Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9411 E. 2022/3788 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21/04/2016 tarihli 2015/106 Esas 2016/267 Karar sayılı kararın davalı tarafından temyizi üzerine davalının temyiz isteminin süre yönünden reddine dair verilen Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/08/2021 tarihli 2015/106 Esas 2016/267 Karar sayılı Ek Kararı yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10.05.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Rıfat Uluşahin ile temyiz edilen davacılar vekili ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, dava konusu 111 ada 131 parsel sayılı taşınmaz davacı ..., 111 ada 130 parsel sayılı taşınmaz davacı ... adına kayıtlı olup, anılan taşınmazları dava dışı ... ... ... isimli kişiden satın aldıklarını, bu taşınmazlara bitişik dava konusu 111 ada 128 ve 129 parsel sayılı taşınmazların ise davalı adına kayıtlı olduğunu, ekli krokide sarı, ... ve ... boyalı olarak gösterilen alanların satın aldıkları yer içerisinde kaldığını, ancak arazi üzerine ev yapmak istediklerinde kadastro ölçümü yaptırdıklarında sarı, ... ve ... alanların davalı adına kayıtlı olduğunu öğrendiklerini, iptali istenilen alanlarla ilgili doğal bir sınır dahi bulunmakta olup bu alanların davacıların kullanımında olduğunu, krokide sarı, ... ve ... olarak gösterilen alanların kaç m2 olduğunu bilmediklerini, keşfen belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, sarı boyalı alanın davacı ...’un 111 ada 131 parsel sayılı taşınmazına eklenmesine ve tapuda tesciline, ... ve ... boyalı alanların davacı ...’in 111 ada 130 parsel sayılı taşınmazına eklenmesine ve tapuda tesciline, olmazsa ayrı parseller oluşturularak davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiş; yargılamaya katılmamıştır.

III. MAHKEMENİN KARARI

1.1. Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/04/2016 tarihli ve 2015/106 Esas - 2016/267 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

1.2. Gerekçeli karar karar davalıya 03/06/2016 tarihinde tebliğ edilmiş; davalı tarafından, gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olup, öğrenme tarihinin 30/06/2021 olduğu ileri sürülerek 05/07/2021 tarihinde karar temyiz edilmiş; Mahkemece, temyizin süresinde olmadığı gerekçesiyle davalının temyiz isteğinin reddine dair 09/08/2021 tarihli Ek Karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen Ek Kararı davalı vekili süresinde temyiz etmiştir.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davalı vekili karara karşı temyiz itirazlarında

Davalının Almanya’da yaşadığını, eldeki davada davalıya hiçbir tebligatın ulaşmadığını, 2021 yılı Haziran ayında memlekete geldiğinde dava konusu 128 ve 129 parsellerinden yaklaşık 120 m2 ye varan kısmın çaylarının sökülmüş olduğunu gördüğünü, Kadastro Müdürlüğüne müracaat ettiğinde eldeki davada verilen karar ile 100 m2 ye varan bir alanın tapusunun iptaline karar verildiğini 30/06/2021 tarihinde öğrendiğini, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılması gerektiğini, davalının yurt dışında olduğu tebliğ mazbatalarına yazıldığı halde tebligatların TK 21/2. maddeye göre yapıldığını, yurt dışında yaşadığı belli olan bir kimseye TK. 21/2. maddeye göre tebligat yapılamayacağını, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, yurt dışında olduğunun geçici mi yoksa sürekli mi olduğunun araştırılmadan TK 21/2. maddeye göre tebligat yapıldığını, tevsik görevinin yerine getirilmediğini, en yakın komşuya da haber verilmediğini, tevsike yarayacak hiçbir imza alınmadığını, cevaplarını sunma ve savunma hakkını kullanma imkanı tanınmadığından kararın bozulması gerektiğini, usul ve yasaya aykırı mahkeme işlemlerini kabul etmediğini, hükmün hukuka aykırı şekilde kesinleştirildiğini, davacıların haksız yere taşınmazlarına el attıklarını, bu alana inşaat yaptıklarını belirterek, temyizin süresinde kabul edilerek, dava dilekçesinin usule uygun tebliğ edilmediği, cevap ve delillerini sunma hakkı, yargılamaya aktif katılma hakkı verilmediği için kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalı vekili Ek Karara karşı temyiz itirazlarında

Usulsüz tebligatlarla yargılamanın yürütüldüğünü, 30/06/2021 tarihinin ıttıla tarihi olup kararın temyizinin süresinde olduğunu, ancak Mahkemece, temyizin süresinde olmadığından bahisle ek karar ile temyiz talebinin reddine karar verildiğini, temyiz talebinin reddinin doğru olmadığını, davalının yurt dışında olduğunun açıkça tebligatlarda yazmasına rağmen mernis adresine TK 21. maddeye göre yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, temyizin süresinde kabul edilmesi gerektiğini, ek kararın yerinde olmadığını belirterek kaldırılmasını, gerekçeli karara karşı yaptığı temyiz başvurusunun incelenmesini ve temyizi doğrultusunda kararın bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tapu iptali ve tescil istemine ilişkin eldeki davada Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine temyizin süresinde olmadığı gerekçesiyle davalının temyiz isteminin süreden reddine ilişkin olarak verilen Ek Kararın yerinde olup olmadığı, kararın temyizinin incelenip incelenemeyeceği hususlarına ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hemen belirtilmelidir ki; taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup, anılan hususun yargılamanın her aşamasında temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınması gerektiği açıktır.

Bilindiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Aynı maddenin, 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Aynı Kanunun 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise mernis adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen en son adrese çıkartılması, bu adreste tebliğ edilemeyerek iade edilmesi halinde ise mernis adresine çıkartılması gerekmektedir.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre; “ Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. (Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.

Yine aynı Yasa'nın 21. maddesine göre, “ Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (1) (Ek fıkra: 11/1/2011-6099/5 md.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesine göre, “ Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir. Bu hâlde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar.”

Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesine göre, “ (1)Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.

Aynı Yönetmeliğin 31. maddesine göre, “ (1) Tebliğ memuru; a) Muhatap veya muhatap adına tebligat yapılabilecek kişiler, o adreste bulundukları halde hiçbirinin tebliğ anında gösterilen adreste mevcut olmamaları, b) Muhatap ya da kendilerine tebligat yapılabilecek kişilerin tebellüğden kaçınması, c) Muhatap, gösterilen adreste hiç oturmamış veya bu adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi tebligatın, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine bu husus meşruhat verilerek çıkarılması, hallerinden biri gerçekleştiği takdirde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder. Tebliğ memuru, ek-1’de yer alan (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. (a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ memuru, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. (2) Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yapılacak tebligatlarda tebliğ memurunca 30 uncu maddeye göre araştırma yapılmaz.

3.2.2. Öte yandan; yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulünce yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.

Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası'nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir". hükmü düzenlenmiştir.

Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut olayda, dava dilekçesinde davalının bilinen adresine yer verilmeyip, yalnızca vatandaşlık numarasının bildirildiği, Mahkemece dava dilekçesi tebliğinin, davalının “mernis adresi” olduğu belirtilmek suretiyle “ Nişancı Mahallesi Balcı Yokuşu Sokak No: 38 İç Kapı No:4 Eyüp/ İstanbul” adresine çıkarıldığı, tebliğ mazbatasında “adresin kapalı olduğu, ... ... tarafından davalının yurt dışında olduğunun bildirildiği, adı geçenin imzadan imtina ettiği” belirtilmek suretiyle dava dilekçesi tebliğinin TK. 21. maddesi gereğince 31/03/2015 tarihinde muhtara yapılıp 2 no’lu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığının belirtildiği, 13/07/2015 tarihli duruşma günü tebliğinin de aynı şekilde yapıldığı, bilirkişi raporu tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında da davalının değinilen mernis adresine tebligatın çıkarıldığı ve tebliğ mazbatasında davalının yurt dışında olduğu belirtilerek TK. 21/2. maddeye göre tebliğin yapıldığı, gerekçeli kararın ise “mernis adresi” olduğu belirtilmek suretiyle yine “ Nişancı Mahallesi Balcı Yokuşu Sokak No: 38 İç Kapı No:4 Eyüp/ İstanbul” adresine tebliğe çıkarıldığı, “ Adresin kapalı olması nedeniyle ... ...’ye sorulduğu, muhatabın yurt dışında olduğunun beyan edilip imzadan imtina edildiği, TK. 21. maddesine göre mahalle muhtarına tebligatın teslim edilip 2 no’lu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı” belirtilmek suretiyle karar tebliğinin de 03/06/2016 tarihinde yapıldığı; davalı vekilinin 05/07/2021 tarihli temyiz dilekçesinde, davalıya yapılan tebligatların ve karar tebliğinin usulsüz olduğunu, davalının 30/06/2021 tarihinde davadan ve karardan haberdar olduğunu ileri sürerek kararı temyiz ettiği, temyiz aşamasında davalı tarafından verilen dava vekaletnamesinde davalının adresinin “ Sıegenerstr. 19 13583 Berlin / Almanya Federal Cumhuriyeti” şeklinde yazılı olduğu, Mahkemece verilen 09/08/2021 tarihli Ek Karar ile davalının temyizinin süresinde olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verildiği; anılan Ek Kararın davalı vekiline 16/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı vekili tarafından Ek kararın 11/08/2021 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Davalının mernis adresine yapılan tebligatlarda yurt dışında olduğu tespit edildiğine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesi gözardı edilmek suretiyle, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi uyarınca, davalının adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adres olarak kabul edilmesi ve bu adrese tebligat yapılması doğru olmadığı gibi, TK. 21/1. maddesi koşullarına uygun bir tebligat yapıldığından söz etmek de mümkün değildir.

O halde, davalının temyiz isteğinin süreden reddine ilişkin usul ve yasaya aykırı Ek Kararın kaldırılarak, davalının temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiğinde kuşku yoktur.

Hal böyle olunca; davalının, temyiz aşamasında vekille temsil olunduğu da gözetilerek, dava dilekçesi ve ekleri ile duruşma gününün davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra davalının savunma ve delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat ile yetinilerek davalının savunma ve hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayacak şekilde yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/08/2021 tarihli ve 2015/106 Esas - 2016/267 Karar sayılı Ek Kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21/04/2016 tarihli 2015/106 Esas 2016/267 Karar sayılı hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.