Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8658 E. 2023/4488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak Hazine adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, davanın hangi kısımlarının kabul edilip hangilerinin reddedilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, bazı taşınmaz kısımları için kesin hüküm ve mera vasfının orta malı olarak tahsis edilmesi nedeniyle davanın reddine, bazı kısımları için ise zilyetlik koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar vermesi, davacıların taleplerinin kapsam dışı kısımlar hakkında karar verilmemesi gerektiğine hükmetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/971 E., 2021/193 K.

DAVA TARİHİ : 01.09.2016

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Solhan Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/666 E., 2019/693 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 176 ada 54, 186 ada 1 ve 187 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ancak söz konusu taşınmazların müvekkilinin mirasbırakanı ... adına kayıtlı taşınmazların devamı niteliğinde olup yıllardır nizasız ve fasılasız şekilde zilyet edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Salim Demir’in davacı dışındaki mirasçıları tarafından, davacının vekalet verdiği vekile vekalet verilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağını kaldı ki taşınmazlarda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirtip davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kısmen kabulüne, dava konusu 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 13.09.2017 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 685,50 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile Solhan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/97 Esas, 2016/96 Karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (A1) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, aynı raporda (A2) harfi ile gösterilen taşınmazın davacıların mirasbırakanı ... adına tapuya kayıtlı olduğu anlaşıldığından, hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aynı raporda (A) ve (F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin davanın ispatlanamadığından reddine, aynı raporda (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, (A), (B), (C), (D) ve (F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunduğunu, söz konusu taşınmaz bölümleri üzerinde müvekkilleri lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece (E) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönüyle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, re’sen gözönünde bulundurulacak sebeplerle istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümüyle reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 176 ada 43 ve 44 parsel sayılı taşınmazlar hakkında usulünce açılmış bir dava bulunmadığı gibi bu taşınmazlara ilişkin istinaf inceleme isteğinin de bulunmadığı; dava konusu 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen bölümü yönüyle, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre 1984 ve 2002 tarihli hava fotoğraflarında üzerinde kullanım olduğunun tespit edildiği, sınırlarının belirgin olduğu, üç kişilik ziraat bilirkişisi kurulunun raporuna göre taşınmaz üzerinde bakımı yapılmış yonca bitkisinin ekili olduğu, taşınmazın davacılar murisi adına tespit ve tescil olunan dava dışı 129 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile bütünlük arzettiği, mera bütünlüğü bozulmadığı gibi taşınmazın meradan açma da olmadığı, davacılar yararına kazanma koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davalı Hazine temsilcisinin işin esasına dair istinaf sebeplerinin yerinde bulunmadığı; ne var ki 186 ada 1 nolu mera parselinin dava tarihinden önce 12.10.2013 tarihli Mera Komisyon kararı ile orta malı olarak tahsisine karar verildiği, bir yerin mera komisyonunca orta malı olarak tahsis edilmesi halinde, tahsisten önceki kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanılarak böyle bir yerin özel mülkiyet şeklinde tapuya tescilinin mümkün olamayacağı, tahsis ile nizalı taşınmaz bölümünün kamu emlakına (orta malına) dönüştüğü, kamu malı niteliğini kazanan bir yerin ise özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilemeyeceği, o halde söz konusu taşınmaz bölümüyle ilgili mülkiyetin tespiti kararı verilmesi gerekirken, iptal ve tescil kararı verilmesinde isabet bulunmadığı; dava konusu 176 ada 54 parsel sayılı taşınmazın hali arazi olarak yapılan tespitine karşı davacılar mirasbırakanı ... tarafından Kadastro Mahkemesinin 2011/1 Esas, 2011/45 Karar sayılı dava ile itiraz edildiği, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 7.870,64 metrekarelik bölümünün ... adına tesciline karar verildiği, kararın 07.11.2012 tarihinde infaz edilmesiyle söz konusu taşınmaz bölümünün ... adına 176 ada 74 parsel numarasıyla tescil edildiği, 01.09.2016 tarihinde ... mirasçıları olan davacıların, babaları ...'in zilyetliğine dayanarak eldeki davayı açtıkları, her ne kadar hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda, Kadastro Mahkemesinin hükmüne esas önceki tarihli teknik bilirkişi raporunun krokisi çakıştırılmamış ise de 176 ada 74 parsel sayılı taşınmaz ile eldeki davaya konu 17.286,50 metrekare yüzölçümündeki (A) bölümünün çakıştığının bariz olduğu, davacıların eldeki davayla yaklaşık 10.000,00 metrekare daha fazla yer talep ettikleri ancak miktar fazlası kısım hakkında mirasbırakanın her hangi bir talebinin bulunmadığı, davacıların da mirasbırakanlarının zilyetliğine dayandığı, bu hali ile Kadastro Mahkemesinin 2011/1 Esas, 2011/45 Karar sayılı ilamının taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğu anlaşılmakla bu bölüm hakkındaki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmiş olmasında isabet bulunmadığı; dava konusu 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen bölümü yönüyle, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre 1984 ve 2002 tarihli hava fotoğraflarında nizalı taşınmaz bölümü üzerinde kullanım ve herhangi bir imar - ihya faaliyetinin olmadığının tespit edildiği, üç kişilik ziraat bilirkişisi kurulunun raporuna göre taşınmazın taşlarla ve ayrık, geven gibi mera bitkileri ile kaplı olduğu, mera parseli ile bütünlük arzettiği, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılabilecek nitelikteki yerlerden olmadığı, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin bu bölüme ilişkin istinaf inceleme isteğinin reddine karar vermek gerektiği; aynı teknik bilirkişi raporunda (B), (C), ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönüyle, davacılar tarafından 176 ada 54, 186 ada 1 ve 187 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açıkça tapu iptali ve tescil istemiyle dava açıldığı, tescil harici olan taşınmaz bölümleri hakkında bir talep bulunmadığı, bu hususun maddi hata olarak da değerlendirilemeyeceği, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, koşulların oluşması halinde tescil davasının her zaman açılabileceği anlaşılmakla, davacılar vekilinin bu bölümlere ilişkin istinaf inceleme isteğinin reddine karar vermek gerektiği; öte yandan, dava dilekçesiyle 187 ada 1 nolu mera parseli hakkında da dava açıldığı, ancak yapılan keşif sonucunda bu taşınmazın aslında davaya konu olmadığı, parsel hakkında bir talep bulunmadığı anlaşıldığı halde hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmamış olması isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı Hazine temsilcisinin istinaf isteminin ise kabulü ile Solhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.12.2019 tarihli, 2016/666 Esas, 2019/693 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, HMK m. 353/1-b.2 nci maddesi gereğince esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, buna göre; davanın kısmen kabulüne, dava konusu 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 13.09.2017 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 685,50 metrekarelik bölümünün mülkiyetinin Solhan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/97 Esas, 2016/96 Karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılara ait olduğunun tespitine; dava konusu 176 ada 54 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (A) harfi ile gösterilen bölümü hakkındaki davanın kesin hüküm nedeniyle HMK'nın 115/2 nci maddesi gereğince usulden reddine, dava konusu 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (F) harfi ile gösterilen bölümü hakkındaki davanın reddine, dava konusu 187 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında dava ve talep bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına; aynı raporda (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri dava konusu olmadığından bu bölümler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 176 ada 43 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (A1) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; 176 ada 44 parsel sayılı taşınmazın davacıların mirasbırakanı ... adına tapuya kayıtlı olduğu anlaşıldığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla ve re’sen gözönünde bulundurulacak sebeplerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 üncü ve 115 inci maddeleri; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü 16/B ve 17 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ

Açıklanan sebeplerle;

Hazine temsilcisinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.