Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8783 E. 2022/8268 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonrası açılan tapu iptali ve tescil davasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin, kadastro tespit tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı ve kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanılarak açılan davalarda bu sürenin dikkate alınması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ERUH ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-bedel-tenkis istemli dava sonunda Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen 08/07/2021 tarihli ve 2021/305 Esas, 2021/873 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalının babaannesi ile kardeş olduklarını, davaya konu Siirt ili, .... ilçesi, ..... mevkii 119 ada 8 parsel sayılı taşınmazın aslında iki kardeşin babalarından gelmekte iken kadastro çalışmalarında atadan gelen taşınmaz olduğu belirtilerek dava dışı ..... adına tespitinin yapıldığını, daha sonra anılan kişinin muvazaalı olarak taşınmazı devrettiğini, en son malikin davalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın payı oranındaki değerinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bu da mümkün olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, katıldığı duruşmada davanın hak düşürücü süreden reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Eruh Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.01.2021 tarihli ve 2020/164 E., 2021/36 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın, kadastro tespitinin 31/08/2009 tarihinde yapıldığı, 19/10/2009–17/11/2009 tarihinde askı ilanına çıktığı, tesis kadastrosunun 18/11/2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 26/02/2020 tarihinde açıldığı, dolayısıyla eldeki davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının kadastro tespitinin kendi adına yapılmadığını bir ay önce öğrendiğini, satış işlemlerinin muvazaalı olduğunu ve 10 yıllık hak düşürücü sürenin muvazaa nedeniyle uygulanamayacağını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 08.07.2021 tarihli ve 2021/305 Esas, 2021/873 Karar sayılı kararı ile Mahkemece davanın 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel, o da olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV/3.) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.