"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili ile dahili davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; ... Köyünde bulunan 18.000 m² miktarlı tarlayı 1970 yılında ... ... ve ... ... isimli şahıslardan köy senedi ile satın aldığını ve o zamandan beri kullandığını, taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 12.500 m²'lik kısmının tarla vasfı ile 123 ada 58 parsel numarası ile adına tespit ve tescil gördüğünü, zilyedi olmasına rağmen 5.500 m²'lik yerin dere yatağı olduğundan bahisle tespit harici olarak bırakıldığını, oysa bu taşınmazın tamamını satın aldığı tarihten beri kullandığın ileri sürerek adına kayıtlı 123 ada 58 parselin parçası olan 5.500m²lik bu yerin adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz malın Devlet hüküm ve tasarrufu altında bulunan dere yatağı vasfındaki yerlerden olup, davacının fuzuli şagil durumda olduğunu ileri sürerek haksız ve yersiz davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.12.2002 tarihli 2002/667 Esas 2002/422 Karar sayılı kararı ile davacı lehine kazanım koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne fen bilirkişinin 16.12.2002 tarihli rapor ve krokisinde (a) harfi ile gösterilen 5.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 02.03.2018 tarihli ve 2015/20015 E., 2018/1497 K. sayılı kararı ile; "karar tarihinden sonra ancak temyiz incelemesinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. O halde; mahkemece öncelikle yasal hasım niteliğinde bulunan Deliklitaş Köyünün (6360 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesiyle mahalle olmakla) bağlı olduğu ilçe belediyesi ile ... Büyükşehir Belediyesini davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan esasa ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de TMK'nın 713. maddesinde öngörülen ilanların yapılmamış olması dahi isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına," karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.09.2020 tarihli 2018/1739 Esas 2020/883 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı doğrultusunda açılan davanın kabulü ile, Mahkemenin 25.09.2020 tarihli tavzih kararına göre; ... Merkez ... Köyü Türkmendere mevkiinde bulunan, dosyada mevcut Teknik Bilirkişi Kadastro Teknisyeni M. Zeki Başaran tarafından düzenlenen 16.12.2002 tarihli ölçekli ve krokili raporda (a) harfi ile işaretli 5.500,00 m²'lik dava konusu yerin mevcut tapu kaydının iptali ile, tarla vasfı ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile dahili davalılar vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kendilerine usulüne uygun tebligat yapılmadığını, savunma haklarının kısıtlandığını, yasal hasım konumunda olmalarına rağmen aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kendilerine usulüne uygun tebligat yapılmadığını, savunma haklarının kısıtlandığını, haklarındaki davanı husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, yasal hasım konumunda olmalarına rağmen aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, dere vasfındaki taşınmazın zilyetlik yolu ile iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğinden ibarettir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
17. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
"Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir."
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun;
713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3. Değerlendirme
1. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
2. Bozma ilamında 6360 sayılı yasa gereğince ... Köyü Tüzel Kişiliği'nin bağlı bulunduğu Belediye Başkanlığı ile ...'nın ilgili kamu tüzel kişisi olarak davaya dahil edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, bu gereğe riayet edilmeksizin yöntemince taraf teşkili sağlanmadan, dahili davalılara dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir davetiye gönderimeksizin işin esası hakkında karar verilmiştir. Oysa, taraf teşkilinin sağlanması 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. (HMK 115/1). Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, keşfen saptanmak suretiyle taşınmazın değerinin tespit edilerek belirlenen değerin mahkemenin görevini aşması halinde öncelikle görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
3.Öte yandan işin esası yönünden yapılan araştırma ve inceleme de yetersizdir. Şöyle ki; bozmadan sonra yeniden keşif yapılmaksızın, önceki yetersiz keşif ve raporlara dayanılarak karar verilmiş; uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, tek kişilik ziraatçı bilirkişi raporu esas alınarak ve dava konusu taşınmaz üzerinde kimin, ne kadar süredir ve ne suretle zilyet olduğu kesin olarak belirlenmeden karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
4.Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, 6360 sayılı Yasa gereğince ... Belediye Başkanlığı ile ...'na usulüne uygun şekilde davadan haberdar edilerek, savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, Kadastro Müdürlüğünden taşınmazın hangi tarihte ve neden tespit harici bırakıldığı sorulmalı, davacıya ait taşınmaza uygulanan 1981 tarihli arazi beyan defteri 5/3 nolu vergi kaydı araştırılarak getirtilmeli, davacıya ait belgesiz zilyetlik yolu ile tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre çekişmeli taşınmazın dava tarihi 2002 tarihinden 15-20 ve 25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte temin edilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mümkün olduğunca yaşlı yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, jeoloji mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
5.Yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalıdır.
6. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli zirai bilirkişi raporu da irdelenmek sureti ile taşınmazın evveliyatını, ... yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.
7.Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.
8.Jeolog bilirkişisine, taşınmaz bölümünün dere yatağı olup olmadığını ya da dereden kazanılıp kazanılmadığını ve derenin aktif alanında kalıp kalmadığını ayrıntılı ve gerekçeli olarak açıklayan rapor düzenlettirilmelidir.
9.Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek keşif neticesinde taşınmazın değeri tespit edilerek görev hususu da değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
10. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
11.Kabule göre de; tescil harici bırakılan yerin tapu kaydının bulunmadığı göz ardı edilerek tescil yerine, yazılı şekilde tapu iptali ve tescili yönünde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi tescil davalarında yasal hasım konumunda bulunan davalı ... dahili davalıların, vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacakları gözetilmeksizin aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... vekilinin ve dahili davalılar veklillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 Sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden dahili davalılara iadesine.
05.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.