"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/671 E., 2021/296 K.
DAVA TARİHİ : 25.12.2014
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kiraz Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/266 E., 2019/305 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan dedesi ... tarafından açılan Ödemiş Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1947/848 Esas sayılı davası sonunda, Kiraz İlçesi, Çayağzı Köyü, Köseoğlusuyu Mevkiinde bulunan 59.500,00 m²'lik taşınmazın dedesi ... adına tescil edildiğini, taşınmazın 4.000,00 m2'lik kısmının mirasbırakan tarafından ölünceye kadar bakması karşılığında oğlu Halil'e satıldığını, mirasbırakanın ölümü ile de 04.06.1971 tarihli anlaşmayla 55.500,00 m2'lik alanın 7 parçaya ayrılarak mirasçılar arasında paylaşıldığını ve paylaşılmayan kısmın ise ortak kullanılmaya başlandığını, dayısı ...e miras kalan payı kendisinin satın aldığını, anneannesi Server'in ölümü üzerine (dedesinden miras kalan) dava konusu taşınmazdaki payını ortaklığın giderilmesi davası neticesinde annesi ...'nin satın aldığını, dayısı Halil'in bekar ve çocuksuz ölümü üzerine mirasbırakandan satın aldığı 4.000,00 m2'lik kısmın ise ortaklığın giderilmesi davası neticesinde davalıların mirasbırakanı .... adına tescil edildiğini, annesi adına kayıtlı taşınmazdan 10.125,00 m2'sini annesinin, 5.062,50 m2'sini ise annesinin mirasçılarının kendisine sattığını, geri kalan miktarın ise ölümüne kadar annesi ..., ölümünden sonra ise mirasçıları tarafından kullanıldığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında; mirasbırakan İsmail'den kalan taşınmazın miras taksim sözleşmesine ve sözleşme dışı bırakılan kısmın fiili kullanımına uygun olarak parsellere ayrılmadığını, fiili durumun değiştirildiğini, kullanımlarındaki yerlerin değiştirildiğini ve küçültülerek ek parseller oluşturulduğunu, sonradan oluşan parsellerin henüz tespit edemedikleri kişiler, davalılar, davalıların mirasbırakanı adına tescil edilerek mağduriyetine sebebiyet verildiğini, kadastro neticesinde mirasbırakanlarından intikal eden taşınmazları olması gerekenden çok daha az miktarda kullandığını ileri sürerek, mirasbırakanları... ... ve ...den kalan taşınmazlara ilişkin yanlış yapılan kadastro tespitinin iptali ile payına düşen taşınmazın yeniden tespitine, kendisine ait olması gerekirken başka kişi ya da kurumlar adına tescil edilen taşınmaz var ise tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, 09.01.2014 havale tarihli dilekçesi ile; bildirilen miras taksim sözleşmesi dışında bırakılarak ortak kullanılan İzmir ili, Kiraz ilçesi, Çayağzı köyü, 22, 26, 27, 28, 29 ve 30 parseller ile miras taksim sözleşmesi ile 7 parçaya bölünen kısımdan yasal bir dayanağı olmadığı halde oluşan 14 ve 15 parsellerin dava konusu olduğunu, mirasbırakandan kendisine intikal edecek taşınmaz miktarının tespit edilerek, miras payına düşen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, bilahare 29, 14, 15, 22, 23, 24, 25, 26, 27 ve 28 parsel sayılı taşınmaz maliklerini davaya dahil etmek istediğini bildirmiştir.
Yargılama sırasında kök mirasbırakan İsmail mirasçıları, yargılama sırasında ölen ... mirasçıları ile dava konusu bir kısım taşınmazların malikleri davaya dahil edilmişlerdir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar, davacının dava dilekçesinde hangi parsellere yönelik dava açtığını bildirmediğini, mahkemece verilen sürede ise dava konusu parselleri belirttiğini ancak parsel maliklerini davalı olarak göstermediğini, dava konusu 30 parsel sayılı taşınmaza ilişkin daha önce de dava açtığını ve davanın reddedildiğini, bu parsel yönünden kesin hüküm bulunduğunu, davacının tek başına dava açamayacağını, iddiaların doğru olmadığını belirterek, usulden ve esastan davanın reddini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının 291 ada 30 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro öncesi sebebe dayalı olarak açtığı tapu iptali ve tescil davasında, Kiraz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/277 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının talebinin kök mirasbırakandan intikal eden taşınmaza ilişkin olduğu, miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak talepte bulunduğu, mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile de terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, davacının terekeye ait olduğunu iddia ettiği taşınmazlara ilişkin tek başına terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunan davalılara karşı payı oranında iptal-tescil talebinde bulunamayacağı, davada davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde mahkemece verilen kararın usule, yasaya ve dosyada toplana delillere uygun düşmediğini, davanın sadece kendisi tarafından açılmasında yasal bir engel bulunmadığını, davanın tüm mirasçılar ile birlikte açılması gerektiği kabul edilse dahi mahkemece tarafına terekeye temsilci atanması veya diğer mirasçıların davacı sıfatı ile davada hazır bulunmaları konusunda kendisine süre ve imkan verilmemesinin hatalı olduğunu, haksız ve hukuka aykırı kadastro işlemleri neticesinde mirasbırakanlarından intikal eden ve satın alma yolu ile zilyetliğinde bulunan taşınmazları olması gereken miktarlardan daha az miktarda kullandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemece yeterli inceleme ve nasıl meydana geldiği belli olmayan parseller hakkında gerekli araştırma yapılmadığını, 291 ada 30 parselin 15.000m²'sinin Hasan Aydın'a satıldığına ilişkin satım senedinin gerekli şekil unsurlarını içermediğini, tanık Hüseyin Kaymak'ın beyanlarına göre 30 parselin 21 ve 22. parsel arasında kalan kısmının en az 30-35 senedir davacı tarafından davasız kullanıldığını, resmi kayıtlar aleyhe olsa bile bu alanlar bakımından olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin işlediğini, şartların ve kazanımın gerçekleştiğini, davalılar tanıklarının beyanlarına bağlı olarak oluşturulan bilirkişi raporlarının tarafsız ve bağımsız olmadığından hükme esas alınamayacağını, ortak kullanılan 15.000m² yerden davacının annesinin payına düşen, anneannesi Server Görgülü'den miras kalan ve dayısı Halil Görgülü'den miras kalan alanın dava konusu talebin yalnızca bir kısmı olduğunu, talep konusunun tamamı elbirliği mülkiyetine tabi gibi tüm davanın reddedildiğini, davada talep edilen diğer hususların incelenmediğini, mezkur alanların dışında kalan talep konusu parsellerin davacının kendi mülkiyetinde olduğunu ve miras hukukuna ilişkin elbirliği mülkiyeti söz konusu olmadığından davanın bu kısmında esasa girilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15., 20., maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.