"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: SARIKAYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tescil davası sonucunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince verilen 28/11/2019 tarihli ve 2019/1461 Esas - 2019/1838 Karar sayılı karar, davacı vekili tarafından süresi içerisinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05/04/2022 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davacı vekili Avukat ...ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat ... geldi. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Yozgat İli, Sarıkaya ilçesi, Bebek köyü çalışma alanında, 2006 yılında kadastro çalışması yapıldığını ancak vekil eden kurum adına kayıtlı 07/05/1943 tarih, 1 ve 29/05/1943 tarih 61 sıra numaralı tapu kayıtlarının bu çalışma alanında bulunan herhangi bir parsele uygulanamadığını ileri sürerek, söz konusu tapu kayıtları uyarınca müvekkil kuruma ait olan taşınmazların, müvekkil kurum adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR
Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesince tensiben verilen 04/02/2016 tarihli, 2016/26 Esas, 2016/25 Karar sayılı kararıyla; iddianın ileri sürülüş biçimine göre, eldeki davanın kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince Mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin talepte bulunması halinde, dosyanın görevli ve yetkili Boğazlıyan Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 14/03/2016 gününde kesinleşmiştir.
III. KADASTRO MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR
Boğazlıyan Kadastro Mahkemesince tensiben verilen 25/05/2016 tarihli ve 2016/5 Esas - 2016/12 Karar sayılı kararıyla;... köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışmalarının 28/06/2006 gününde sonuçlandırıldığı ve eldeki davanın 30 günlük askı ilan süresi geçtikten sonra açıldığı, öte yandan davacının dayandığı tapu kayıtlarının kadastro çalışmaları sırasında herhangi bir taşınmaza uygulanmadığı, hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlara yönelik olarak açılan davalara bakmakla görevli mahkemelerin genel mahkemeler olduğu gerekçesiyle; Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde daha önce Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/02/2016 tarihli ve 2016/26 Esas - 2016/25 Karar sayılı temyiz edilmeksizin kesinleşen görevsizlik kararı nedeniyle olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan, 6100 sayılı HMK'nın 21 ve devamı maddeleri uyarınca yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
IV. YARGI YERİ BELİRLEME KARARI
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 06/10/2016 tarihli ve 2016/8001 Esas - 2016/8556 Karar sayılı kararıyla; “Davanın, tespit dışı bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, dosya kapsamından, davaya konu taşınmazların bulunduğu Bebek köyünde kadastro çalışmalarının 28/06/2006 tarihinde sonuçlandırıldığının anlaşıldığı, ayrıca dava konusu taşınmazların tescile tabi yerlerden olmadığı belirtildiğinden, davanın kadastro tutanağı kesinleştikten sonra 01/02/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine” karar verilmiştir.
V. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR
Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/05/2019 tarihli ve 2016/378 Esas - 2019/127 Karar sayılı kararıyla; Sarıkaya Kadastro Müdürlüğü tarafından Mahkemeye yazılan müzekkere cevabında, Bebek köyünde 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tespit dışı bırakılan bir yer olmadığı, Kızılay Derneğine ait tapu kayıtlarının hudutları itibari ile gerçek kişilere ya da kamu kurum ve kuruluşları adına tespit edilmiş olabileceğinin belirtildiği, 6100 sayılı HMK’nın 119/1-(ğ) maddesine göre, talep sonucunun açık bir şekilde davacı tarafından ileri sürülmüş olmasının arandığı, talep sonucunun belirli olmaması durumunda davacıya talep sonucunu belirli hale getirmesi için HMK'nın 119/2. maddesi uyarınca 1 haftalık kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içerisinde eksiklik tamamlanmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, davacı kurum vekili tarafından her ne kadar geçmiş tapu kayıtlarına göre hatalı kadastro tespiti yapıldığı ve tapu kayıtlarının bu tespitte uygulanmadığı iddiasına dayanılmış ise de davacının talebine konu belirli, somut bir taşınmaz bulunmadığı, bu hali ile davacının dayandığı tapu kayıtlarındaki taşınmazların gerçek kişiler, özel ya da kamu tüzel kişileri adına tespit görerek ayrı bir ada ve parsel numarası almış olabileceği, davacının dava açarken taraflarca getirilme ilkesi gereğince talep etmiş olduğu taşınmazın ada ve parsel numarasını bildirmesi gerektiği halde bildirmediği, bu durumda Mahkemece yargılama yapılarak mahallinde keşif yapılması, eski tapu kayıtlarının uygulaması, tanık dinlenilmesi ve bu şekilde davanın haklı olup olmadığının tespit edilebilmesinin mümkün olmadığı, yine davacı tarafça talep sonucunun Mahkemece verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde de belirtilmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
VI. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekil eden kuruma ait tapu kayıtlarının kadastro çalışmaları sırasında herhangi bir taşınmaza uygulanamadığını, bu sebeple müvekkilinin mülkiyet hakkının açıkça ihlal edildiğini, dayanak tapu kayıtlarının hudutları belirli olmasına rağmen Mahkemece mahallinde keşif yapılmadığını, dava dilekçesinde talep sonucunun belirli olmasına rağmen Mahkemece iddiaları hakkında herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığını, Mahkemenin sahip olduğu kamu gücünü kullanmadığı gibi daha zayıf konumda olan vekil eden kuruma kesin süreli yükümlülükler yüklediğini beyan ederek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 28/11/2019 tarihli ve 2019/1461 Esas - 2019/1838 Karar sayılı kararıyla; dosya içerisinde bulunan belge ve müzekkere cevaplarından, Bebek köyünde kadastro tespitinin 2006 yılında yapıldığı, davacı kurumun iddia ettiği ve dayandığı eski tapu kayıtlarının hudutları bilinemediğinden herhangi bir parsele uygulanmadığının anlaşıldığı, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede; 6100 sayılı HMK nın 119/1-(ğ) maddesinde talep sonucunun açık bir şekilde davacı tarafından ileri sürülmüş olmasının gerektiği, talep sonucunun belirli olmaması durumunda davacıya talep sonucunu belirli hale getirmesi için HMK'nın 119/2 maddesi uyarınca 1 haftalık kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içerisinde eksiklik tamamlanmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin gerektiği, Mahkemece davacıya hangi parselleri dava konusu ettiğini açıklaması, taşınmazların ada ve parsel numaralarını bildirmesi için verilen kesin süre içinde taşınmazları bildirmediği gibi, keşif yapılsa dahi dava konusu taşınmazları gösteremeyeceği, Mahkemenin de dava konusu edilen taşınmazları araştırıp tespit etme yükümlülüğünün bulunmadığı, bu nedenle Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/05/2019 tarihli ve 2016/378 Esas - 2019/127 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttikleri hususları tekrarla, kadastro tespiti sırasında dayandıkları tapu kayıtları hiçe sayılarak taşınmazların tespit dışı bırakıldığını, mülkiyet haklarının açıkça ihlal edildiğini, tapu kayıtlarında taşınmazların hudutları tarif edilmiş olmasına rağmen Mahkemece keşif yapılmak suretiyle tapu kayıtlarına kapsam tayin edilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; davacı tarafça dayanılan eski tapu kayıtlarının kapsamının belirlenerek davacı adına tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesi şöyledir.
“(1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
a) Mahkemenin adı.
b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri
e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
g) Dayanılan hukuki sebepler.
ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.
h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.''
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi şöyledir.
“Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.”
3.3. Değerlendirme
Davacı ... vekili, vekil eden kurum adına kayıtlı 2 adet eski tapu kaydının kadastro çalışmaları sırasında herhangi bir taşınmaza uygulanmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarına kapsam tayin edilerek, tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı anlaşılan taşınmazların müvekkil kurum adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinin içeriği, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya kapsamına göre, dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davaların, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine karşı açılması gerekir. Somut olayda davanın, ... aleyhine açılmış olması isabetsiz ise de, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda, kararın (V) numaralı paragrafında yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması sonucu itibariyle doğru olduğundan, İlk Derece Mahkemesi hükmünün gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VIII. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 28.11.2019 tarih ve 2019/1461-1838 E-K. sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilmek suretiyle hükmün, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMUK'un 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, 05/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.