Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8575 E. 2023/3896 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçılar arasında paylaşım yapılmayan taşınmazların kadastro tespitinde davalı adına tescil edilmesi nedeniyle davacının tapu iptali ve tescil talebinde bulunması.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının mirasçı olduğu, taşınmazlarda yönteme uygun paylaşım yapılmadığı, davacının miras hakkından feragat ettiğine dair sunulan senetteki imzanın davacıya ait olmadığı ve davalı tarafça taksim iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle, mirasbırakanın ... ili, ... ilçesi, ... köyü 114 ada 147, 101 ada 145, 101 ada 150, 114 ada 27, 68, 76, 79, 127 ada 2023, 102 ada 181; ... köyü 105 ada 337, 130 parselde bulunan taşınmazların kadastro tesbitinde kendisi ile birlikte müştereken adlarına tespit ve tescil edilmesi gerekirken davalı adına tespit ve tescil edildiğini, bu nedenle de mağdur duruma düştüğünü, murislerinin herhangi bir şekilde davalıya taşınmazları vermiş de olmadığını, diğer kardeşlerinin menkul mal aldıklarından hakları olmadığını, kadastro kesinleşmesinde 10 yıllık sürenin de geçmediğini ileri sürerek, davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptaline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf; davacının açmış olduğu davanın doğru olmadığını, dava konusu olan taşınmazların babaları Hakkı oğlu ... adına kayıtlı iken ölümü sonrası evlatları ..., ... ve şahsı ...'e kaldığını, kadastro döneminde şahsına düşen haklar haricinde kardeşleri ... ve ...'ün kendi hisselerini ...'e verdiklerini, davacı ...'ün hissesinin de kadastro döneminde şahsı ...'e yazıldığını, davacının ... hudutları dahilinde bulunan tüm haklarını kendi isteği ve rızası ile şahitler huzurunda sattığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 30/11/2017 tarihli ve 2015/218 Esas, 2017/446 Karar sayılı kararıyla; "dava konusu taşınmazların evveliyatında muris ...'den irsen ve intikalen geldiği, mirasbırakan ...'ün ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın olmadığı, kadastro geçtiği sırada tüm mirasçıların taşınmazın başında bulunmadıkları, davacının kadastro geçtiği sırada kadastro heyetine miras hakkından vazgeçtiğine ilişkin beyanda bulunmadığı, taşınmazları muris Halit'in ölümüne kadar kendisinin kullandığı, vefatından sonra oğlu ...'in kullanmaya devam ettiği kadastroya kadar onun kullandığı, tüm bu durumların davalı tanıklarının dahi bilgisinde olduğu, her ne kadar davalı yanca davacının miras haklarından feragat ettiğine dair 15.04.2011 tarihli gayrimenkul satış ve zilyetliği devir senedi dosyaya sunulmuş ise de davacının senette bulunan imzayı inkar etmesi üzerine senet üzerinde yapılan imza incelemesi neticesinde ... Adli Tıp Kurumundan alınan raporda senetteki imzanın kuvvetle muhtemel davacı ...'ün eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, keşifte davalı tanığı olarak dinlenen senet şahitlerinin beyanlarından da anlaşılacağı üzere senet düzenlenirken senede imza atan herkesin birarada olmadığı, senedin daha sonradan davalı ... tarafından imzalanması için senet şahitlerine götürüldüğü, bir kısım tanıkların senedi okumadan imzaladıklarını beyan ettikleri, tüm bu beyanlar ve ATK raporu birlikte değerlendirildiğinde ortada tüm şahitler huzurunda usulüne uygun düzenlenmiş bir devir senedi olmadığı, bir an için senedin usulüne uygun düzenlendiği kabul edilse bile senette bulunan imzanın davacı ... tarafından atılmadığı, bir kısım davalı tanıklarının davacı ...'nin miras haklarına karşılık olarak ...'den para aldığına ilişkin beyanlarının bizzat kendilerinin bilgi ve görgüsüne dayanmadığı, soyut beyanlar olduğu ve bu hali ile davalı yanın iddiasını ispatlamakta yetersiz kaldığı sabit görülmüş olup, ortak mirasbırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmedikleri ve bu yüzden taşınmazlarda yöntemine uygun bir paylaşımın bulunmadığı anlaşıldığından mirasçılık sıfatları sebebiyle davacının da dava konusu taşınmazlarda miras payı oranında hakkı bulunduğu, mirasçılık ilişkisi devam ettiği sürece zilyetlikle iktisabın mümkün olmadığı ve mirasçılardan birinin dahi sürdürdüğü zilyetliğin tüm mirasçılar adına devam ettiği" gerekçesiyle; davanın kabulüne, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 145, 150, 102 ada 181, 114 ada 147, 27, 68, 76, 79, 127, 203 parsel sayılı, ... köyü 105 ada 130, 337 parsel sayılı taşınmazların tamamı 5 pay kabul edilmek suretiyle her bir taşınmazda davalı ... adına olan tapu kaydının 1/5'er payının iptali ile iptal edilen 1/5'er payların davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazlardaki bakiye payların kayıt maliki davalı üzerinde bırakılmasına, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 114 ada 76 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı ev, ahır ve deponun davalı ... tarafından yapıldığının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi gereğince tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, davacının açmış olduğu davanın doğru olmadığını, dava konusu olan taşınmazların babaları Hakkı oğlu ... adına kayıtlı iken ölümü sonrası evlatları ..., ... ve kendisine kaldığını, kadastro döneminde şahsına düşen haklar haricinde kardeşleri ... ve ...'ün hisselerini ... Hukuk Mahkemesinde kendisine verdiklerini, ...'ün hissesinin de kadastro döneminde şahsı adına yazıldığını, ...'ün ... hudutları dahilinde bulunan tüm haklarını kendi isteği ve rızası ile bir daha hiçbir dava açmayacağına dair taahhüt edip şahitler huzurunda tarafına sattığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dava konusu parsellerin muristen kaldığı hususunun sabit olduğu, taksim iddiasının davalı tarafça ispatlanamadığı, devir senetleri altındaki imzanın davacıya ait olmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile belirlendiği ve cevap dilekçesinde de yemin deliline dayanılmadığına göre Mahkemece davalı tarafın yemin teklifi talebinin ara kararla reddine karar verilerek, davacının miras payı oranında yazılı şekilde kabul kararı verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı" gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı taraf temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacının iddialarının doğru olmadığı beyan edilerek hukuka aykırı kararın bozulması istenilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun; 190. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

640. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler."

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun; 15. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyaya sunulan kök muris ...'e ait ... Noterliğinin 20.10.2014 tarihli 07937 yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre; murisin ölüm tarihinin 08.10.2004 olduğu, murisin .........isimli beş çocuğu olduğu, davacı ve kayıt maliki davalının kök murisin mirasçıları olduğu, tapu kayıtlarından dava konusu taşınmazların tamamının davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 4.645,07 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.