Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8288 E. 2023/1026 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın bazı taşınmazlarını torununa yaptığı satışın muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptal ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, mirasbırakanın satışının mal kaçırma amaçlı olduğunu ispatlayamamaları ve davalının satış bedelini ödediğine dair delillerin bulunması gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasında bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, ortak mirasbırakanları Sekine ...'un 579 parseldeki 7/16, 827 parseldeki 7/16, 1824 parseldeki 2/24, 1159 parseldeki 2/16 payını, mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak torunu olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanın çekişmeli taşınmazlardaki paylarını bedeli karşılığında rayiç değeri üzerinden satın aldığını, resmi akde vekil kıldığı ... aracılığıyla katıldığını, satış bedelini vekil adına banka aracılığıyla gönderdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.01.2013 tarihli ve 2011/502 Esas, 2013/17 Karar sayılı kararıyla, satış işleminin davacılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı, mirasbırakanın temlik tarihinde oldukça değerli olan taşınmazlarını satmasını gerektirecek kabul edilebilir ve hukuken korunmaya değer ihtiyacının olmadığı gerekçesi ile bir kısım davacılar yönünden davanın kabulüne; davacılar ..., ... ..., ... ..., ... yönünden davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 12.05.2015 tarihli ve 2014/11143 Esas, 2015/1966 Karar sayılı kararıyla; "......'nın terekesine temsilci atanan ... oturumlara katıldığına göre tereke ortaklarından ... - -... ... bakımından takip etmedikleri gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi tereke temsilcisi ... hükümden sonra öldüğüne göre ...’nın miras şirketine yeni tereke temsilcisi atanması, usuli işlemin ikmalinden sonra yetkili kılacağı vekil aracılığıyla davanın yürütülmesi öte yandan; ... davada kendi adına da asaleten yer aldığına ve hükümden sonra öldüğüne göre veraset belgesi veya mirasçılarını gösterir aile nüfus kayıt örneğinin temin edilmesi, mirasçıları tam olarak belirlenerek davaya dahil edilmesi için usulünce süre verilmesi, belirlenen süre içerisinde anılan usulü eksiklikler tamamlanarak taraf teşkilinin bu yönden sağlanmasından sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.11.2017 tarihli ve 2015/378 Esas, 2017/677 Karar sayılı kararıyla, davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına (tashih-i karar ile ... yönünden yapıldı), ..., ... mirasçıları , ... Mirasçısı ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden ise temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. Temyiz Yoluna Başvuranlar

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 30.11.2020 tarihli ve 2018/1569 Esas, 2020/6336 Karar sayılı kararıyla; "..Somut olayda, mirasbırakanın diğer mirasçılarından mal kaçırma amacıyla temlik yaptığı konusunda somut bir olgu ortaya konulamadığı gibi öncesinde tanık olan sonrasında annesi Hürü’nün ölümü ile taraf sıfatı kazanan ...’un da, "davalı ...’in davaya konu payları mirasbırakan anneannesinden 1.000 DM karşılığı aldığının aile arasında konuşulduğu, bunu annesi, teyzesi ve kardeşi ...’tan duyduğu, kardeşi ... ile 23 yıldır görüşmediği ve küskün oldukları" yönünde beyanda bulunduğu gözetildiğinde temliklerin muvazaalı olmadığı sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, bedeller arasındaki fark da tek başına muvazaanın kanıtı değildir.

Hal böyle olunca, davacıların iddialarını ispatlayamadıkları gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

Kabule göre de, karar tarihinden önce taşınmazlarda 3402 Sayılı Kanunun 22/A maddesine göre yenileme çalışması yapılmış olmasına rağmen, infazda sorun yaratacak şekilde güncel tapu kayıtları getirtilmeden eski parsel numaraları üzerinden hüküm tesis edilmesi de doğru değildir. " gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararıyla, davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden bozma kararındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

E. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar ..., . ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

F. Temyiz Sebepleri

Bir kısım davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; temlikin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, davanın reddine karar verilerek tek bir mirasçı lehine menfaat sağlanmış olduğunu, tek bir tanığın duyuma dayalı ifadesi ile karar verilemeyeceğini, diğer tanıkların iddialarını doğrular şekilde beyanda bulunduklarını, davalının taşınmazları satın aldığına dair savunmasını kanıtlayamadığını, mirasbırakanın davacılara kızgın olduğu için taşınmazları davalıya bedelsiz temlik ettiğini, belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

G. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

2. Muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti HMK'nın 190. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bir kısım davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden bir kısım davacılardan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.