Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8741 E. 2023/3269 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kadastro sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adına tescili talebi üzerine, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Daha önce aynı taşınmaz için açılan davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmesi ve mevcut davanın tarafları, dava sebebi ve talep sonucu bakımından önceki dava ile aynı olması nedeniyle, kesin hüküm oluştuğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ... ili, ... ilçesi, ...mevkiinde kain 2594 parsel sayılı taşınmazın sınırları içinde görülen ve 2.158,40 m² yüzölçümüne sahip nizalı yerin kadastro tespiti sırasında kumluk niteliği ile tespit dışı bırakıldığını, nizalı bu yerin davacı ve evveliyatı tarafından yaklaşık 80 yıldır malik sıfatıyla ekilip biçildiğini ileri sürerek, 2.158,40 m² lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı temsilcisi; davacı tarafın aynı parsel üzerinde talep ettiği yer için ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/76 Esas, 2013/241 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiğini ve bu kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2014/12594 Esas, 2014/13237 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce karar verilmiş olan 2013/76 Esas ve 2013/41 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının ..., davalısının ... olduğu, dava konusu taşınmazın Hazine adına kayıtlı 2594 parsel olduğu, davanın reddine karar verildiği, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17/11/2014 tarihli onama kararı ile hükmün 07/01/2015 tarihinde kesinleştiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun 303/1. maddesi dikkate alınarak mahkemece aynı taşınmaz hakkında 2013/76 esas sayılı dosyasında hüküm verildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle dosyanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece gerekçesinde belirtilmiş olan dosyanın talep sonuç kısımlarının farklı olduğunu, aynı mahiyette olmadığını, Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin aynı konuya ilişkin olarak 2 farklı karar verdiğini, aynı konuya ilişkin olarak öncesinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/104 Esası ile açılan davanın kabul ile sonuçlanıp Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, eldeki dava dosyasının konusu ile açılan 9 adet davanın da Yargıtay'ın 16.Hukuk Dairesi tarafından onandığını, mahkeme gerekçesinde belirtilen davada talep bölümünde ekli krokideki alan denildiği, ... bu davada ise talep konusunun ... İlçesi ...Mevkii 2594 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde görülen 2.158,40 m2lik kısmının açıkça belirlendiğini, kesin hükümden bahsetmenin olanaksız olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 2594 parselin idari yoldan 08/03/2006 tarihli işlem ile Hazine adına tescil edildiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/76 Esas, 2013/241 Karar sayılı dosyası ile aynı hukuksal nedene dayanarak dava açtığı, davanın reddedildiği ve verilen kararın Yargıtay incelemesi sonucunda 07/01/2015 tarihinde kesinleştiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303. maddeleri anlamında kesin hüküm niteliğinde bulunduğu, dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hükümle çözümlenmiş olmasının olumsuz dava şartı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle,Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kararın hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"(1) Dava şartları şunlardır

i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması."

115. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder."

303. maddenin 1. fıkrası şöyledir:

“Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı 144,00 TL

bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

14.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.