"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ÇERKEŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, davacı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı ... tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde özetle; dava konusu 200 ada 6 parsel sayılı taşınmazın evvelinde babası ... ile tereke dışı ... oğlu ... adına tapuda kayıtlı olduğunu ancak kadastro tespitinden önce babasının hissesinin kendisinden habersiz şekilde, kardeşleri ... ve .... tarafından ... oğlu ...’e satıldığını, bu nedenle taşınmazın kadastro tespitinin ... oğlu ... adına yapıldığını, kadastro çalışmaları sırasında Doğu Anadolu’da görevli olduğu için çalışmalardan haberdar olamadığını ileri sürerek, taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile ile kaydın tespit öncesi duruma uygun şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiş, bilahare davalı 10.10.2018 tarihli duruşmadaki beyanında, dava konusu taşınmaza karşılık, babası İbrahim tarafından, davacının babasına dava dışı 191 ada 62 parselin verildiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Diğer davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Çerkeş Kadastro Mahkemesinin 10.10.2018 tarihli ve 2018/11 Esas, 2018/13 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 1993 yılında kesinleştiği, Kadastro Mahkemesinin ancak 30 günlük askı ilan süresi içerisinde açılan davalara bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle, davanın HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev yönünden usulden reddine, Mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde HMK'nın 20/1. maddesi uyarınca iki haftalık süre içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Çerkeş Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş, karar istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın 20.11.2018 tarihinde kesinleşmiştir.
Görevsizlik kararı üzerine, Çerkeş Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 16.04.2019 tarihli ve 2018/134 Esas, 2019/88 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, eldeki davanın kadastro tespit öncesi nedene dayalı olarak açıldığı ve dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten, davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın yerinde olmadığını, bildirdiği delillerin Mahkemece toplanmadığını, kadastro tespitinin davalılar tarafından tapu memurları yanıltılmak suretiyle yaptırıldığını, taşınmazın gerçek durumunun ne olduğu ihtiyar heyeti tarafından da bilinmesine rağmen duruma sessiz kalındığını, bildikleri şahitlerin Mahkemece dinlenilmediğini, asker olduğu ve kadastro tespiti sırasında şark görevini yaptığı için durumdan çok daha sonra haberdar olduğunu ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 01.07.2021 tarihli ve 2020/1453 Esas, 2021/904 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede, davacının, tapu kaydı ve miras yoluyla gelen hak iddiasına, dolayısıyla kadastro öncesi sebeplere dayanarak eldeki davayı açtığı, davanın açıklanan bu niteliğine göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 22.07.1993 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 15.08.2018 tarihinde açıldığı, davanın açılış tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarihler arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamayacağı, hak düşürücü sürenin, hakim tarafından re'sen dikkate alınması gereken dava şartlarından olduğu gerekçesiyle, davacı ...’in istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Çankırı ili, .... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 200 ada 6 parsel sayılı 893,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... oğlu ... adına tespit ve 22.07.1993 tarihinde tescil edilmiştir.
Dava; 15.08.2018 tarihinde açılmış olan, kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.