Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9052 E. 2023/4631 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen, davacının dayandığı tapu kaydının kapsamının belirlenmesi için gerekli araştırma ve incelemelerin yapılmaması, özellikle de tapu kaydındaki parselin ve sınır komşu parsellerin araştırılmaması, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile yetinilmesi, davalı tarafından ibraz edilen satış senedindeki taksim hususlarının değerlendirilmemesi gibi hususlar nedeniyle eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğu gözetilerek temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/221 E., 2020/162 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.04.2018 tarihli, 2015/20643 Esas, 2018/2531 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının, 10.02.1961 tarih, cilt no 8, sayfa no 91, sıra no: 861'de kayıtlı tapu kaydının 129 ada 1, 133 ada 1 ve 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazları kapsadığından bahisle açtığı Terme Kadastro Mahkemesinin 2008/5 Esas sayılı davasında anılan tapu kaydının dava konusu 155 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazları kapsadığının tespit edildiğini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kaydının ¼ payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, aşamada davacı asil 11.06.2019 tarihli duruşmada dava konusu 155 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragat etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., dava konusu 155 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ... ve ...’dan geldiğini, bu kişilerin taşınmazı ...’a devrettiğini, kendisinin de ...'tan satın aldığını, zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, davacının taşınmaz ile herhangi bir ilgisinin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... , davacının gelini olduğunu, dava konusu 155 ada 2 parsel sayılı taşınmazı eşi ... ile birlikte kullandıklarını, eşinin taşınmazı ...’a sattığını ve daha sonra geri satın aldığını, davacının ise babasından kalan ¼ payını ve kendi payını 1973-1974 yıllarında tamamen sattığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 25.03.2015 tarihli, 2013/237 Esas, 2015/101 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların davacının babası ...'ya ait iken ...'a, onun tarafından da davalılara satıldığının anlaşıldığını, davalıların Kadastro tespitinden önce en az 20 senedir dava konusu taşınmazları malik sıfatı ile kullandıkları, sonrasında da haricen satın aldıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.04.2018 tarihli, 2015/20643 Esas, 2018/2531 Karar sayılı kararı ile eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazların sınırlarıyla uyuştuğu, taşınmazların davacının babası ... 'e ait iken ...'a satıldığı, onun tarafından da davalı ...'a satıldığı, davalının kadastro tespitinden önce de 20 yılı aşkın süreden bu yana dava konusu taşınmazı kullandığı ve sonrasında satın aldığı, davacının taşınmazda herhangi bir tasarrufunun bulunmadığı, bu haliyle de zilyetlik iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 10/02/1961 tarih, cilt no 8, sayfa no 91, sıra no: 861'de kayıtlı tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsadığının tespit edildiğini, mahkemece zilyelik koşulları oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, taşınmazların harici senet ile davacı tarafından satılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/A, 15 inci ve 20 inci maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Davanın reddine ilişkin verilen önceki hüküm Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince; Mahkemece, eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesiyle bozulmuş ve bozma kararında doğru sonuca varılması için izlenmesi gereken yöntem ayrıntılarıyla açıklanmıştır. Mahkemece, bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtildiği şekilde işlem ve araştırma yapma zorunluluğu bulunmaktadır.

Ne var ki; Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.

Şöyle ki, dava konusu 155 ada 1 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı ... adına 1955,30 m2 yüz ölçümlü ve fındık bahçesi vasıflı olarak, davacının aşamada feragat ettiğini bildirdiği dava konusu 155 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı ... adına 3913,82 m2 yüz ölçümlü ve fındık bahçesi vasıflı olarak tespit edildiği, tespitin 02/12/2008 tarihinde kesinleştiği; davacının, 10/02/1961 tarih, cilt no 8, sayfa no 91, sıra no: 861'de kayıtlı tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsadığından bahisle eldeki davayı açtığı anlaşılmakta olup, davacı tarafın dayandığı tapu kaydında yer alan 39 ada 37 parsel sayılı taşınmaz araştırılmamış, çekişmeli taşınmazları kenardan çevreleyen komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgelerden tapu uygulamasında yararlanılmamış, yerel bilirkişilerin ve taraf tanıklarının tapu kayıtları hudutları ile ilgili soyut beyanları ile yetinilmiştir.

2. Hal böyle olunca, öncelikle 10.02.1961 tarih, cilt no 8, sayfa no 91, sıra no: 861'de kayıtlı tapu kaydındaki 39 ada 37 parselin araştırılması, varsa krokisinin (haritası) temin edilmesi, ihdasından itibaren tüm tedavüllerinin getirtilmesi, sonrasında mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, tutanak bilirkişilerinin tümü ve fen bilirkişi huzuruyla keşif yapılması, keşif sırasında davacının dayanağı tapu kaydı ve yapılacak araştırmaya göre varsa tapu kaydının haritası uygulanıp kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmesi, tapu kaydının krokisi zemine uygun değilse ve uygulama kabiliyeti yok ise veya dayanak tapu kaydı harita-krokiye bağlı değilse tapu kayıtlarının sınırlarına itibar edilmesi; bu amaçla dayanak tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtta yazılı hudutların yerel bilirkişilere zeminde göstertilmesi, ayrıca çekişmeli taşınmazların güney sınırında bulunan eski 156 ada 3 parsel sayılı taşınmazdan gelen 156 ada 8 parsel sayılı taşınmazın da kadastro tespitindeki açıklama dikkate alınarak dava konusu taşınmazlara ne şekilde sınır gösterdiği üzerinde durulması, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutların teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmesi ve bu suretle kaydın kapsamının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmesi; ayrıca, davalı ...’un savunmasında ileri sürdüğü “gayrimenkul satış senedi” başlıklı belgedeki taksim hususlarının değerlendirilmesi, bundan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.