Logo

1. Hukuk Dairesi2021/916 E. 2022/682 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, davaya konu taşınmazı mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalıya muvazaalı olarak devrettiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, muvazaanın ispatlanıp ispatlanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçının, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini ve temlikin muvazaalı olduğunu ispatlayamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulü kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve davanın reddine ilişkin karar süresi içinde davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25/01/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...′nin davaya konu 162 nolu parselini mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde davalı kızına temlik ettiğini ileri sürerek miras payı oranındas tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, taşınmazın bedeli karşılığı satın alındığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14/01/2020 tarihli ve 2015/468 Esas, 2020/25 Karar sayılı kararında; "Dayanak tapu kayıt örneğinin incelenmesinde akit tablosuna göre muris ...'nin dava konusu taşınmazı mülkiyetindeyken 70.000,00 TL bedelle satış suretiyle çocuklarından davalı ...'ye devrettiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi heyetinin 10/04/2019 tarihli ikinci ek raporuna göre 70.000,00 TL'nin dava tarihi itibariyle güncellenmiş değeri 20.225,32 TL'dir. Yine bilirkişi heyetinin 14/12/2017 tarihli ek raporuna göre 1977 yılı itibariyle taşınmazın gerçek değeri 424.050,00 TL olarak belirlenmiştir. Davacı tanıklarının birbiriyle bütünlüklü beyanları, davalı tanıklarının bu beyanları kısmen teyit eden beyanlarına göre tapuda muris adına kayıtlı olan taşınmazın devir tarihi itibariyle davalının bu taşınmazı değeri üzerinden alacak gücü olmadığı gibi murisin de ekonomik ve sosyal koşulları itibariyle taşınmazı devir tarihi itibariyle satmasını gerektirecek olağan veya olağanüstü bir sıkıntısı bulunmamaktadır. TBK'nun 19. maddesinin öğreti ve uygulamadaki yorumu tapu devirlerinde gerçek işlem bağış olduğu halde bu iradenin perdelenerek (muvazaa) resmi devirde satış olarak gösterilmesi halidir. Somut olayda gerek taşınmazın devir tarihi itibariyle gerçek değeri ile satış değeri arasındaki fahiş fark, gerek tüm tanık beyanlarına göre devir tarihi itibariyle murisin taşınmazın devrini gerektirir herhangi bir sıkıntısının bulunmaması, gerek davalının satış değerini ödediğini ispat edememesi tüm dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde muvazaanın yasal koşulları oluştuğundan davacının davasının kabulü ile dosya arasında bulunan mirasçılık belgesi gözetilerek davalı adına kayıtlı taşınmazın ½ hissesinin iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar vermek gerekmiş″ şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Cevap dilekçesindeki savunmalar tekrarlanarak, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik araştırma ile hüküm kurulduğu belirtilip İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19/01/2021 tarihli ve 2020/643 Esas, 2021/72 Karar sayılı kararıyla; "Dosya kapsamına göre; davanın taraflarının murisin kızları olduğu, murisin dava konusu taşınmazı aldıktan sonra üzerine tek katlı mesken inşa ederek ikamet ettiği, daha sonra taşınmazın üzerine çıkılan 2 normal katın ise davalı ve eşi tarafından inşa edildiği, murisin ve davalının bu binada ikamet ettikleri, davacının evlenerek Almanya'ya gittiği, davacı tanıklarının beyanlarında murisin davalı kızı ile arasında dargınlık küskünlük olduğuna dair ya da çocukları arasında ayrım yaptığına dair kısaca murisin mirasçılarından mal kaçırma iradesi içinde olduğunu gösterecek bir anlatımları yoktur. Davalı tanığı ... ......'in beyanından, davalı ve murisleri olan anne babasının ölümlerine kadar davalı ile birlikte yaşadıkları, dava konusu binanın 2 katının davalının eşi tarafından yapıldığı, murisin bu nedenle arsayı devrettiği, diğer davalı tanıkları da keza binanın 2 katının davalının eşi tarafından yapıldığını beyan etmişlerdir. Tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı tanıklarının hiç biri murisin mirasçısından mal kaçırma kastı ile hareket etmesini gerektirecek somut bir nedenin varlığı konusunda beyanda bulunmadıklarından murisin mirasçılarından mal kaçırma kastı ile söz konusu tasarruf işlemini yaptığı iddiası dosyadaki mevcut deliller dikkate alındığında davacı tarafından yöntemince ispatlanmış değildir. Hemen belirtilmelidir ki, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emekte olabileceği kabul edilmelidir. Sonuç olarak murisin mirasçılarından mal kaçırma kastı ile hareket etmediği, muvazaa şartlarının bulunmadığı, davacının muvazaa iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından," şeklinde gerekçe gösterilerek İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/01/2020 tarih ve 2015/468 Esas, 2020/25 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Taşınmazın temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu yönündeki iddialar tekrarlanarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun (TK) 26. maddeleri.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3) nolu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesine ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi çerçevesinde temlikin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığının kanıtlanamamış olmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.