"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, ... İlçesi, ... Kasabası, ... Mevkii'nde 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 285 ada 58 parsel içerisinde bulunan toplam 2.000 m2 yüz ölçümlü iki ayrı kısmın davalı Hazine adına hatalı olarak tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın bir kısmının babası olan ... ...'dan kendisine mirasen intikal ettiğini, dava konusu ettiği kalan kısmı ise annesi olan Ayşe ...’dan satın aldığını, bu kısmın annesi ... de babası ... intikal ettiğini, taşınmazların eklemeli olarak 80-90 yıldır zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla, davacının aynı çalışma alanı içerisinde senetsizden adına tescil edilen herhangi bir taşınmaz kaydına rastlanmadığı, davacının eklemeli zilyetlik süreleri ile birlikte çekişmesiz aralıksız en az 20 yıldan beri malik sıfatıyla dava konusu taşınmazlarda zilyetliğinin devam ettiği, taşınmazların zilyetliğinin ekonomik amaca uygun olarak kullanıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme kararı davalı vekiline 31/07/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili kararı 13/08/2014 tarihinde temyiz etmiş ancak temyiz dilekçesi işleme konulmadan karar 08/09/2014 tarihinde kesinleştirilmiş ve kesinleşmeden sonra hüküm infaz edilemediğinden, davalı vekili 18/03/2015 tarihli dilekçe ile fen raporundaki A ve B harfleri için hüküm kurulması gerekirken hata yapıldığını belirterek hükümün tavzihini talep etmiştir.
IV. TAVZİH KARARI
Mahkemenin 10/04/2015 tarihli tavzih kararı ile; fen bilirkişisi raporunda davacının talep ettiği 285 ada 58 parsel sayılı taşınmaz içerisindeki kısımların A ve B harfi ile gösterildiği, bu nedenlerle davacının talep etmiş olduğu ve fen bilirkişi raporunda A ve B harfi ile gösterilen kısımların davacı adına tescil edilmesine karar verilmesi gerekirken, bu hususa hükümde sehven yer verilmediği gerekçesi ile davalı vekilinin tavzih talebinin kabulü ile; 07/10/2013 tarihli fen bilirkişi raporu ekindeki krokide 285 ada 58 parsel içerisinde yer alan krokide A harfi ile gösterilen 1398,48 m² ile yine aynı ada ve parselde yer alan ve krokide B harfi ile gösterilen 1886,05 m² olan 2 parçanın davacının adına ayrı ayrı tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen asıl kararına karşı süresi içinde (13/08/2014 tarihinde) davalı vekili temyiz ettiğinden kesinleştirme şerhi kaldırılarak dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar ihya edilmediğini, bilirkişi raporunda da bu yöne ilişkin bir açıklama bulunmadığını, taşınmazın bağ olarak kullanılmasının da imar ihya için yeterli kabul edilemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ve 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
3. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemelerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 285 ada 58 parsel sayılı, 86.058,53 m2 yüz ölçümlü taşınmazın; tapu ve vergi kaydına rastlanılmayıp, zilyetlikle iktisabı mümkün olan yerlerden olduğu, ada ve mevki ilanına rağmen taşınmazın zilyedi veya zilyetleri tarafından tahdit ve tespit esnasında zilyetlik hak ve iddiasında bulunmadıkları, muhtar ve bilirkişilerin de bu taşınmazın ... Kasabasında kim ya da kimlere ait olduğunu bilemediklerinden bahisle 3402 sayılı Kanunun 18. maddesine istinaden bağ vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit edildiği, tespitin itirazsız 02/11/2006 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Mahkemenin 10/04/2015 tarihli tavzih kararı taraflarca temyiz edilmediğine göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafça ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.