"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, erkek kardeşleri olan davalıların mirasbırakan babalarından intikal eden dava konusu 472, 474, 494 ve 496 parsel sayılı taşınmazlar için alınacak destekleme ve tarımsal başvurular için imza atması gerektiğini belirtmeleri üzerine davalılara duyduğu güvenden ötürü 07.04.2000 tarihinde dava dışı ... ...'a vekaletname verdiğini, ancak ...'ın vekalet görevini kötüye kullanarak anılan taşınmazları 13.10.2008 ve 14.10.2008 tarihlerinde davalılara satış yoluyla temlik ettiğini, kendisine bir bedel de ödenmediğini ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiş diğer davalılar, davacının dava konusu taşınmazlardaki payını intikal işleminden önce sattığını, bedellerini aldığını, devir işleminin ise 2008 yılında gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının kanıtlandığı, davacının kardeşi olan davalıların da bu durumu bildikleri benimsenerek davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; "Somut olayda; her ne kadar davacı tanıkları, vekaletnamenin tarımsal destekleme başvurusu için verildiğini beyan etmişler ise de tanıkların davacının eşi, eşinin erkek kardeşi ve oğlu olduğu, beyanlarına itibar edilen davalı tanıklarından ... ...'ın aynı vekaletname ile vekil ... ...'a vekaletname veren ve yine aynı resmi senetlerle payının satışı yapılan tarafların annesi olduğu, ...'nin, "..Eşimden bize kalan taşınmazlarda davacı kızımın hisseleri davalılara para karşılığında satılmıştır. Davalılar bu satış bedelini davacıya benim önümde vermişlerdir. Buna hertürlü yemin edebilirim. Davacı hisselerini gerçekten satmadığını ve para almadığını söylüyorsa da yalan söylüyor.." vekil ... ... ise "..Bundan hatırladığım kadarıyla 7-8 sene önce davacı ve davalılar babalarından kalan taşınmaz hisselerinin satışı için bana vekaletname verdiler.." şeklinde beyanda bulunmaları gözetildiğinde temlikin iradi olduğu ve vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davalı ...'in aleyhine kurulan hükmü temyiz etmediği gözetilerek davacı lehine oluşan kazanılmış hak kuralı da gözetilerek, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.'' gerekçesi ile bozulmuş; mahkemece davalı ... yönünden tefrik edilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Yargıtay bozma ilamı üzerine davalı ... 15/01/2019 havale tarihli dilekçe ile dosyadan kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu belirterek 22/04/2015 tarihli 2013/379 Esas, 2015/145 sayılı kararının kendi lehine de bozulmasını talep etmiştir.
Somut olayda davalı ...'a dava dilekçesinin ve ön inceleme duruşma gününün Demirlipınar Köyü Merkez /Batman adresinde Tebligat Kanunu'nun 22. maddesine göre tebliğ edildiği, tahkikat duruşma günü için aynı adrese çıkarılan tebligatın, "şahsın köyden ayrıldığı ve adres bırakmadığı" şerhi ile 03/01/2014 tarihinde bila tebliğ iade edildiği; bunun üzerine mernis adresi olan Bahçelievler Mahallesi 1624. Sokak no 18 iç kapı no: 6 Merkez/Batman adresine tebligat çıkarıldığı ve Tebligat Kanunu'nun 22. maddesine göre 21/01/2014 tarihinde tebliğ edildiği, bilirkişi raporlarının da aynı adreste 14/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, Mahkemenin 2013/379 Esas, 2015/145 Karar sayılı 22/04/2015 tarihli kararının davalının bilinen adresine çıkartılan tebligatının "muhatabın adresten taşındığı yeni adresinin de tespit edilemediği" gerekçesiyle 24/06/2015 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine mernis adresine çıkarılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca 06/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin de yine aynı şekilde 06/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği; davalı ...'ın mernis adresinin 14/04/2011 tarihinden 22/07/2015 tarihine kadar Bahçelievler Mahallesi 1624. sokak no: 13 iç kapı no: 6 Batman olduğu, yeni mernis adresinin mahkemenin gerekçeli kararının tebliğ tarihinden sonra 22/07/2015 tarihinde alındığının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün adres bilgilerine ilişkin 18/01/2019 onay tarihli adres bilgisi raporundan anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davalı ...'a usulünce yapılan tebligata rağmen hüküm yasal süre içerisinde temyiz edilmeyip 15.01.2019 tarihli dilekçesiyle süresi geçtikten sonra temyiz edildiğinden, hakkındaki hükmün 21/07/2015 tarihi itibariyle kesinleştiğinde kuşku bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; davalı ... hakkındaki hükmün kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değilse de; anılan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1., 2., ve 3. bentlerinin çıkarılmasına, hükme 1. bent olarak "1.Davalı hakkında verilen 22.04.2015 tarihli ve 2013/379 Esas, 2015/145 Karar sayılı hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" cümlesinin yazılmasına, hükmün 4, 5, 6 ve 7. bentlerinin numaralarının sırasıyla 2, 3, 4 ve 5 olarak değiştirilmesine, davalının temyizi ve re'sen yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMK'nın 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.