Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9179 E. 2024/136 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/185 E., 2020/117 K.

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVALARDA DAVACI : Hazine

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVALARDA DAVALILAR : ..., ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Davalar Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen 2013/6 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı Hazine temsilcisi asıl davada; dava konusu ... ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu davalılar ... ve ... adlarına 1/2'şer paylarla tescil edildiğini, ancak meralık alanların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın mera olarak tespitine veya davacı Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı Hazine temsilcisi birleştirilen 2013/6 Esas sayılı davada; dava konusu ... ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu davalı ... adına tescil edildiğini ancak mera, yaylak ve kışlakların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Davacı Hazine temsilcisi birleştirilen 2012/127 Esas sayılı davada; dava konusu ... ada 20 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu davalı ... adına tescil edildiğini, ancak taşınmazın köyün ortak kullanımında olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, davalının hiçbir hakkı bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın mera olarak tespitine veya davacı Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

4. Davacı Hazine temsilcisi birleştirilen 2012/129 Esas sayılı davada; dava konusu ... ada 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların 155 ada 21 parsel sayılı mera parselinden ifraz edilerek kadastro çalışmaları sonucu davalılar ..., ..., ... ve ... adlarına iştirak halinde tescil edildiğini, mera, yaylak ve kışlakların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile taşınmazların mera olarak tespitine veya davacı Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... ve Hakkı; dava konusu taşınmazların tapu kaydına dayanılarak adlarına tespit ve tescil edildiğini, mera ile bir ilgisi bulunmadığını, öncesinde dedeleri ve babaları tarafından kullanıldığını, icar yolu ile kendilerine geldiğini, kendilerinin de satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemece, birleştirilen 2012/127 Esas sayılı davada dava konusu 155 ada 20 parsel ve birleştirilen 2012/129 Esas sayılı davada dava konusu 155 ada 8, 9, 10 parsel sayılı taşınmazların mera vasfında olan arazilerden olup özel mülkiyete konu olamayacağı, zilyetlik ya da herhangi bir başka şekilde iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle birleştirilen 2012/127 Esas ve birleştirilen 2012/129 Esas sayılı davaların kabulüne; asıl davada dava konusu 158 ada 1 parsel sayılı taşınmazın doğal çayır arazisi niteliğinde özel mülkiyete konu olabilecek arazilerden olduğu, mera arazisi ile bir ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine; birleştirilen 2013/6 Esas sayılı davada dava konusu 157 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı ...'ın ibraz ettiği 1981 tarih, cilt 2, sıra 19'da kayıtlı tapu kaydına mevki ve sınırları itibariyle uyduğu, üzerinde bulunan bitki örtüsü ve toprak yapısı itibariyle özel mülkiyete konu arazilerden olduğu, merayla bir ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle birleştirilen 2013/6 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi, birleştirilen 2012/127 Esas sayılı davada davalı ..., 2012/129 Esas sayılı davada davalılar ...,...,... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.01.2017 tarihli ve 2016/8297 Esas, 2017/244 Karar sayılı kararıyla; delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından dava konusu 155 ada 8, 9, 10 ve 20 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hükmün onanmasına karar verilmiş; çekişmeli 157 ada 10 ve 158 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise araştırma ve uygulamanın hüküm kurmaya elverişli olmadığı, keşifte dinlenen yerel bilirkişi anlatımlarının uyuşmazlığı çözmekten uzak, soyut beyanlardan oluştuğu gibi yerel bilirkişilerden sınırlar sorulmak suretiyle yöntemince tapu kaydı uygulamasının da yapılmadığı, taşınmazın niteliğini kesin olarak tespite elvermeyen tahmine dayalı zirai bilirkişi raporunun hükme esas alındığına değinilerek davalının dayandığı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavüller ve varsa haritası ile birlikte getirtilmesi; yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, zirai bilirkişi ve fen bilirkişi katılımı ile keşif yapılması; davalının dayandığı tapu kayıtları tek tek okunarak sınırların zemine uygulanması, tapu kayıtlarının kapsamının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve davalının dayandığı tapu kayıtlarının uygulamasını gösterir krokili rapor alınması; zirai bilirkişisinden çekişmeli taşınmazların tarımsal niteliğini bildiren, zilyetlikle edinilebilecek kültür arazisi olup olmadığını açıklayan, taşınmazın toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısını mukayese eden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle 157 ada 10 ve 158 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Davalılar ... vd vekilinin karar düzeltme isteğinin ise süre yönünden reddine karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 24.06.2020 tarihli ve 2017/185 Esas, 2020/117 Karar sayılı kararıyla; birleştirilen 2013/6 Esas sayılı davada dava konusu 157 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı ...'nin ibraz ettiği 1981 tarih, cilt 2, sıra 19'da kayıtlı tapu kaydının ve asıl davada dava konusu 158 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalılar ... ve ...'nın sunduğu 1981 tarih, cilt 2, sayfa 18, sıra 14'te kayıtlı tapu kaydının mevki ve sınırları itibariyle taşınmazlara uyduğu, taşınmazların özel mülkiyete konu arazilerden olduğu, komşu ve yakın parsellere benzediği, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının birbiriyle örtüştüğü, 1981 yılında satın alınarak o tarihlerden itibaren 20 yılın üstünde tapu kaydına dayanılarak malik sıfatıyla davalıların kullandıkları, öncesinde kiracı vasfı ile feri zilyet olarak kullandıkları, tarla olarak ekilerek ve çayır olarak otunun biçilerek kullanıldığı, dava konusu taşınmazların davalılara ait olduğu, merayla bir ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen 2013/6 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme ile verildiğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazların kadimden beri mera olduğunu, köy halkı tarafından kullanıldığını, baz alınan hava fotoğraflarından davacının kesintisiz bir şekilde dava konusu taşınmaz üzerinde zilyet olduğu sonucuna ulaşılamayacağını, bilirkişi raporlarında somut verilere dayanılmadığını, subjektif değerlendirmelere yer verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 17 nci ve 20 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro sonucu, ... köyü, dava konusu 157 ada 10 parsel sayılı, 10.834,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...; 158 ada 1 parsel sayılı, 28.768,77 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın ise yine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2'şer paylarla ... ve ... adlarına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiası ile tapu iptal ve tescil istemli dava açmıştır.

2. Somut olaya gelince; bilindiği üzere, bozma kararına uymakla Mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem ve araştırma yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Ne var ki; Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; yöntemince tapu kaydı uygulamasının yapılmadığı, davalı tarafın dayandığı 16.10.1981 tarihli 14 ve 19 numaralı tapu kayıtlarının geldilerinin Şubat 1340 tarihli 65 ve 70 numaralı tapular olduğu anlaşılmakta ise de anılan tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmediği, ziraat bilirkişi tarafından hazırlanan raporun yetersiz olduğu ve tek kişilik ziraat mühendisi bilirkişi raporu ile yetinilmek suretiyle karar verildiği, yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.

3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için davalı tarafın dayandığı tapu kayıtları, tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ile birlikte mahalli Tapu Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Tapu Arşiv Daire Başkanlığından istenilmelidir. Dayanılan kayıtların kadastro tespiti sırasında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılarak tespit edilmeli, revizyon görmüşlerse kadastro tespit tutanakları, dava konusu taşınmazlara komşu tüm parsellerin kadastro tespit tutanakları ve uygulanan kayıtlar da getirtilmelidir. Öte yandan, davalı taraf dava konusu taşınmazların kendileri ve mirasbırakanları tarafından kullanıldığını savunduğuna göre zilyetlik araştırmasına esas teşkil etmek üzere çekişmeli taşınmazların tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle en az üç tanesi Harita Genel Komutanlığından getirilerek dosya arasına konulmalıdır.

4. Bundan sonra, dava konusu taşınmazların bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile teknik bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte davalıların dayandığı tapu kayıtları, tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, gösterilen sınırlar fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, davalının dayandığı tapu kayıtlarının haritasının bulunması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince haritası ile zemine uygulanarak kapsamı belirlenmeli, bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; yerel bilirkişiler ve tanıklardan çekişme konusu 157 ada 10 ve 158 ada 1 sayılı parsellerin öncesinin mera olup olmadığı, kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin ne zamandan beri hangi süre ile zilyet olduğu hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının tespit tutanağının edinme sebebindeki beyanlar ile çelişmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve davalının dayandığı tapu kayıtlarının uygulamasını gösterir krokili rapor alınmalı; kaydın kısmen ya da tamamen kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan komşu parsellerin toprak yapısı ile de mukayese yapılarak taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü ve zilyetlikle mülk edinebilecek yerlerden olup olmadığını açıklayan, bilimsel verilere dayalı rapor istenmeli; yine taşınmazları dört tarafından gösteren panaromik fotoğrafları çektirilip dosya arasına konulmak suretiyle toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine temsilcisinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.