"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonucunda; Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
Davacılar, ...ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 65 ada 106 parsel sayılı taşınmazın, annesi ... tarafından 21.09.1971 tarihinde, babasından 750 TL bedel karşılığı satın alındığını, ancak yapılan kadastro çalışmalarında, taşınmazın usulsüz olarak davalıların mirasbırakanı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile müştereken adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Gönen Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.12.2011 tarihli ve 2009/754 E., 2011/944 K. sayılı kararıyla; davacıların iddiasının kadastrodan önceki sebeplere dayalı olduğu, dava konusu taşınmazın ilk tesis kadastrosunun kesinleşme tarihinin 29.12.1982, dava tarihinin 04.09.2009 olduğu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, 1980 yılında kesinleşen kadastro tespitine yönelik 1987 yılında yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun uygulanmasının mümkün olmadığını, ayni hakkın zamanaşımına uğramadığını, dava konusu taşınmazın kadastro görevlilerinin özensiz ve yetersiz çalışmaları sonucu davalıların mirasbırakanı adına tespit ve tescil edilmekle, müvekkillerinin hak kaybına neden olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3. Değerlendirme
Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 29.12.1982 tarihi ile davanın açıldığı 04.09.2009 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde ön görülen hak düşürücü sürenin geçtiği açık olup; dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan, (IV/3.2.) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Mahkemece, (III.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenle; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, 22.12.2022 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.