"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: ANKARA 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istekli dava sonunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ...geldiler, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları Mahmut Tokyay'ın 2816 ada 7 parseldeki 5 numaralı bağımsız bölümü eşi olan davalı ...'a ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, mümkün olmadığı takdirde faizi ile birlikte tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın daha uzun yıllar yaşayacağını, bakım, ilgi ve alaka gerektiren bir süreç geçireceğini farz ederek sözleşmeyi akdettiğini, üzerine düşen bakım görevini yerine getirdiğini, mirasbırakanın sadece kendisi ile birlikte oturduğu taşınmazı sözleşmeye konu ettiğini, diğer mal varlıklarından ve haklarından hiç birini sözleşmeye dahil etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın evinde iki bakıcının olduğu, hastanedeki tedavi süresinde de kardeşi, annesi, yeğeni ve davalı tarafından mirasbırakana bakıldığı, dava konusu taşınmazın mirasbırakanın mal varlığının 1/2’sine tekabül ettiği, mirasbırakanın muvazaalı olarak ilk eşinden olan çocuklarından mal kaçırmak amacıyla hareket ettiği, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın kanser hastası olduğu hususunun göz ardı edildiğini, sözleşme sonrası hastalığı boyunca kimlerin mirasbırakanın yanında olup olmadığı, bu durumun bakıma etkisi, bakım borçlusunun görevini yerine getirip getirmediğinin değerlendirilmesi gerektiğini, davacıların mirasbırakanın hastalığı boyunca yanında olmadığını ve bakımı ile hiç ilgilenmediklerini, davacıların kötü niyetli olduklarını, mirasbırakanın mal kaçırma kastının bulunmadığını, tanık beyanları ile de iddianın kanıtlanamadığını, dava konusu taşınmazın sözleşme tarihinde 277.000,00 TL olması göz önüne alındığında, temlikin makul seviyede kaldığının kabulü gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; delillerin takdirinde bir isabetsizlik olmadığı, mirasbırakanın, ilk evliliğinden olan davacı kızları ile arasının açık olduğu ve davacı kızlarına malvarlığını bırakmak istemediğinin tanık anlatımları ile sabit olduğu, mirasbırakanın bu iradesini Altındağ 1. Noterliğinin 15/12/2000 tarihli, 30596 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde vasiyetnamesi ile de ortaya koyduğu, temlikin, 01/04/1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında, mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa'nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614).
Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere (V.3.2.) no.lu paragrafta yer alan yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV/3) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, Mahkemece doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca davacıların miras payı oranında iptal ve tescile, kalan payın ise davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davalı yönünden de tapu iptal ve tescil hükmü kurularak, dava konusu olmadığı halde davalı uhdesinde kalan payın tescil nedeninin değiştirilmesi doğru değildir.
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle:
1. Davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına İlk Derece Mahkemesinin 22/01/2019 tarihli, 2016/290 E., 2019/6 K. sayılı kararında hükmün 1. bendi hükümden tamamen çıkarılarak yerine 1. bent olarak " 1-Davanın kabulü ile; Ankara ili, Çankaya ilçesi, Çankaya Mahallesi, 2814 ada 7 parsel 5 nolu bağımsız bölümdeki davalı adına olan tapu kaydının davacıların "Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1200 E. - 2016/1089 K. Sayılı veraset ilamındaki..." miras payları oranında iptali ile 3/8 payının davacı ..., 3/8 payının davacı ... adına tesciline, kalan 2/8 payın davalı uhdesinde bırakılmasına,’’ cümlesinin eklenmesine ve kararın bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren A.A.Ü.T. uyarınca gelen temyiz eden davalı vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine; 10/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.