"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, olmazsa tazminat davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, maliki olduğu 13564 ada 4 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2 nolu bağımsız bölümü başka bir daire satın almak için kız kardeşinin eşi olan davalıya devrettiğini, davalının konut kredisi çekmesini sağladığını ve kredinin üzerine para ekleyerek başka bir daireyi satın aldığını, anlaşmaya göre kredi bedelini ödediğini, ancak davalının taşınmazda kiracı olan kızına ihtar çekerek kira bedellerini kendisine ödemesini istediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, bedelsiz bir devrin söz konusu olmadığını, taşınmazı bankadan konut kredisi kullanarak satın aldığını, konut kredisinin taksitlerinin kendisi tarafından ödendiğini, taşınmaz satın alınırken 1994 yılında eşinin elden 100.000 TL verdiğini, kendisinin de çektiği kredi bedeli 100.000TL'yi verdiğini, bunun dışında davacının kardeşi Taner Demir'in hesabına da ödemeler yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04/02/2016 tarihli ve 2014/919 E. 2016/45 K. sayılı kararıyla; sûbut bulan davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairece "...Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden davalı tarafından temin edilen kredinin davacıya verildiği, kredinin bir kısmının davacı kalan kısmının davalı tarafından ödendiği banka dekontlarından anlaşılmaktadır. Dinlenen tanıklar çekişme konusu 1050 ada 118 sayılı parselin davacıya aitken davalı tarafından kredi temin edilip, kredinin davacıya verilmesi, kredi borcu ödendikten sonra taşınmazı iade edileceğinin kararlaştırıldığını ifade etmişlerdir. Hal böyle olunca; davalı tarafından temin edilip davacıya verilen kredinin ne kadarının davacı, ne kadarının davalı tarafından ödendiğinin açıklığa kavuşturulması, bir başka ifade ile davacının davalıya ödemesi gereken borç miktarının saptanması, TBK 97. maddesi uyarınca mahkeme veznesine depo ettirmesi için davacıya süre verilmesi, depo edildiği takdirde kabul kararı verilmesi gerekirken değinilen husus göz ardı edilerek karar verilmesi hatalıdır..." gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26/05/2021 tarihli ve 2019/705 E. 2021/322 K. sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kimin tarafından ödendiği belirlenemeyen 40.699 TL’nin tamamının davalı tarafından ödendiği kabulünün yasa ve yönteme aykırı olduğunu, yemin deliline dayanılmamasının bu hususun ispatı olmayacağını, hakkaniyet ilkesi uyarınca bu miktarın yarı yarıya taraflar arasında paylaşılması gerektiğini, davalının eşi olan Ayper tarafından bankaya yatırılan 17.004 TL’nin davalı lehine sayılmasının doğru olmadığını, en azında dava dışı Ayper lehine alacak hakkı doğuracağını, depo edilen ve kaynağı belli olmayan miktar yönünden kararın hatalı olduğunu belirmiştir.
5.2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; iddianın yazılı delille ispatlanması gerektiğini, depo edilen miktar yönünden faiz hesaplanmadığı gibi hüküm kısmında ödemeye yer verilmediğini, ödenen 75.976,25 TL dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, davanın kısmen kabulü ve buna göre ilam harcı ve yargılama giderlerine ve vekalet ücretlerine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. İnanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. (Türk Borçlar Kanununun 97. m.) Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de TBK'nin 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır.
6.2.2. TBK’nin 97. maddesinde; karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.
6.2.3. Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde düzenlendiği üzere hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçede, delillerin takdirinde ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamına göre işlem yapılarak, davacıya verilen kredi miktarı, davacı tarafından ödenen ve belgeye dayanan miktarın tespit edilmesi ve davalının ödediği bedelin depo ettirilmesi, (6.2.2.) paragrafında belirtilen yasal düzenleme gereğince bedel depo edildiği için inanç sözlemesine göre tapu iptali ve tescile karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davacının tüm, davalının aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
6.3.2. Somut olayda, mahkemece TBK'nın 97. maddesine göre tespit edilen bedelin mahkeme veznesine depo ettirilmesine rağmen, bedelin hüküm kesinleştiğinde davalıya ödenmesine ilişkin karar verilmemesi (6.2.3.) paragrafında belirtilen yasal düzenlemeye aykırılık teşkil etmektedir.
6.3.3. Ayrıca, davalı tarafından çekilen kredinin bir kısmının davacı ...’ye verildiği, bu bedele ilişkin bir kısım ödemelerin davalı tarafından yapıldığı, bu miktarlara ödeme gününden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, faiz hesabı yapılmaksızın alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınması hatalıdır.
6.3.4. Hal böyle olunca, dava konusu 13564 ada 4 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2 nolu bağımsız bölümün davacı tarafından davalıya devrine ilişkin 13/11/2007 tarihli akdin dosya arasına alınması, davalının davacı ... adına yaptığı ödemelere ilişkin bilirkişiden faiz konusunda ek rapor alınması, buna göre belirlenecek bedelin TBK'nın 97. maddesi uyarınca depo ettirilmesi ve HMK'nın 297. maddesine uygun olacak şekilde tapu iptali ve tescil ile birlikte bedelin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Davalının açıklanan nedenlerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.