"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 09.06.2016
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/75 E., 2020/58 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 394 ada 7 parsel sayılı 221 m² yüz ölçümündeki taşınmazın iki katlı kargir ev niteliğiyle davalı ... adına kadastro yoluyla tespit ve tescil edildiğini, annelerinin kardeş ve kök murislerinin ... olduğunu, kadastro tespiti sırasında haksız ve hukuka aykırı bir şekilde davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın veraset ilamı uyarınca adlarına payları oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davacılar birleştirilen 2016/76 Esas sayılı davada; 494 ada 17 parsel sayılı 2217 m² yüz ölçümündeki taşınmazın bağ niteliğiyle davalı ... adına kadastro yoluyla tespit ve tescil edildiğini, birleştirilen 2016/77 Esas sayılı davada; 394 ada 30 parsel sayılı 339 m² yüz ölçümündeki taşınmazın bağ niteliğiyle davalılar ..., ..., ... adına kadastro yoluyla tespit ve tescil edildiğini, birleştirilen 2016/78 Esas sayılı davada; 494 ada 64 parsel sayılı 2269 m² yüz ölçümündeki taşınmazın bağ niteliğiyle davalılar ..., ... adına kadastro yoluyla tespit ve tescil edildiğini, birleştirilen 2016/79 Esas sayılı davada; 494 ada 67 parsel sayılı 1318 m² yüz ölçümündeki taşınmazın bağ niteliğiyle davalılar ... ve ... adlarına kadastro yoluyla tespit ve tescil edildiğini belirtmiş, birleştirilen davalardaki tüm taşınmazların kök murisleri ...'na ait olduğunu, kadastro tespiti sırasında haksız ve hukuka aykırı bir şekilde davalıların adlarına tescil edildiğini ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile dava konusu taşınmazların veraset ilamı uyarınca adlarına payları oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ...; kadastro tespitinin doğru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, davalılar ... ve ...; dava konusu taşınmazları kadastro öncesi ve sonrası zilyet olarak kullandıklarını belirtmiş, davalı ...; davacıların murisi teyzesinin hakkını 40 yıl önce annesine sattığını belirterek davanın reddini savunmuş, davalı ...; davacılar ile teyze çocukları olduğunu, annelerinin iki kardeş olduğunu, kök muris ...’nun vefat etmesi ile adına olan taşınmazların mirasçılara pay oranına göre dağıtımı yapılarak paylaşıldığını, davacıların murisinin 494 ada 67 parsel sayılı taşınmazı ise babası ... ... ...’e 1973 yılında 1500,00 ETL karşılığında sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.06.2020 tarihli ve 2016/75 Esas, 2020/58 Karar sayılı kararıyla; 1973 tarihli satış senedi, keşif mahallinde dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının dikkate alındığı, dava konusu 494 ada 64 parsel ve 494 ada 67 parsel sayılı taşınmazların davalıların murisi ... ... ...'e kendi babasından kalan taşınmazlar olduğu, diğer taşınmazlar 494 ada 17 parsel, 394 ada 30 parsel ve 394 ada 7 parsel sayılı taşınmazların ise tarafların ortak murisi ...'na ait olduğu davacıların annesi ...'un da hissesi bulunduğu,buralardaki hissesini davalıların babası olan ... ... ...’e sattığının dosya kapsamındaki satış senedi ile dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla sübut bulduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davalar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B .İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükme dayanak teşkil eden delillerin tam ve esaslı olarak toplanmadığını, toplanan delillerin yeterince değerlendirilmediğini, hukuka aykırı olarak düzenlenmiş satış belgesinin hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, dava konusu toplam beş taşınmazdan iki tanesinin davalıların babasından kaldığı ve dava dışı olduğu iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, tanıkların Mahkemeyi yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu, tanık beyanlarına itiraz ettiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.02.2021 tarihli ve 2020/765,2021/96 Karar sayılı kararıyla; tapusuz taşınmazlarda devirlerin her türlü delille ispatlanabileceği, keşifte alınan yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre 494 ada 64 ve 67 no.lu parsellerin öncesinin tarafların ortak murisinden değil, davalıların babasının kendi soyundan geldiği, diğer taşınmazların ise tarafların ortak murisinden gelmekle birlikte davacıların annelerinin bu taşınmazlardaki payını davalıların babasına tespitten önce sattığı ve taşınmazlara satımdan sonra bir daha zilyet olmadığının beyan edildiği, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
a) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanununun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanununun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.