Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8582 E. 2022/1969 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, yol yapımı nedeniyle el konulan ve kamulaştırma planında yer alan taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespiti davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın mülkiyetinin tespiti davasında, hava fotoğraflarından yeterince yararlanılmayarak ve gerekli araştırma yapılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : MİDYAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : MÜLKİYETİN TESPİTİ

Taraflar arasındaki mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalılar Hazine vekili, ... vekili, ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalılar Hazine vekili, ... vekili, ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Mardin ili Midyat ilçesi Ulucami Mahallesinde bulunan ve Midyat -Şenköy yol yapımı sırasında el atılan, kamulaştırma planında 242 ve 243 parsel olarak gösterilen taşınmazın kendisine ait olduğunu, bu taşınmaza yol yapımı için 1985 yılında kamulaştırma işlemleri yapıldığını, taşınmazın kendisi ve bayiilerinin 40 yılı aşkın bir süredir malik sıfatı ile zilyetliklerinde iken, karşılık ödenmeden kamu malı olarak ayrılmasının davacının telafisi imkansız mağduriyetine neden olduğunu belirterek fiilen yol olarak kullanılan ve ... 9. Bölge Müdürlüğü Midyat Şenköy yolunun 62+906 - 63+20 kilometreleri arasında kalan kısmın mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, taşınmazın davacının zilyetliğinde bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili, taşınmazın 1981 yılında kamulaştırıldığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2019 tarihli 2019/729 E. 2019/1117 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza idare tarafından 18.06.1981 tarihinde zilyetlik tutanağı tutulduğu, ... oğlu ...'in zilyet olarak belirlendiği, kamulaştırılan kısmın 2.168,00 m² olduğu ve 242 nolu kamulaştırma parseli içerisinde kaldığı, taşınmazın ...'e ait olmadığı, ...'in komşu 253 ada 7 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, dava konusu yerin davacıya babasından kaldığı, taşınmaza 1985 yılında yol yapımı amacıyla karayolları tarafından el atıldığı, bu bölümün kadastro esnasında tespit harici bırakıldığı, taşınmazının davacı tarafın hak iddiasında bulunduğu kısımlarda öncesinde tarımsal faaliyet yapıldığı, davacı ve murisleri tarafından davasız ve aralıksız olarak kullanıldığı gerekçesiyle, fen bilirkişinin 25/09/2017 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 2172,92 m²lik tespit harici olarak bırakılan yerin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine vekili, ... vekili ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davalı Hazine vekili, kamulaştırma tarihinden itibaren 30 yıl geçtiğini, yasalarda belirtilen hak düşürücü süreler geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabule dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.2. Davalı ... vekili, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığını, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

2.3. Davalı ... vekili, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin yapılan araştırmanın da yeterli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin 16.06.2020 tarihli 2020/374 E. 2020/503 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarından dava konusu taşınmazın kadastro tespitinden önce davacının zilyetliğinde bulunduğu, 18/06/1981 tarihli Karayolları Genel Müdürlüğünün zilyetlik tutanağında zilyet olarak ismi geçen ... mirasçılarının alınan beyanlarında taşınmaz üzerinde hak iddia etmedikleri, dosyada sınırları fen bilirkişi raporu ile tespit edilen ve yol olarak bırakılan kısımların davacının mülkiyetinde bulunduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine vekili, ... vekili ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davalı Hazine vekili, davacının zilyetliği nizasız ve fasılasız sürdürdüğünün ispatlanamadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalı ... vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasını istemiştir.

2.3. Davalı ... vekili, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiği, Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri uyarınca mülkiyetin tespiti isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir."

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/4. maddesi, “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur.”

3.2.5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/5. maddesi, “Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.”

hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Hemen belirtmek gerekir ki, bir taşınmazın geçmişteki niteliği ile kullanım şekli ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olup, somut olayda olduğu gibi taşınmazın kamulaştırıldığı durumlarda, kamulaştırma tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı evrelerde çekilmiş en az üç adet steroskopik hava fotoğrafının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye incelettirilmesi ve çekişmeli taşınmazın fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki nitelik ve kullanım durumunun belirlenmesi gerekirken, çekişmeli taşınmazın 1981 yılında kamulaştırılmasına rağmen sadece 1954 yılına ait hava fotoğrafı incelenmiş, hava fotoğrafından yöntemine uygun şekilde ve yeteri kadar yararlanılmamıştır.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece çekişmeli taşınmaza ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaza ait tüm hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden celp edilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, yöreyi iyi bilen, tarafsız ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile bir fen bilirkişisi, üç kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar- ihyanın ne zaman tamamlandığı, davacının çekişmeli bölüm üzerinde ne şekilde tasarrufta bulunduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan, dosya arasına getirtilen tüm hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi suretiyle, çekişmeli taşınmazın fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, kullanım şekli ve imar-ihya çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; fen bilirkişisinden, taşınmazın yeri mahkeme ve Yargıtay denetimine açık şekilde belirlenerek, krokide işaretlenmek suretiyle, keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; bu şekilde kamulaştırma tarihi itibariyle davacı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği duraksamasız şekilde saptanmalıdır.

3.3.1.Bundan sonra gerekli yasal ilanlar yöntemine uygun bir biçimde yapılmalı, ilanın yapıldığı ilan tutanakları dosya arasına konulmalı, yasal 3 aylık sürenin dolması beklenilmeli, toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.

3.3.2.Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nin 371/1-ç maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/03/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.