Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8755 E. 2023/3727 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir tapu iptali ve tescil davasında, davacı tarafından talep edilen hükmün tavzihinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme hükmünün uygulanmasında tereddüt yaratacak şekilde yazılmış olması ve bu hususun düzeltilmesinin davacı lehine tapuya tescil edilecek alanı azaltmasına rağmen, hükmün infaza elverişli hale getirilmesi amacıyla HMK’nın 305. ve 306. maddeleri uyarınca tavzih talebinin kabul edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulüne-tavzih isteminin reddine

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, davacı vekilinin tavzih talebi hakkında 30.03.2015 tarihli ek karar ile ret, 25.05.2015 tarihli ek karar ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Ek kararlar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Genel Müdürlüğünün 64 parsel sayılı, davalıların ise davacının parseline komşu olan 546 parsel sayılı taşınmazın tapuda maliki olduğunu, 1965 yılında kadastro çalışmaları esnasında mevcut ... istimlak planlarına tam olarak riayet edilmemesi neticesi yaklaşık 207.38 m2 yerin yanlışlıkla davalılar adına tescil edildiğini, davacının malvarlığının kamu malı niteliğinde olduğunu, kadastro çalışmaları esnasında ilk uygulanması gereken istimlak planına tam olarak uyulmaması sebebiyle davalılar adına tescil edilen kamu malı niteliğindeki dava konusu yerin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

1. ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.10.2007 tarihli ve 2005/144 Esas, 2007/315 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmaz hakkında yapılan kadastro çalışmalarının kesinleşme tarihi ile dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş görünse de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1988/1-825 E., 1988/964 K. ve Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2002/3633 E., 2002/ 3899 K. sayılı kararlarında belirtildiği üzere kamu malı iddiası ile kamu hukuku kurallarına tabi taşınmazlar hakkında Hazine veya idare tarafından açılan iptal davaları 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü süreye tabi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü 546 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin krokisinde (A) harfi ile gösterilen 270.70 m2 kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

2. Karar taraflarca temyiz edilmediğinden 09.09.2008 tarihinde kesinleşmiştir.

IV. TAVZİH TALEBİ VE EK KARAR

1. Davacı vekili 24.03.2015 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporunda belirtilen koordinatlara göre dava konusu yerin 207,70 m² gösterilmesi gerekirken sehven 270,70 m² olarak gösterildiğini beyanla bu hatanın düzeltilmesini talep etmiştir.

2....(kapatılan) Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.03.2015 tarihli ek kararı ile bilirkişi raporundaki hatanın tespiti ve doğru olanın ortaya konulmasının yargılama faaliyetini gerektirdiği, bu durumun maddi bir hata ya da tavzih kapsamında giderilmesi gerekli bir tereddüt olduğunun kabulünün mümkün görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin tavzih talebin reddine karar verilmiştir.

3. Davacı vekili 07.05.2015 tarihli dilekçesi ile aynı gerekçelerle hükmün tavzihen düzeltilmesini talep etmiştir.

4. ...(kapatılan) Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.05.2015 tarihli ek kararı ile davacı vekilinin tavzih talebi hakkında 30.03.2015 tarihli ek karar ile bir karar verilmiş olduğu gerekçesiyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararlarına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin sehven bilirkişi raporunda 207,70 metrekare olarak belirtildiğini, 0 rakamı ile 7 rakamının yerlerinin karıştığını, kararın infaz edilmesi için başvurulduğunda raporda belirtilen koordinat değerlerinin hesaplanması sonucu 207,70 metrekare olması gerektiğinin anlaşıldığını belirterek ek kararların bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulüne ilişkin hükmün tavzihinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun;

297. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”

305. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez."

3. Değerlendirme

1. Somut olayda, ... Kadastro Müdürlüğünün 04.02.2015 tarihli yazı cevabından Fen Bilirkişisi Halil Ardanuç tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda koordinat değerlerinin ve 546 parsel sayılı taşınmazın kadastro paftasına uygun olarak gösterildiği ancak yüzölçüm hesabı yapılırken maddi hata yapıldığının, koordinat değerlerinin hesaplanması sonucu dava konusu yerin 207,70 metrekare olması gerektiğinin bildirilmesi karşısında tavzihi istenen hükmün HMK’nın 297. maddesi uyarınca infaza elverişli olmadığı kuşkusuzdur.

2. Diğer taraftan, hüküm fıkrasının değinilen yönden düzeltilmesi halinde tavzih talep eden davacı yönünden kabule karar verilen kısmın azalacağı da açıktır.

3. Hâl böyle olunca, HMK'nın 305. ve 306. maddeleri gereğince, davacı vekilinin 546 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tavzih isteğinin kabulüne karar verilerek, hükmün infaza elverişli hale getirilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile tavzih talebinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin 30.03.2015 ve 25.05.2015 tarihli ek kararlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararların BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.