Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8367 E. 2023/6768 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetliğe dayanarak tescili davasında, zilyetliğin kazanılmasında imar planına alınma tarihinin esas alınması gerektiği ve bu tarihten itibaren 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz üzerindeki imar planının 2008 yılında yapılıp onaylandığı, ancak 2014 yılında revize edildiği ve davacının zilyetliğinin imar planının yapıldığı 2008 yılından itibaren hesaplanması gerektiği, bu durumda 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/909 E., 2021/789 K.

DAVA TARİHİ : 26.12.2016

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/984 E., 2018/518 K.

Taraflar arasındaki kadastro sırasında tescil harici bırakılan yerin tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili Dulkadiroğlu ilçesi Karacasu Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakılan 7.702 m2 taşınmazı 1980 yılında İbrahim Karataş'tan satın aldığını, ev ve bahçesi olarak günümüze kadar aralıksız malik sıfatı ile kullandığını belirterek taşınmazın imar-ihya ve zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 713/1 nci, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddelerine göre adına tapuya tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro çalışmasının 1961 yılında kesinleştiği, dava tarihine kadar 20 yıldan fazla sürenin geçtiği, raporlara göre (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmazlarda imar ihyanın tamamlandığı, 23-25 yılı aşkın zamandır tarımsal amaçlı kullanıldığı belirtilerek (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmazlar bakımından davanın kabulüne, (C) harfi ile gösterilen taşınmazın ise 1470 ada 10 parsel içerisinde kaldığı anlaşıldığından bu taşınmaz bakımından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın evveliyatı itibari ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacının kesintisiz zilyetliğinin ve gerekli imar ihya faaliyetinin bulunmadığını, taşınmazdaki ağaçların 20 yaşından küçük olduğunu, açıklanan ve resen ele alınacak nedenlerle Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluştuğu bu nedenlerle Mahkemenin kısmen kabul kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davalı ... vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b-1 nci maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin tescili talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 6 ıncı maddesi.

2. Hukuk Genel Kurulu 08.12.2022 tarih 2020/(16)1-531 Esas 2022/1704 Karar sayılı kararı

3. Değerlendirme

1. Davacı; Dulkadiroğlu ilçesi, Karacasu Mahallesinde bulunan tescil harici yerin, harici satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır.

2. Mahkemece kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği için aranan şartların bulunduğu gerekçesiyle kabule karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; Bölge Adliye Mahkemesi kararında, yörede 2008 yılında imar uygulaması yapıldığı bildirilmiş ise de onay evraklarının mevcut olmadığı, 2008 yılından sonra 2014 yılında nâzım imar planı yapıldığı ve taşınmazların bu imar planında kısmen konut alanı, park ve yola isabet ettiği, taşınmazların imar ihyasının tamamlandığı tarih ile imar planına alındığı (2014 yılı) tarih arasında zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluştuğu belirtilerek istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, dosya arasında bulunan Kahramanmaraş Belediyesi 05.02.2014 tarihli meclis kararına göre ise 1/5000 ölçekli 2008 yılı nâzım imar planının kroki ve mevzuata uygun bulunduğu, Dulkadiroğlu Belediye Başkanlığı tarafından İmar Planının onanmasına ilişkin kararın bulunamadığı belirtilmiş ise de 2008 yılında yapılan nâzım imar planına uygun şekilde 05.02.2014 tarihinde revizyon ve ilave nâzım imar planı yapılarak onaylandığı anlaşılmıştır. 3194 sayılı Kanun'un 6 ıncı maddesinde "Mekânsal planlar, kapsadıkları alan ve amaçları açısından Mekânsal Strateji Planlarına uygun olarak; “Çevre Düzeni Planları” ve “İmar Planları” kademelerinden oluşur. İmar planları ise nâzım imar planı ve uygulama imar planı olarak hazırlanır. Her plan bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanır." hükümlerine yer verilmiştir.

3.Hal böyle olunca; 2008 yılında onaylanan nâzım imar planının, temyize konu edilen (B) ve (A) ile gösterilen bölümleri kapsadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri gereğince, imar planına alındığı tarihten geriye doğru 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik süresinin hesaplanması gerektiği, ziraat bilirkişi kurul raporuna göre imar-ihyanın 1991 yılında tamamlandığı ve imar planına alınma tarihi olan 2008 yılından geriye doğru 20 yıllık zilyetlik şartları oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

- KARŞI OY -

Dava, tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince (BAM) de her ne kadar yörede 2008 yılında imar uygulaması yapıldığı bildirilmiş ise de adı geçen uygulamaya ilişkin onay evraklarının mevcut olmadığı, taşınmazın 2008 tarihinden sonra 2014 yılında nazım imar planına alındığı ve bu planın aynı tarihte onaylandığı, buna göre zilyetlikle kazanım koşullarının 2014 tarihinden geriye doğru hesaplanması gerektiği, bu şekilde hesaplandığında davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu belirtilerek davalı hazinenin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

Dairemizin Sayın Çoğunluğunca ise Dulkadiroğlu Belediye Başkanlığı tarafından imar planının onanmasına ilişkin kararın bulunamadığı belirtilmiş ise de 2008 yılında yapılan nazım imar planına uygun şekilde 05/02/2014 tarihinde revizyon ve ilave nazım imar planı yapılarak onaylandığından dava konusu yerde 2008 tarihinde yapılan imar uygulamasının esas alınması gerektiği, bu tarih esas alındığında da davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiği belirtilerek İDM kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Tüm dosya kapsamı ile 2008 yılında yapılan imar planının onaylandığına ilişkin bir kararın bulunmadığı açıktır. Onaylanmamış imar uygulamasına dava konusu olay bağlamında bir hukuki sonuç bağlamak mümkün olmayıp tamamlanmamış bir hukuki işlem, zilyetliği kesen bir hukuki sebep olarak nitelendirilemez. Bu bağlamda 2014 yılında yapılan nazım imar planında 2008 yılı nazım imar planına atıfta bulunulması da planın hukuki geçerliliğini geriye yönelik olarak 2008'de başlatma imkânı sunmaz. Onay işleminin 2014 yılında yapıldığı tartışma konusu olmadığından söz konusu imar uygulamasının anacak 2014 yılından itibaren hukuki bir sonuç doğurma kabiliyetine sahip olacağının kabul edilmesi gerekir. Dolayısıyla gerek İDM'nin gerekse BAM'ın zilyetliğin başlangıç tarihini, imar planının onaylanma tarihi olan 2014 yılından itibaren başlatmasının yerinde olduğu değerlendirilmektedir.

Açıklanan nedenlerle BAM kararının onanması gerekirken Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki bozma kararına iştirak edilememiştir.