murisin mirasçıların yasal miras payına mahsuben sağlığında yaptığı paylaştırma da bu kapsamdadır.)
3.3.3 TMK'nın 676. maddesine göre bütün mirasçıların katılımı ile mirasçılar arasında yapılacak taksim sözleşmeleri geçerlidir, yine TMK'nun 677. maddesine göre öncesi tapusuz olan taşınmazlarda mirasçılar arasındaki miras payının devri için bütün mirasçıların katılımı ve rızasının bulunması gerekli olmayıp mirasçıların bu amaçla kendi aralarında anlaşmış olması yeterlidir. Ne var ki taksim edilmemiş bir terekede yer alan mal varlığı unsurunun mirasçılardan bir tanesi tarafından tereke dışındaki 3. kişiye devri mümkün değildir.
3.3.4 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesinde taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1 Kadastro sonucunda, Alaplı İlçesi İsafakıllı Köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 52; 126 ada 79; 127 ada 32; 135 ada 16 parsel sayılı, sırasıyla 4.405.68, 342.83, 4.090,33 ve 171,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle her biri 896 pay kabul edilerek 64’er payla ..., ..., ..., ... ..., ... ..., ..., 12 payla ..., 13’er payla ..., ..., ..., ... ... ve 448 payla ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir.
3.3.2 Davacı ... ve ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kayıtlarının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Davalı ... yargılama sırasında imzası ile tevsik ettiği beyanıyla açılan davayı kabul etmiş, diğer davalılar ise davanın reddini savunmuştur.
3.3.3 Dosya arasına getirtilip incelenen kayıtlardan tarafların aynı kök murisin mirasçıları olmadığı, davacı yanların miras bırakanı ...’nin soyadının "..." olduğu, kök muris ... mirasçılarından ... oğlu ...’nin soyadının ise "..." olduğu, bahsi geçen kişilerin aynı kimseler olmadığı; hal böyle iken eldeki davanın mirasçılar arasında görüldüğü yönündeki Yargıtay ilamında bahsi geçen kabulün doğru olmadığı, ne var ki davalı ...’nin çekişmeli taşınmazlarda 448/896 pay maliki olduğu, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın payı üzerinde müstakilen tasarrufa ehil olduğu, hal böyle iken ...’nin davayı kabul beyanının kendi payı yönünden geçerli olduğu anlaşıldığına göre davalı ... payı yönünden bu gerekçe ile davanın kabulüne hükmedilmesi yönüne değinilmesi gerekirken bozma ilamında davanın mirasçılar arasında görüldüğü bu nedenle mirasçılar arasında pay devrinin mümkün olduğu gerekçesiyle davanın ... payı yönünden kabulünün gerektiği yönündeki bozma gerekçesi doğru olmayıp, bu hususun sehven gözden kaçmış olduğu anlaşılmaktadır.
3.3.4 Diğer yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesinde taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği hükme bağlanmış olup, davacılar çekişmeli taşınmazlar üzerinde bulunan fındık ağaçlarının mirasbırakanları ... ve kendileri tarafından dikildiğini, diğer bir anlatımla kayıt malikleri olan davalılar tarafından meydana getirilmediğini ileri sürmüş olup, davacı tarafça muhdesatın kendisine ait olduğu savunulmasına rağmen, bu hususta delilleri toplanmamış, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi gereğince muhdesatların tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesi hususunda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olup bozma ilamında bu yönün sehven gözden kaçırılmış olduğu anlaşılmaktadır.
3.3.5 Mahkemece az yukarıda açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar ... ve ...’ın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün belirtilen şekilde bozulmasına karar verilmesi gerekirken, sair temyiz itirazlarının reddi ile davalı ... payı yönünden isabetsiz gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
VII. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle davacılar ... ve ...’ın karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 17/02/2020 tarihli ve 2016/17154 Esas, 2020/465 Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda belirtildiği şekilde BOZULMASINA, alınan peşin harcın karar düzeltme isteyenlere geri verilmesine, 12.01.2022 gününde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.