"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAHİLİ DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 11.01.2013
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, ... ... köyü hudutları dahilinde bulunan ve dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği takriben 3 dönüm mesahalı gayrimenkulün kültür arazisi niteliğinde olduğunu, fiilen kapama bahçesi vasfı ile önce babası sonra kendisi tarafından 40 yıldan beri kullanıldığını, taşınmaz üzerinde 20 yaş üzeri muhtelif cins ve meyve ağaçları ile ağaçları sulamakta kullanılan artezyen kuyusu bulunduğunu, dava konusu taşınmaz kadastro tespiti sırasında bayır vasfıyla tespit dışı bırakılmış ise de, uzun yıllardan beri önceleri tarla, 40 yılı aşkın bir zamandan beri de bahçe vasfıyla kullanılan bir yer olduğunu, murisinin ve kendisinin taşınmazdaki zilyet ve tasarrufları eklentili olarak ve malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız 80 seneyi aşkın bir zamandan beri devam ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın TMK'nın 713. maddesi gereğince adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hiçbir maddi ve yasal dayanağının olmadığını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davacının dava konusu taşınmazda ... Medeni Kanunu'nun aradığı zilyetlik koşullarını da oluşturmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Dahili davalı ..., dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın bulunduğu alandaki kamulaştırma alanının 17.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda açıklığa kavuşturulduğunu, bu rapor nazara alındığında tescili istenen alanın kamulaştırma alanları dışında kaldığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dosya arasında bulunan 17.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunun nazara alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.02.2016 tarihli ve 2013/25 E., 2015/141 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 18.11.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 545,71 metrekarelik bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli ve 2016/15654 E., 2020/2174 K. sayılı kararı ile "...Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi gereğince, tescil davalarında Hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava, Hazine ve ... köyü tüzel kişiliği hasım gösterilerek açılmış olup, taşınmazın sınırında ...-... Karayolu bulunduğundan ilgili kamu tüzel kişisi olarak davada yer alması gereken Karayolları Genel Müdürlüğünün davaya dahil edilmesi gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır. Bu nedenle taraf teşkilinin tamamlandığından söz edilemez. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilemez. Öte yandan bu nitelikteki davalarda TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir. Mahkemece, yasal ilanlar yapılmadan davanın esası hakkında karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, Karayolları Genel Müdürlüğünü davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra yasal ilanlar da yaptırılmak suretiyle tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 18.11.2015 havale tarihli fen bilirkişisinin raporunda (A) harfi ile gösterilen ... Merkez ... köyü Derviş ... mezrası - mevkiisi sınırları içerisinde bulunan 1256 no.lu tescil harici parsel içerisinde kalan 545,71 m2 lik alanın davacı adına tapuya tesciline, karara 18.11.2015 havale tarihli fen bilirkişisinin raporunun eklenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemece yetersiz inceleme ve araştırma sonucu usul ve yasaya aykırı olarak hüküm kurulduğunu, bu hüküm kurulurken de; gerek 27.02.2013 tarihli cevap dilekçesinde belirtmiş oldukları hususlar ve gerekse de bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları 30.06.2014 ve 24.02.2016 tarihli itirazlarının hiç nazara alınmadığını, ayrıca mera vasfında olan bir taşınmazın hiçbir zaman özel mülke konu olamayacağını, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, Mahkemece bu durumun hiç araştırılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, ″Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.″
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, ″Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.″ hükümleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
31.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.