"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 104 ada 17 ve 103 ada 16 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına tarla vasfıyla tescil edildiğini, oysa taşınmazların üzerinde mera florasına ait bitkilerin olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufundaki taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, ayrıca davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının da gerçekleşmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescilini istemiş, aşamada dava konusu 103 ada 16 parsel sayılı taşınmaz yönünden hataen dava açıldığını belirtip bu parsel yönünden davadan vazgeçtiklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazların dedeleri ...'dan babalarına, ondan da kendilerine kaldığını, uzun yıllardır kendilerinin kullanımında olduğunu, son 30 yıldır taşınmazda yonca ektiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu 103 ada 16 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfı ile davacı Hazine adına tescil edildiği, diğer dava konusu 104 ada 17 parsel sayılı taşınmazın ise, bir kısım davalıların mirasbırakanı olan ...'nın mirasçılarının kullanımında olduğu, her ne kadar ziraat bilirkişisi raporunda taşınmazın 25-30 yıl kadar ekilmediği belirtilmiş ise de aynı raporda taşınmazın öncesinde tarım arazisi olarak kullanıldığının da belirtildiği, davalıların eklemeli zilyetliklerinin taşınmaz üzerinde nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla 20 yılı aşkın süredir devam ettiği gerekçesiyle davalılar ... mirasçıları, ... Yükseker mirasçıları, ... Yükseker mirasçıları ve Veli Yükseker mirasçıları yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, ... mirasçıları olan diğer davalılar yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili, dava konusu 104 ada 17 parsel sayılı taşınmaz yönünden verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, ziraat bilirkişi raporunda 104 ada 17 parsel sayılı taşınmazın en az 25 yıldır ekilip biçilmediğinin belirtildiği, bir başka anlatımla iradi olarak terk edildiğinin anlaşıldığını, davalılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarını gerçekleşmediğini, mahkemece zilyetliğin başlangıcı, nasıl ve ne şekilde sürdürüldüğü hususlarında araştırma yapılmadığını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup Hazine lehine karar verilmesi gerekiğini belirterek kararın bozulması talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1 inci 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu, ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 104 ada 17 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 20 yılı aşkın süredir ... oğlu ...'nın malik sıfatıyla zilyetliğinde iken ölümüyle evlatları ..., ..., ... ve ... adlarına tespit ve tescil edildiği, yapılan bu tespite ... ve ... tarafından itiraz edilmesi üzerine ... Kadastro Mahkemesinin 13.04.2007 tarihli ve 2006/118 E. 2007/14 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne, kadastro tespitinin iptaliyle taşınmazın ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.
2. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde keşfe jeolog bilirkişi götürülmemiş, taşınmazın çevresinde bulunan taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları varsa dayanakları ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış, dava konusu taşınmaz üzerinde kimin, ne kadar süredir ve ne suretle zilyet olduğu kesin olarak belirlenmeden tek kişilik ziraatçı bilirkişi raporu esas alınarak ve karar verilmiştir.
3.Doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece tespit tarihinden en az 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları, taşınmazın çevresinde bulunan taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları, varsa dayanakları (tapu kaydı, vergi kaydı gibi) ile kadastro tespiti kesinleşmişse tapu kayıtları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile jeolog bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı; keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen bir zilyetliğin olup olmadığı, varsa bu zilyetliğin ilk kez hangi tarihte ve nasıl başladığı, kimden kime ve ne surette intikal ettiği, kimler tarafından ne kadar süreyle ve ne olarak kullanıldığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının, çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor istenmeli; üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kuruluna dava konusu taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, eğimini, zirai durumunu, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini belirten taşınmazın imar-ihya edilip edilmediğini, edilmişse bu işlemin tamamlandığı tarihi bildiren komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; dava konusu taşınmazın sınırında dere bulunduğu gözetilerek jeolog bilirkişiden taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, dere yatağı niteliğinde olup olmadığını, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususları ayrıntılı rapor ile açıklattırılmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
4. Öte yandan, dava konusu taşınmazın keşfen saptanan değerinin mahkemenin görevini aşması halinde öncelikle görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken, davanın harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-2 nci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.