Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8825 E. 2022/230 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz satışında hile nedeniyle sözleşmenin iptali ve bedelin iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tapu kaydında iş yeri olarak görünmesine rağmen fiilen mesken olarak kullanılması ve alıcının bu hususta satıcı tarafından kandırıldığı gözetilerek sözleşmenin iptaline ve bedelin iadesine karar verilmiş ancak, ödendiği ispatlanamayan miktar da hükme dahil edildiğinden karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ - BEDELİN İADESİ

Taraflar arasında görülen sözleşmenin iptali ve bedelin iadesi davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacının istinafı üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, dava konusu 4301 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 14 nolu bağımsız bölümü dava dışı emlakçı ... ile anlaşarak 2017 yılında kiraladığını, 3+1 daire olan taşınmazın satılacağını öğrendiğinde ise davalıdan 204.600,00TL bedelle satın aldığını, 2018 yılının Haziran ayında evine tanımadığı kişiler gelerek dava konusu taşınmazda paylarının olduğunu iddia ettiklerini ve bunun üzerine yaptığı araştırmada taşınmazın 10/3490 paya sahip iş yeri niteliğinde yaklaşık 14 m2'lik bir dükkan olduğunu öğrendiğini, satış işleminde kandırıldığını, davalıyı ve dava dışı emlakçı ...'ı arayarak parasını geri istediğini ancak, davalının ve emlakçının olumlu bir cevap vermediğini ileri sürerek taşınmazın satışına ilişkin sözleşmenin hile hukuksal nedenine dayalı olarak iptalini, sözleşme bedelinin ödeme gününden itibaren işlemiş faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, taşınmazı yatırım amaçlı dava dışı emlakçı ... aracılığıyla satın aldığını, taşınmazda fiillen hiç oturmadığını ve taşınmazı satmaya karar verdiğinde yine emlakçıdan satmasını istediğini, davacıyı daha önce hiç görmediğini, sahte imzalar ve evraklarla evinde kiracı olarak oturduğunu, davacıdan herhangi bir kira ödemesi almadığını, satış devri gerçekleşirken de sadece banka kanalıyla ödeme yapıldığını, davacının söz konusu taşınmazın mesken değil, dükkan olduğunu bilerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/11/2019 tarihli ve 2018/118 E. 2019/470 K. sayılı kararıyla; davacının taşınmazı Tapu Müdürlüğünde resmi senette açıkça iş yeri olduğunu görerek satın aldığı, hile iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar:

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın fiilen daire olduğunun keşfen saptandığını, alınan bilirkişi raporunda iş yeri ve daire bedelinin farkının açık olduğunu, tapu kaydını yeterince inceleyemediğini, hilenin sabit olduğunu belirtmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç:

Bölge Adliye Mahkemesinin 26/05/2021 tarihli ve 2021/497 E. 2021/691 K. sayılı kararıyla; tapu kaydı ve fiili durumun örtüşmediği, davacının söz konusu daireyi gezerek almaya karar verdiği, davalının aldatması neticesinde taşınmazın satın alındığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 bendi uyarınca ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri:

Davalı temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın davacıya emlakçı tarafından gezdirildiğini, emlakçının davranışlarından sorumlu olmadığını, davacının evi kullandığını, aboneliklerini yaptırdığı, uzun süredir kullanımda olan taşınmazın iş yeri niteliğinde olmadığını bilmemesinin mümkün olmadığını, tapunun aleni olduğunu, hileli davranışta bulunmadığını, ödenen bedelin 204.600TL olmadığını belirtmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hile hukuksal nedenine dayalı sözleşmenin iptali ve bedelin iadesi istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk:

3.2.1. Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

3.2.2.Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dava konusu 4301 ada 1 parsel 14 nolu iş yeri nitelikli bağımsız bölüm davalı ... adına kayıtlı iken 14/03/2018 tarihinde 71.000 TL bedelle davacı ...’e devredilmiştir.

3.3.2. Alınan 15/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın B Blok C giriş kapısından girildiğinde 1. Kat 2 nolu daire olduğu, dairenin 3 oda, salon, mutfak, tuvalet ve banyo ve holden oluşan yaklaşık brüt 110,00 m2 yüz ölçümlü, mesken olarak kullanıldığı, tapu kaydı ve mimari projede 14 m2 yüz ölçümlü iş yeri göründüğü, temlik tarihinde iş yeri olarak 56.000 TL, mesken olarak 200.000 TL olacağının tespit edildiği anlaşılmaktadır.

3.3.3. Somut olayda, taşınmazın fiili durumu, dinlenen tanık beyanları, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak isabetsizlik yoktur.

3.3.4. Ancak, davacı taşınmazı 204.600 TL bedelle satın aldığını, 187.600 TL'yi davalının banka hesabına gönderdiğini, 5.000 TL’yi kapora olarak verdiğini, 12.000 TL’yi ise tapuda elden ödediğini iddia etmiş olup, sunulan banka dekontundan 14/03/2018 tarihinde davalı hesabına daire için 187.600 TL ödeme yapıldığı, davalının cevap dilekçesinde de emlakçının taşınmazın satışı için 5.000 TL kapora aldığını beyan ettiği anlaşılmakla, davalıya ödendiği belirtilen 12.000TL’nin ispat edilemediği açıktır.

3.3.5. Hal böyle olunca, bedel iadesine ilişkin olarak 192.600 TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken 204.600 TL’nin ödenmesine karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 371 inci maddesi gereğince Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, HMK 373/2 nci maddesi gereğince dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.