Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9261 E. 2023/3910 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın kadastro tespit tutanağına göre yola tecavüzlü olarak belirlenmesi ve akabinde malik hanesinin boş bırakılması üzerine açılan tapusuz taşınmaz tescil davasında taraf teşkili ve uyuşmazlık konusu alanın karayolu kapsamında olup olmadığının tespiti noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ıslah ile ileri sürülen kazandırıcı zamanaşımı iddiasına rağmen, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin davaya dahil edilmemesi nedeniyle taraf teşkili sağlanamadığı ve uyuşmazlık konusu alanın karayolu kapsamında olup olmadığının tespiti noktasında yeterince araştırma yapılmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapusuz taşınmaz tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda malik hanesi açık bırakılan 13 ada 17 parsel sayılı taşınmazın adına tescilini ve taşınmazın davalı olduğuna dair şerhin beyanlar hanesinden çıkarılmasını istemiş,yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişler, 22.01.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 27.12.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda belirtilen kısımların 20 yılı aşkın süredir kendileri ve mirasbırakanlarının zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, bu kısımların mirasbırakanlarına ait 474 ada 24 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü vekili, davalıların tüzel kişiliğinin bulunmadığını, bu nedenle taraf ehliyetlerinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.07.2013 tarihli ve 2013/39 Esas, 2013/150 Karar sayılı kararıyla, davalıların tüzel kişiliğinin bulunmadığı, bu nedenle taraf olarak gösterilemeyeceği gerekçesiyle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairenin 27.03.2014 tarihli ve 2014/567 Esas, 2014/3368 Karar sayılı kararıyla; "Taşınmazın davalı olduğuna dair şerh mahkemece yazılan müzekkereye binaen kaldırılmış olmasına rağmen taşınmaz hakkında tapu kaydı oluşmamış ve halen malik hanesi açık bulunmaktadır. 3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur.” Aynı Kanun'un 26/son maddesi hükmüne göre de; “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Dava konusu parselin halen malik hanesi boş olup taşınmaz hakkında sicil oluşmadığına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesindeki boşluğu doldurma görevi Kadastro Mahkemesine ait olduğuna göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesine gönderilmesi ve kadastro mahkemesince dava konusu parselin Asliye Hukuk Mahkemesinin, kadastro tutanağında sözü edilen 1985/120 Esas sayılı dosyasının gerçek kapsamı olup olmadığı belirlenip, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının halli gerekirken, davanın görevsiz mahkemede incelenerek husumet yokluğundan reddine karar verilmesi isabetsizdir...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.12.2014 tarihli ve 2014/187 Esas, 2014/256 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın malik hanesinin boş olduğu ve taşınmaz hakkında sicil oluşmadığı, gerçek maliki belirleme ve malik hanesindeki boşluğu doldurma görevinin Kadastro Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli ... Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. Mahkemesince Gönderme Üzerine Verilen Karar

... Kadastro Mahkemesinin 29.07.2015 tarihli ve 2015/14 Esas, 2015/102 Karar sayılı kararıyla, davacıların hak iddia ettiği dava konusu 13 ada 17 parselin doğusunda fen bilirkişisi ...'nın 18.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda ve krokisinde kırmızı renk ile gösterilen 2.70 m2'lik ve mavi renk ile gösterilen 122.50 m2'lik kısmın, tescil harici olan yol içerisinde kaldığı, bu yere ilişkin kadastro tutanağı düzenlenmediği bu nedenle genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle, davacının bu yerlere ilişkin davasının 3402 sayılı kadastro Kanun'un 26. maddesi uyarınca görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmiştir.

D.Onama Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 24.02.2017 tarihli ve 2015/12206 Esas, 2017/1518 Karar sayılı kararıyla; “ Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 22/2-a maddesi uyarınca açılan tapu iptal ve tescil davasıdır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine HMK'nın 331/2. maddesi gözetilerek avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin dosyanın gönderildiği görevli mahkemece dikkate alınması şeklinde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı” gerekçeleriyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.

E.Mahkemesince Onama İlamı Sonrası Verilen Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.03.2019 tarihli ve 2017/90 Esas, 2019/46 Karar sayılı kararı ile davalılar Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile anılan davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden iddianın ispat edildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile fen bilirkişileri ... imzalı 27.12.2017 havale tarihli rapor ekindeki krokide A,B ve C harfleri ile gösterilen 122,74 m2'lik alanın yol olarak sınırlandırılmasının iptal edilerek, 474 ada 24 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, bu haliyle 474 ada 24 parsel sayılı taşınmazın 345,57 m2 olarak davacı ... adına kayıt ve tesciline, 27.12.2017 havale tarihli raporun kararın eki sayılmasına, 474 ada 24 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydında 2131569 sistem no ile şerh edilen muhdesat bilgisinden “ ..ve karayoluna da merdiven ve duvar” ibaresinin terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece belirlenen bedelin kurumun kıymet takdir raporuna göre fahiş olduğunu, kararda tapu kaydındaki haciz, ipotek vb hakların gösterilmesine dair herhangi bir ibare yer almadığını, taşınmazın 17.2.1956 tarihinde davalı kurum tarafından kamulaştırıldığını ve terkini yapıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... ilçesi, ... mahallesi çalışma alanında bulunan 13 ada 17 parsel sayılı 226,00 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın 07.08.1971 tarih 24 sıra no, 234 cilt no, 62 sayfa no.lu tapu kaydına istinaden 21.09.1982 tarihinde kadastro tespitinin yapıldığı, kadastro tespit tutanağına taşınmaz üzerindeki binanın yola tecavüzlü olduğunun belirtilmesi üzerine, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/120 E, sayılı dosyasından davalı olduğu belirtilerek taşınmazın malik hanesinin boş bırakıldığı, yargılama sırasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereği yenileme çalışması ile 474 ada 24 parsel numarası ile 222,83 m3 miktarlı üç katlı kargir ev vasfıyla davacı ... adına tescil edildiği, yargılama sırasında davacı ...’in ölümü üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edildiği, yapılan keşif üzerine, davacının hak iddia ettiği kısmın dava konusu 13 ada 17 parselin doğusunda fen bilirkişisi ...'nın 18.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda ve krokisinde kırmızı renk ile gösterilen 2.70 m2'lik ve mavi renk ile gösterilen 122.50 m2'lik kısım olup, bu kısmın tescil harici olan yol içerisinde kaldığının tespiti ve taşınmazın malik hanesinin doldurulması üzerine davacı tarafça 22.01.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 27.12.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda belirtilen kısımların 20 yılı aşkın süredir kendileri ve mirasbırakanlarının zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, bu kısımların mirasbırakanlarına ait 474 ada 24 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.

2.Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında, TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri yasal hasım konumundadır. Somut olayda, davacı taraf, dava konusu alanın mirasbırakanlarına ait tapu kaydı kapsamında olmadığının belirlenmesi üzerine, ıslah ile dava konusu alan için kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiş, ancak Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri usulünce yasal hasım gösterilmemiştir. Bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysa ki taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen 08.11.2018 tarihli fen bilirkişisi raporunda, dava konusu alanın davacıya ait tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı, 1951 tarihli karayolları istimlak haritası ile kadastro paftasının çakıştırılması neticesinde herhangi bir farklılığın bulunmadığı, dava konusu alanın tamamının karayolu içerisinde kaldığının belirtildiği, mahkeme gözleminde ise dava konusu alan üzerinden karayolunun geçmediği, fiili duruma göre yolun uyuşmazlık konusu alanın alt kısmında yer aldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Bu durumda, uyuşmazlık konusu alanın yol kapsamında kalıp kalmadığının her türlü şüpheden uzak bir şekilde tespit edildiğini ve hüküm kurmaya yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur.

3.Hâl böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, davasını, Maliye Hazinesi, ... Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediye Başkalığına da yöneltmek üzere süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, anılan davalıların savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, dava konusu alanın niteliğine yönelik çelişki de giderildikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

04.07.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.