"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonucunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, iş bu karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma tarihi olarak saptanan 26/05/2021 tarihi için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... ve arkadaşları vekili Avukat ... ile temyiz edilen ... ve diğerleri vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, kadastro sonucunda davalılar adına tespit ve tescil edilen çekişmeli 2059, 2060, 2062, 2063, 2064, 2065, 2066, 2067, 2068, 2069, 2070, 2074, 2075, 2109, 2116, 2211, 2212 parsel sayılı taşınmazların murisleri... oğlu, ... adına kayıtlı 1932 tarih/26 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı, tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
II. CEVAP
Davalılar, aşamalar boyunca sundukları sözlü ve yazılı beyanlarında çekişmeli taşınmazlarda eklemeli biçimde önceki bayilerden intikalen yaklaşık 80 yıllık zilyetliklerinin bulunduğunu, davacıların çekişmeli taşınmazlar üzerinde bu zamana değin tasarruflarının bulunmadığını davacının tutunduğu kaydın kıymetini yitirdiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2010 tarihli ve 2003/399 E., 2010/352 K. sayılı kararıyla; davacıların tutundukları tapu kaydının dava konusu taşınmazların bir kısmını kapsadığı; ancak anılan tapu kayıtlarının kadastro sırasında revizyon görmüş olmaları nedeniyle işleme tabi olma özelliğini yitirdiği, ayrıca çekişmeli taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının edinme haneleri incelendiğinde davacıların murislerinin hisselerini haricen satarak taşınmazla ilişkilerini kestikleri, davalıların vergi kaydı, satın alma ve zilyetliğe dayalı iktisaplarının bulunduğu, davacıların tutunduğu tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiği gerekçesiyle davanın esastan reddine, 2059 parsel yönünden ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, yargılama sırasında dayanak tapu kaydının çekişmeli taşınmazlara ait olduğunun belirlendiğini, öte yandan dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların ise davacı yahut miras bırakanlarının taşınmazlardaki zilyetliklerini devrettiği hususunda bilgilerinin olmadığını beyan ettiklerini, tapulu taşınmazın zilyetlikle mülk edinilmesinin mümkün olmadığını, davacıların miras bırakanı adına tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisabının yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki davacılar yahut murisleri tarafından zilyetliğin davalılara devredildiği hususunda dosyaya yansıyan bir delilin de bulunmadığını, davacılara ait tapu kaydının hukuki kıymetini yitirmediğini, buna rağmen aksi gerekçeler ile davanın reddedildiğini, delillerin takdiri hususunda yanılgıya düşüldüğünü belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 33/3. maddesindeki yollama nedeniyle genel hüküm niteliğini alan ve genel hükümlere göre açılan davalarda da uygulanması gereken 20. maddesinde kayıt ve belgelerin kapsamının ne şekilde tayin edileceği düzenlemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesine göre tapu kayıtlarının kapsadığı yer tayin edilirken, tapu kayıtları ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunacağı hüküm altına alınmıştır.
3.2.2. 3402 sayılı Kanun'un 20/B maddesinde, harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ise bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise sınır yerlerine itibar edilerek kapsamının belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/C maddesi; “Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlardan gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır” şeklindedir. Gerçekten de belgenin birbiri ile bağlantısız, değişmeye ve genişletilmeye elverişli sınırları göstermesi halinde kayıtların kapsamının miktarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle; tapu kaydı sabit sınırlı değilse kayıt üzerinde yazılı olan miktar kadar geçerlidir ve kapsamı da bu miktara eşit şekilde tayin edilmelidir.
3.2.4. 3402 sayılı Yasa'nın, "Tapuda kayıtlı malların tespiti" başlıklı 13. maddesi
A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi adına,
b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,
c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına,
B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına,
b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına,
c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.) Kayıt sahibinin yirmi yıl önce gaipliğine hüküm verilmiş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur"
3.2.5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3.2.6. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükümlerini içerir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına, kararın (III) no.lu bendinde yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edenlerden alınmasına, aşağıda yazılı 44,80 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.