"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 17.07.2017
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/411 E., 2019/83 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... Mahallesi 500 ada 87 parsel sayılı taşınmazın aslında tarafına ait olmasına rağmen kadastro çalışmalarından haberdar olamaması sebebiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın daha önce babasına ait olduğunu, babasının hayatta iken mallarını paylaştırdığını ve dava konusu taşınmazı kendisine verdiğini, babasının 2010 yılında vefat etmeden önce dava konusu taşınmazı bağ, harman yeri, kuyu, üzüm sıkma ve buğday dövme yeri olarak kullandığını, kendisinin ...'ta olmaması nedeniyle taşınmazı akrabalarına teslim ettiğini ve fakat bakımsızlıktan bağ omcalarının kuruduğunu, taşınmazın Hazine ile bir ilgisinin bulunmadığını, babasından gelen eklemeli zilyetliğinin 40 yılı aştığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 24.04.2018 tarihli dilekçesinde ; katılma talebinde bulunan davacılar ile asıl davacının kardeş olduklarını dolayısıyla katılan davacıların da dava konusu taşınmazda dosyada mevcut veraset ilamındaki payları oranında ortak olduklarını belirterek, dava konusu taşınmazın veraset ilamındaki payları oranında asıl davacı ile birlikte katılan davacılar adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın Hazinenin mülkiyetinde olup özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olmadığını, davacıların zilyetlik ve tasarruflarını ispatlayacak yazılı delillerinin bulunmadığını, imar ve ihya yoluyla kazanılabilecek yerlerden olmadığını, taşınmaz üzerinde yapılan incelemede herhangi bir ağaç ya da yapının bulunmadığını, taşınmazların eğimli olduğunu, taşlık ve kıraç olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.02.2019 tarihli ve 2017/411 Esas, 2019/83 Karar sayılı kararıyla;davacıların dava konusu ettiği arazi parçasının, fen bilirkişi raporuna ekli krokide A ve B harfleri ile gösterilen kısımlar olup, dava konusu ... ilçesi, ... Mahallesi,500 ada 87 parsel sayılı taşınmazın kapsamında kaldığı, davacıların, taşınmazın tespit tarihinden 20 yıl öncesinde imar ve ihyasını tamamlandıktan sonra 20 yıl süreyle nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla zilyet olma olgusunu ispatlayamadıkları, dava konusu edilen kısımların, taşınmazın kalan kısımlarından toprak yapısı ve işlenmişlik olarak bir farkının bulunmadığı, bu kısımlar gibi imar ve ihya çalışmasının tamamlanmadığı, halen imar ve ihyaya muhtaç olduğu, her ne kadar bu kısımların daha önce davacının haleflerinin kullanımında olduğu iddia edilse de, halefleri ve kendilerinin taşınmaza 1990 yılından itibaren hiç zilyet olmadıkları, taşınmaz üzerinde kullanım amacına uygun tasarrufta bulunulmadığı ve bu nedenle dava konusu edilen bu kısımlar hakkında yapılan tespitte gerçek hak durumuna aykırı durum olmayıp tespitin doğru ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın evveliyatından beri davacı tarafça tasarruf edildiğini, kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacılar lehine gerçekleşmesine rağmen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.06.2021 tarihli ve 2019/2559 Esas, 2021/801 Karar sayılı kararıyla; 500 ada 87 parsel numaralı taşınmazın, (A) ve (B) harfleriyle gösterilen dava konusu kısımları yönünden kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde;istinaf dilekçesinde de belirttiği gibi eksik inceleme sonucu karar verildiğini, dava konusu taşınmazın çevresinde bir metre yükseklik ve genişliğinde yosun tutmuş taş duvar olup taşınmazın sınırlarının çevre taşınmazlara göre sabit kılındığını, bunun da taşınmazın eskiden beri özel mülkiyete konu olduğunu kanıtladığını ancak bu hususun göz ardı edildiğini, dava konusu taşınmazın eski hava fotoğraflarında ve keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ile tanık beyanlarında eskiden uzun yıllar boyunca üzüm bağı olduğunun belirtildiğini , taşınmazda su sarnıcı , buğday dövme yeri ve üzüm sıkma havuzunun bulunmasının da bu hususu kanıtlar nitelikte olduğunu, bağ tarımının yapıldığı ve taşınmazın imar ihya işlemlerinin tamamlandığının bu yere ait 1984 ve öncesi hava fotoğraflarının incelenmesi ile anlaşılacağını, mahalli bilirkişi beyanlarına göre dava konusu taşınmazın öncesinin davacıların babasına sonrasında da davacılara geçtiği, davacılar ve atalarından başka kimsenin taşınmazda zilyet olmadığı ve taşınmazın Hazine ile bir ilgisi bulunmadığının belirlendiğini, dava konusu taşınmazın davacılara ait olduğunun ispatlandığını, bu nedenle davanın kabulü gerekirken reddedilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA;
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına;
Dosyanın İlk Derece ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.